1. #1
    raltar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Ağustos.2007
    Yaş
    53
    Mesajlar
    734


    Çöyr Yazıtı

    Yazıt Mevkii:
    Moğolistan’ın Dornogovı aymağı Çöyr demiryolu istasyonundan 15 km. kuzey-doğu yönünde, Urga-Kalgan yolunun doğusunda, Sansar-Ula (veya Baga Sansar) dağının güney eteklerindeki kurgan yerinde 1928’den önce JamtsaranoTseeveen ve Sendsüren tarafından bulunmuştur. Klyaştornıy, Obruçev (1895)’e atıfla bu kurganların Gobi’dekikuzeyden ilerleyen eski mezarların son kolonileri olduğunu belirtir (1971:249). Yazıt 1929 yılında, bulunduğu yerden alınarak Ulaanbaatar’a getirilmiş, Moğolistan Halk Cumhuriyeti Merkezî Devlet Müzesi’nde korunmaya alınmıştır. 1995’ten itibaren ise‚ Ulaanbaatar’da Moğolistan Millî Tarih Müzesi’nde bulunmaktadır (Orkun 1994:356; Klyaştornıy 1971:249; Bold 1990:40; Sertkaya 1998b:33). 1928’de yazıt ve kurganın genel görünüşleriyle ilgili 4 fotoğrafın SSSR BilimlerAkademisine gönderildiği bilinmektedir. 1933’te ise Ts. J. Jamtsarano taş üzerinde yazının kopyasını S.Ye. Malov’a göndermiş ve ilk olarak Malov yazıtı 1936’da metin ve tercüme olarak neşretmiştir (Orkun 1994:356; Klyaştornıy 1971:249; Bold 1990:40;
    Sertkaya 1998b:33).

    Yazıt Tanımı:
    Bulunduğu sırada, yazılı taş babanın yüzü güney-batı istikametine bakıyordu. Toprağa gömülü olduğu zamanki yüksekliği 100 sm. olan taş babanın esas yüksekliği 130~140 sm.’dir. MOTAP-Albümünde taş babanın boyutları 108:140 sm olarak belirtilmiştir (2001:167). Ön yüzü biçimlendirilmiş taş babanın diğer detayları ile ilgili Jamtsarano’nun tespitleri en son Sertkaya 1998b’de, yüzünün düşey uzunluğu 35 sm.; yüzünün yatay uzunluğu 30 sm.; bir kulaktan diğer kulağa uzunluğu 42 sm;boynunun genişliği 82 sm.; omuz genişliği 102 sm.; belinin çevresi 100 sm. olarakverilmiştir.
    Yazılar taş babanın gövde kısmının ön yüzünde yer almaktadır. Ana yazıt aslında dört satırdır. İlk satır, gövdenin sol omuz hizasının az altından başlayarak aşağıya doğru iner ve nç harfinden sağa kıvrılarak dönüp gövdenin aşağısında devam eder,ana yazıt alanının sağ bitiminden tekrar kıvrılarak yukarı doğru çıkar. Bu U şeklindeki satırın ortasında özel adların geçtiği iki kısa satır yer alır ki, bunlar yazılı taş babanın anılarına dikildiği kişilerdir. Ön yüzdeki bu ikinci ve üçüncü kısa satırların da yazım yönü U satırla aynı olup yukarıdan aşağı doğrudur. Birinci U satırı muhtemelen iki yönde dallanarak devam etmiştir: İlki gövdenin altına devam eden satırsa, diğeri sola kıvrılarak bu sefer aşağıdan yukarı doğru ön yüzün dışına az taşarak, koltuk altına yakın yerde biten ẅgn2I ile başlayan satırdır. Yazıtın kolofon satırı gövdenin sağında olup ana yazıt alanının dikey kısmının dışında kalmaktadır, yazım yönü yukarıdan aşağıya doğru olan satır, ana yazıtın U satırının sağ alt köşe hizasını aşarak neredeyse taş babanın bitimine kadar uzanmaktadır (bkz. MOTAP-Albümü: 168-169). Yazıt Klyaştornıy’e göre 6 satır ve 72 işaretten oluşmaktadır (1971: 249-254), ancak daha sonraki tespitler işaret sayısının daha çok olduğunu göstermiştir.Taş babanın sol omuz hizası altında alt alta iki damga yer almaktadır. Bunlardan altta olanı Kök Türk kağanlık sülâlesinin boy damgası ile birleştirilmiştir ki doğrudur.
    Diğer üstteki damga, Eski Türk Runik yazıtlarının damgaları bütüncesinde henüz biricik damga durumundadır, ancak Klyaştornıy hem Çin kaynaklarındaki malzemeye hem de diğer araştırmalardaki Türk at damgalarına bakarak damgayı belirlemeye çalışmıştır (1971 250-253). Bu damga, Dundgovi aymağı, Goviugtaal ili,Goviugtaal somonunda 1997 yılında Ts. Battulga tarafından bulunup aynı yılda yayımlanan İh Biçigt kaya yazıtındaki damgalardan birine de benzetilebilir. Bu damga için bkz. Battulga (2001: 58, 12alt, 12 numaralı resimlerin 6.’sı). Bu yazıtta Kök Türk sülâle damgası yanında Tunyukuk yazıtı damgası ile Ongin ve başka yazıtlarda da bulunan çengel damga da tespit edilmiştir. Bunlar için bkz. Battulga (2001:58, 12üst, 12 numaralı resimlerin 5.’si). Hem bu İh Biçigt yazıtını hem de son yıllarda Dundgovi aymağında bulunan diğer Türk Runik harfli yazıtları, birbiriyle ilişkili tarihsel bağlam içinde Çöyr yazıtı ile birlikte değerlendirmek ilgi çekici olabilir.

