C. ORTA DOĞU'DA MANDA YÖNETİMLERİNİN KURULMASI

Orta Doğu hangi özellikleri ile büyük devletlerin ilgi alanı olmuştur?
  • I. Dünya Savaşı'na kadar Osmanlı egemenliğinde olan Orta Doğu yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle son derece önemli bir yerdi.
  • Ortadoğu, XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin iyice zayıflaması üzerine İngiltere, Fransa, Rusya, sonra da Almanya ve İtalya'nın etkin olmak için uğraştıkları bir alan hâline geldi.
  • I. Dünya Savaşı devam ederken İngiltere, Fransa ve Rusya aralarında yaptıkları gizli anlaşmalarla Orta Doğu'yu paylaştılar.
  • Arapları Osmanlı’ya karşı savaştırarak Irak ve Filistin toprakları üzerinde kendisine bağımlı bir Arap devleti kurmayı hedefleyen İngiltere; gizli bir antlaşma olan Mc Mahon Antlaşması'yla (1916) Şerif Hüseyin’e bağımsız bir Arap devleti vaat etti. Bazı Arap kabileleri dünya savaşı yıllarında Osmanlıya karşı harekete geçti.
  • Fransa İngiliz planının çıkarlarına uygun olmaması üzerine, yeni bir antlaşma yapılmasını istedi. Rusya'nın da onayı alınarak 9 Mayıs 1916'da Sykes-Picot Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre;

-Rusya'ya; Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis ile Güneydoğu Anadolu'nun birkısmı,
-Fransa'ya; Doğu Akdeniz Bölgesi, Adana, Antep, Urfa, Diyarbakır, Musul ile Suriye kıyıları,
-İngiltere'ye Hayfa ve Akka limanları, Bağdat ile Irak'ın güneyi verilecektir.
-Fransa ile İngiltere'nin elde ettiği topraklarda Arap devletleri konfederasyonu veya Fransız ve İngiliz denetiminde tek bir Arap devleti kurulacak,
-İskenderun serbest liman olacak,
-Filistin'de, kutsal yerleşim yeri olması nedeniyle bir uluslar arası yönetim kurulacaktır.
  • 1917 İhtilali ile savaştan çekilen Rusya, gizli anlaşmaları açıkladı.
  • ABD, savaşa girerken yayınladığı Wilson Prensipleri'ne göre gizli anlaşmaları kabul etmeyeceğini açıklamıştı. Bu yönüyle, İngiltere ve Fransa'nın Orta Doğu planlarını bozacak nitelikte maddeler içermekteydi. Bunun üzerine iki devlet, zaman kazanmak için bunu kabul etmiş göründü.
  • 1918 Aralık ayında yapılan bir anlaşmayla, İngiltere'nin savaş sonrası Avrupa'daki düzenlemelere ilişkin bazı taleplerinden vazgeçmesi ve Musul petrollerinden Fransa'nın da pay alması koşuluyla, Fransız nüfuz alanında bulunan Musul'un İngiliz nüfuz alanına katılması kararlaştırılmıştı
  • 1920 Nisanında toplanan San Remo Konferansı'yla ise; Musul petrol alanları Fransa'nın da pay alması koşuluyla resmen İngilterenim denetimine girmiştir. Böylece İngiltere, I. Dünya Savaşı sonunda Irak petrol alanları üzerinde tam bir denetim üstünlüğüne sahip olmuştur.
  • San Remo Konferansı’na (Nisan 1920) göre Fransa, Suriye ve Lübnan'ı; İngiltere, Irak, Filistin ve Ürdün'ü aldı. Ayrıca Sevr Anlaşması ile Anadolu'da nüfuz bölgeleri kurarak buraları işgal etmeye başladılar. Bunlar dışında İngiltere daha önceden işgal etmiş olduğu Mısır ve Kıbrıs'ı resmen kendisine bağladı. Böylece Orta Doğu toprakları, I. Dünya Savaşı sonunda galip devletlerin kontrolü ve egemenliğine girmiş oldu.
  • Wilson Prensipleri'nden biri de "yenilen devletlerden toprak alınmaması" idi. İtilaf Devletleri bu maddeyi etkisiz kılabilmek için görünüşte bu maddeye paralel gibi duran "manda yönetimi" sistemini ortaya atarak bunu Orta Doğu'da uygulamak için harekete geçtiler.
  • Buna göre; sömürmeyi düşündükleri devletlerin kendi kendini yönetmeye yeterli olmadıklarını, belli bir seviyeye gelinceye kadar, bunların yönetim sorumluluğunun Milletler Cemiyeti adına daha gelişmiş milletlere verilmesi savundular. (Manda yönetimi Millî Mücadele Döneminde Anadolu'da da tartışılsa da Erzurum Kongresi'nde reddedildikten sonra Sivas Kongresi'nde kesinlikle reddedilmiştir.)
  • ABD'nin savaş sonrası tekrar yalnızlık politikasına dönmesi ve Osmanlı Devleti’nin yıkılmak üzere olmasıyla İngiltere ve Fransa'nın Orta Doğu'da daha serbestçe hareket edebildiler.


a. İngiltere ve Orta Doğu konu anlatımını okumak için tıklayınız.
b. Fransa ve Orta Doğu konu anlatımını okumak için tıklayınız.