Efendim, Harf Devrimi kararı verilmiş. Türk alfabesinin harfleri belirleniyor. Arap alfabesinde bir kaf var, bir de kef.. Falih Rıfkı Atay başta, gençler, “k” harfinin ikisini de karşılayacağı inancında.

Tasarı Atatürk'e sunulmuş. O gece Ata'nın ünlü sofrasında konu bu harfler tabii. Başından beri Latin harflerine karşılığı ile bilinen Kazım Özalp Paşa dertli. Kaf ile Kef'in aynı harfle temsilini kabul edemiyor.

“Q harfi olmazsa ben imzamı nasıl atacağım paşam” diye soruyor Atatürk'e. Okyanusu geçmiş Atatürk. Yeni bir sorun istemiyor. “Bir harften ne çıkar onu da kabul edelim” diyor.

Diyor ama içindeki burukluğu Falih Rıfkı biliyor.

Atatürk imzasında küçük harfler kullanıyor. gazi m.kemal diye atıyor imzasını önceleri. Sonraları k.atatürk diye. Ve Q'nun küçük harfi q'yu sevemiyor bir türlü. Eli “k” yı daha görkemli buluyor, imzasında. Falih Rıfkı, Atatürk'ün bu zaafını iyi kullanıyor ertesi gün ve Ata'yı yeniden ikna edip Q harfini gene çıkarttırıyor alfabeden...

Falih Rıfkı “Bereket Atatürk q'nun büyük harfi Q'yu kullanmıyordu. Çünkü Q, K'dan çok daha gösterişli bir harfti” diye anlatır sonraları...