    Yazıt Sahipleri:
    Tun Bilgä (st. 2) ve Tun Yägän Ärkin’dir (st. 3). Biri erkin görevi ile yazıt sahiplerinin ikisinin de Tun ön adını taşımaları dikkat çekicidir. Tun ön adı Ötüken Uygur kağanlığı döneminde de karşımıza çıkar. Üçüncü Ötüken Uygur kağanı Bögü’yü öldürüp yerine kağan geçen ve bu devlet yıkılıncaya kadar da onun neslinden olanların kağanlık tahtını işgal ettiği Bögü’nün birinci dereceden ‘yeğen’i ve baş veziri kişinin de adında bu ön ad vardı: Tun Baga (kağanlık süresi 779-789). Ama ondan önce, Bumın kağanın küçük kardeşi İştemi’nin oğlu, dolayısı ile Bumın kağanın birinci dereceden yeğeni Tardu’nun küçük kardeşi, Çin kaynaklarında T’ung shê-hu olarak geçen Yabgu’nun adının ilk unsuru da Tun olarak kurulabilirse (bunun için Bkz. Golden 2002:110), Tun ön adı soyu Kök Türk kağanlık sülâlesi, Aşinalara çıkanlarda da vardı. Ötüken Uygur kağanı Bögü’nün, onun babasının ve devlet idare edilecek yer Ötüken’i sonunda ele geçirip ‘Kutlug Bilge Kül Kağan’ sanıyla kağanlık tahtına oturan dedesinin sülâlesinin Yağlakar olduğunu bildiğimize göre, Maniheizme karşı Kök Tengrici eğilimleri baskın gelerek amcasının oğlu kağan Bögü’yü ve etrafını alan Manici Sogdları giderip kağanlık tahtına oturan Tun Baga da Yaglakar’dı. Tun adına, Uybat I mezar yazıtında (Y 30) ise, yazıt sahibinin adı olarak Çabış Tun Tarkan şeklinde, bu defa ikinci sırada rastlanır ve biz hem çabış hem Tun hem de Tarkan olan bu şahsiyetin kimlerden olduğuna dair bilgiye şimdilik sahip değiliz. Kök Türk devletinin yeniden dirilişinde ciddî payı olan Aşitelerin en ünlüsü,İlteriş’i İlteriş kağan kılan, Bilge Kağanın kayın atası baş vezir ‘Tunyukuk’un adında da bu Tun’u aramak mümkün gözükse de, yalnızcı Tun adından, daha doğru olarak Tun sanından hareketle, onların belli bir aileden çıkanlara san olduğunu söylemek için bilgilerimiz yetersizdir. Ancak, mevcut malzeme en azından Aşinalardan

