Ermenistan-Türkiye milli takımlarının yapacağı maç, iki ülkede geniş tartışmaya neden oldu. Atatürk'ün düşmanlarıyla barışma yaklaşımı nasıldı?

Türkiye’nin Ermenistan konusu ile yüzleşmesi bugüne nasipmiş. Ne yazık ki bugüne kadar bu yüzleşmeyi yapamadı. Oysa bunu en az 90 yıl önce yapmalıydı. Ermenistan ile ilişkiler, Transkafkasya Federasyonu’nun 28 Mayıs 1918’de Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti’ne dönüştüğünde çözümlenmesi gerekirdi


İki toplum arasında 1915 yılında nelerin yaşandığını burada anlatmaya gerek yok. Öyle veya böyle herkes iki tarafın ortaya koyduğu tezleri biliyor. Benim üzerinde durduğum esas nokta başka.

Biz bayramını 30 Ağustos’ta kutladığımız zaferi kime karşı kazandık: Yunanistan’a.
Yunanistan’ın Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki hamisi kimdi: İngiltere.
Topraklarımızı kimler işgal etmişti: İngiltere, Fransa ve İtalya.
O dönemde bize en çok yardım edenler kimlerdi: Hindistan (bugünkü Pakistan), Afanistan ve Sovyet Rusya.

Türkiye Birinci Dünya Savaşı’nda ve sonrasında kendisine en çok düşmanlık eden İngiltere ve hempaları ile ne zaman masaya oturdu: Lozan’da. Savaştan hemen sonra 20 Kasım 1922’de. Yani zaferden sadece iki buçuk ay sonra.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti adına konferansa katılan İsmet Paşa, İtalya’nın alınmaması için 12 Adaları gündeme bile getirmedi. İngiltere’yi gücendirmemek için Musul’un kopması sürecini başlatan neden olan mutabakata imza attı.

Denebilir ki “Biz Kurtuluş Savaşı’nda İngiliz, İtalyan ve Fransızlar ile savaşmadık. Onun için onlarla hemen ilişki kurmak mümkün olmuştu”. Böyle diyenlere söyleyecek başka bir sözüm var.

Bizzat boğaz boğaza harp ettiğimiz Yunanistan'ın Cumhurbaşkanı Elefterios Venizelos ile İstiklal Savaşı’nın Başkomutanı Mustafa Kemal Paşa savaşın hemen ardından diyaloga geçti. Venizelos, 30 Ekim 1930’da Ankara’yı ziyaret etti. Atatürk, konuğunu bizzat Çankaya’da ağırladı. Cumhuriyet’in 7. kuruluş yıldönümü balosuna birlikte katıldılar.

Bir yıl sonra 5 Ekim 1931’de Başbakan İnönü, Atina’yı ziyaret etti. İnönü, iki ülke arasındaki ihtilafları gideren “Dostluk” anlaşmasına aynı tarihte imza koydu.

Şimdi en büyük savaşı verdiğimiz batı komşumuz Yunanistan ile böyle bir tablo çizerken doğu komşumuz Ermenistan ile hiçbir diyalog kapısı açık bırakmamak hangi akla ve mantığa uygun olabilir?

Bu noktada hemen ön plana sürülen Ermenistan’ın bağımsızlık kazanmasının ardından aldığı bir karar var. Eremeni Parlamentosu’nun 6 Aralık 1989’da iki ülke sınırını belirleyen Ekim 1921’de imzalanan Kars Anlaşması'nı feshetmesi kararı gündeme getiriliyor. 23 Ağustos 1990’da ilan edilen “Bağımsızlık Bildirgesi”nin 11. maddesinde geçen ve Türkiye’nin doğusunu, “Batı Ermenistan” olarak niteleyen kararı dikkate veriliyor.

Şurası unutulmamalı. Türkiye ile Ermenistan sınırdaş, komşu. İki ülke de kiracı değil ev sahibi. Kalkıp kendilerine başka yerde yurt arama imkanı yok.

Bütün bu sorunlar orta yerde durmasına rağmen diyalog yolu açılmalı. Mustafa Kemal Paşa ile Venizelos, diyalog kurduklarında ortada sorunlar yok mu idi? Harpten çıkan iki milletin sorunlarının bulunmadığı iddiasını ortaya sürebilecek ahmak ül humaka birisinin olabileceğini sanmıyorum.

3 milyondan az nüfusu bulunan ve Konya ilimizden daha küçük bir toprağa sahip bir ülkenin, Türkiye gibi bir ülkenin önünü tıkamasına izin verme lüksüne hiç kimse sahip değil.

Kimse bunun sorumluluğunu almamalı. Atatürk’ü her konuda kendine rehber edindiği iddiasında bulunanlar, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin düzelmesinin öncülüğünü yapmalılar.

O halde, bütüortada olan sorunların hepsi biline biline diyalog sağlanmalı. Psikolojik üstünlük Türkiye'de. Ermenistan, dünyada Türkiye'yi köşeye sıkıştırmış, çıkar yolu kalmadığı için Ermenistan'a gidiyor olsaydı bunu tartışmak gerekirdi.

Halbuki tam tersine bir durum var. Ermenistan'da ileri geri konuşan yönetim gitmiş yeni bir yönetim gelmiş. İki ülkenin yapacağı maç dolayisiyle Ermeni Cumhurbaşkanı, bizim cumhurbaşkanımıza bir davet yapmış. diyalog için Türkiye'ye bundan daha iyi bir zemin olamaz.

***

Son bir itiraz noktası var. Azerbaycan-Türkiye ilişkilerini Türkiye dinlememeli mi? Bu elbette yerinde bir itiraz.

Peki Atatürk, Mehmet Emin Resulzade'nin kurduğu bağımsız Azerbaycan'ın yıkılması için nasıl çalıştı?

Bunu da önümüzdeki yazımızda ele alalım.


Ünal TANIK/haber 7