Moğol fitnesinin tar u mar ettiği yerlerden kaçarak kendisini kurtaran boylardan biriside Osmanlıların atası olan Kayı Han aşireti idi. Tarihçilerin kuvvetli rivayetine bakılırsa bu boy el-Selçuk refakatiyle Maveraünnehir'den İran topraklarına geçenlerden olup, bir müddet burada yerleşmiş iken, Cengiz'in ortaya çıkışı ile mecburen batıya göç etmiştir. Önce Ahlat'a sonra Azerbaycan'a ve nihayet Haleb'e doğru hicret edilmiştir. Aşiret reisi Süleyman Şah, Caber Kalesi önünden akmakta olan Fırat Nehrin'e attan düşerek vefat etmiştir.

Bu büyük vefat üzerine aşiretin bir kısmı asıl vatanlarına dönerken, 400 hane halkı Süleyman Şah'ın oğullarından Ertuğrul ve Dündar Beyler başlarında olmak üzere Sürmeli Çukur ve Pasinler Ovası'nda çadır kurmuşlardır.

Ertuğrul Gazi, gazaya yönelip cihadı arzu etmeye başlamış, en büyük oğlu olan Savcı Bey'i Konya'da bulunan Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad'a göndermiş, yereşmek gayesiyle yaşayabilecekleri bir toprak istemiştir. Sultan bu arzuyu müspet karşılamış ve Ankara yakınlarındaki Karacadağ arazisini uygun görmüştür. Gerçekten burası çok güzel kışlık ve yaylaklara sahipti.

Selçuklular ile Moğollar'ın savaşında Ertuğrul Gazi bilmeden, fakat mertliğin ve haiyetinin bir neticesi olarak Selçuku ordusuna yardım etmiş, böylece üstün durumda olan Moğollar hüsrran ve hezimete uğramıştır. Bunun üzerine kendisine Söğüt kasabası verilmiştir. Bundan sonra Ertuğrul Gazi Selçukluların büyük ümerası arasında yer almıştır. Kalan ömrünü ibadet ve gaza ile geçiren Ertuğrul Gazi, doksan yaşını geçmiş olarak (H:680-M:1281-1282) senesinde vefat etmiştir.

Kaynak: Abdurrahman Şeref Efendi.

Selametle