    Biz çabış adını, her ne kadar hem bilgeliği hem de çabışlığı bizzat kendisi tarafından dile getirilen Tunyukuk’tan biliyor isek de, 751’de T’ang güçlerine karşı isyan eden, ama başarısız olan Kök Türk devletinin batı kanadından Çaç/Şaş/Taşkent hâkiminin adında da buluyoruz, Golden (2002:114).
    Yağlakarlara uzanan bir hat üzerinde, kağan ve asıl kağan ailesi üyelerinin sanlarında Kül’ü buldururken, Tun ön adlıların/sanlıların kağanlık yönetiminde her zaman ikinci kurda, baş vezirlik makamında yer aldıklarını, kağan kılıcı bir işlevi üstlendikleri gibi,somut olarak Ötüken Uygur Kağanlığında görüldüğü üzere iktidarı ele geçirme hakkını da kendilerinde görebilen asıl kağanı çıkaran ailenin birinci dereceden akrabaları da olduklarını söylenebilir.
    Yazıt sahipleri hem Tun Bilgä’nin hem de Tun Bilgä Erkin’in kimlikleri, bizce kağan kılıcı bir aile üyesi oldukları bağlamı içinde aranmaya ve Kök Türk devletinin fetret döneminin sonlarında çıkan isyan hareketleri ile birlikte araştırılmaya değerdir.

    Yazıtın Dikiliş Tarihi, İçeriği ve Tarihsel Değeri Üzerine:
    Yazıtta geçen eksik “? yılının üçüncü ayının yedinci günü” tarihi Tun Bilgä (st. 2) ve Tun Yägän Ärkin (st.3)ad-unvanlı kişilerin ölüm tarihlerini vermektedir. Bu ay-gün bildirmenin başındaki silik kısımda, 12 hayvanlı takvime göre, belki yıl da bildirilmişti. Ancak, yazıt, taş
    babanın zamanını tahminde, daha önceki okuma ve yorumlama denemelerinde de söylendiği gibi birkaç veri daha sunmaktadır. En önce, U satırın ilk iki sözcüğü yazılı taş babanın İlteriş Kağan dönemine (Kağan oluş T. 680) ait olduğunu söylememize izin verir.

