Örneğin çok acı bir yeşil biberi ilk defa yemeyi deneyen insanlar çok acı olduğu halde bunun zehirli olmadığını nasıl anlamışlar ve yemeye devam edebilmişlerdir?

İnsanların diyetlerinin şekillenmesi, büyük ölçüde deneme-yanılmaya dayanıyor. Ancak, bu şekillenme süreci boyunca yaşam için potansiyel tehlike olabilecek belli bazı kokulardan ve tatlardan uzak durulduğu da bir gerçek. Kesin kokular, acı tatlar, hatta ekşi tatlar, insanların uzak durdukları besinleri belirleyen öncelikli etkenler. Küçük çocukların da beslenme alışkanlıklarında bunlardan özellikle uzak durmaları da aynı nedene bağlanıyor.

Hem besin hem de su gereksinimini karşıladığı görülen, tokluk hissi yaratan, tadında ya da kokusunda herhangi bir uyarıcı nitelik bulunmayan sebze ve meyveler, diğerlerine kıyasla insanın diyetine çok daha çabuk girerek benimsenmiş.

Ancak, tadı ya da kokusu bu saydığımız ölçütlerin aslında dışında olan bazı besinlerin insanların diyetine girmiş olma nedenleri, başka etkenlere de dayanıyor olabilir. Çeşitli etnik grupların, belli inanışlar ya da alışkanlıklar dahilinde oluşturdukları beslenme tercihleri, daha sonra damak zevki olarak adlandırdığımız kavramın ortaya çıkmasına da önayak oluyor. İnsanların yaşadıkları bölgelerde bulunabilir olan ve olmayan besin maddelerine göre de şekillenen damak zevki, örneğin biberin hiç yetişmediği bir coğrafyada yaşayan insanların bu tada tamamen yabancı olmalarına ve belki de bir şekilde önlerine biber çıkması durumunda onun tadından hiç hoşlanmamalarına neden oluyor. Farklı coğrafyalar arasındaki kültürel etkileşim de, bu bölgelere özgü olan tatların, başka coğrafyalara yayılmasına yol açıyor.

Tabii ki hangi besinin ilk önce nerede ne şekilde yenmeye başladığına ilişkin kesin kayıtlar yok (ekimi ya da yetiştirilmesi yapılan türler haricinde). Ancak, biberin ne şekilde tüketilmeye başlandığı konusunda size birkaç varsayım sunabilirim:

* Biber bitkisinin önce tatlı olan bir türü yenmiş, hoşa gitmiş, daha sonra acı olan türleri de sakınılmadan yenmeye başlanmış olabilir.
* Tesadüfen bir et parçası üzerine düşmüş olan bir parça biberin, bu eti koruyucu özelliği ya da etin tadını güzelleştirici etkisi fark edilmiş, bundan sonra da bir tercih nedeni olmuş olabilir.
* Acı biber, bir etnik grupta bir inanışın parçası olmuş (örneğin kötülüklerden arındırdığı gibi) ve önce bu etnik grubun beslenme alışkanlıklarına yerleşmiş, daha sonra da bu etnik grubun etkileşim içinde olduğu diğer kültürlere aktarılmış olabilir.
* Aslında tıbbi özelliği de olan biber bitkisinin, yine bir otacı tarafından bir hastayı tedavi etmek amacıyla tesadüfen kullanımına şahit olunmuş, bundan sonra da tüketilmeye başlanmış olabilir.

Alıntıdır..

Fikirlerinizi bekliyorum....

[glow=red,2,300]*SüRgÜn*[/glow]