    Fotoğraflardan yalnızca ç harfinin belli olmasına rağmen, Sertkaya (1998)’de“İlteriş Kağana” ibaresinin ardından gelen kısmın içikiŋ olarak okunması, hem dil bilgisel hem de yazılı taş babanın dikildiği yere bağlı olarak dönemin siyasî tarihi hakkında söylenebilecekler açısından doğru olmalıdır. içikiŋ okuması hem bağlamsal hem de dil bilgisel açıdan doğrudur, çünkü “İlteriş kağana tâbi olun” şeklinde yüklemi çokluk 2. kişiye emir kipinde çekilen cümle, sola dallanan “mutluluk içinde yaşayın” cümlesinin çokluk 2. kişi emirde çekimlenen yüklemiyle bir yandan dil bilgisel uyum sağlarken, bir yandan da ikinci cümle birincinin mantıkî sonucunu vermekte, yani yazıt sahiplerinin ağzından İlteriş kağana tâbi olursanız, onun kağanlığını tanırsanız, mutluluk ve huzur içinde yaşarsınız sonucuna ulaşılmaktadır.Nitekim mezar yazıtı türündeki yazıtlarda bu türden öğüt cümlelerine sıkça rastlanır.Meselâ, yine Kök Türk devletinin ikinci dönemi başından Ongin yazıtının sağ yüzündeki üçüncü satır da böyle bir öğüt cümlesidir. Yine bu aynı cümleden hareketle yazılı taş babanın İlteriş’in kağanlık ilânının başlangıç dönemlerine, yani dağınık veya Çin esaretindeki Türk boylarının İlteriş’in kağanlığına katılmalarının teşvik edildiği bir zamanda dikildiği sonucuna da varılabilmektedir. Öte yandan yazılı taş babanın bulunduğu mevkii dikkate alarak, Çin esaretine ilk isyan hareketlerinin buralardan başlamış olması bakımından anlamlıdır. Gobi’nin güneyinde, yani Ch’an-yü Tu-hu-fu’da 679 yılında başlatılan, fakat iki kez başarısızlıkla sonuçlanan yeniden diriliş döneminde bu tutukluğun askerî valilerinin Aşine sülâlesine mensup oldukları da Çin kaynaklarından bilinmektedir (CTS 194A,5166; HTS 215A, 6042; TCTC 202, 6392; TT 198, 1073b; bunun için kz. Taşağıl 1999:49, 59). Yazıtın kolofon satırı (4. str.), standart kolofonlama açısından bakıldığında, ancak iki kısımdan oluşmaktadır: Bunlardan biri yazıt yazıcısının adını belirterek yazıtı yazdığını bildirdiği cümlesi ise, diğeri yine onun dilek cümlesidir. Yazıtın yazıcısı ve hazırlatıcısı Toluk’tur. Toluk’un dilek cümlesi kendisine iyi bir talih dilenmesini istediği cümlesidir.

    Yazıt Anlatıcıları:
    Yazıtın iki anlatıcısı vardır. Birinci anlatıcı, çokluk birinci kişi ağzından konuşarak Anlatıcı 1’leri oluşturan yazılı taş babanın adlarına dikildiği Tun Bilgä (st. 2) ve Tun Yägän Ärkin (st. 3) iken, diğeri yazılı taş babayı yazan ve hazırlatan Teklik 1. kişide konuşan Anlatıcı 2 Toluk’tur (st. 4) Ana yazıt içeriği atlarını ve davarlarını, yani mal-müklerini bırakıp ayrılan, yani ölen Tun Bilgä (st. 2) ve Tun Yägän Ärkin’in geride kalanlara İlteriş’in kağanlığını
    tanımak suretiyle mutluluk içinde yaşayacaklarını öğütlemesinden ibarettir.

    Yazıt Hakkında Yapılan Çalışmalar:
    Yazıt hakkında yapılan dikkate değer çalışmalar ve değerlendirmeler kronolojik
    olarak aşağıdadır. Diğerleri için bkz. Sertkaya (1998ab)
    Malov S.E. (1936) Novıe pamyatniki s turetskimi runami, YaM, t. VI-VII, L. 1936, s.
    251-259.
    Orkun H.N. (1938) Eski Türk Yazıtları. II, 164-168.
    Rinçen E. (1968) Les Dessigns pictographique et les Inscriptions sur les rochers et sur les
    steles en Mongolie, Ulanbaatar.
    Klyaştornıy S. G. (1969) Runiçeskaya nadpis’ na kamennom izvayanii iz Çoyra. PP i
    PİKNV‚ V‚ Leningrad 1969‚ 46-47.
    Klyaştornıy S.G. (1971) Runiçeskaya nadpis’ iz Vostoçnoy Gobi. Studia turcica,
    Budapest, 1971, 249-258.
    Klyaştornıy S.G. (1980) Drevnetyurkskaya nadpis’ na kamennom izvayanii iz
    Çoyrena. Stranı i narodı Vostoka, Vıp. 22, Moskva, 90-109.
    Bold L. (1990) Bnmau-ın nutagdax’ xadnı biçees. Ulaanbaatar 1990.
    Sertkaya O. F. (1998a) Die Runen-Inschrift von Çoyr. Bahšı Ögdisi, Festschrift für
    Klaus Röhrborn anlässlich seines 60. Geburstag / 60. Doğum Yılı Dolayısıyla
    Klaus Röhrborn Armağanı, Freiburg – İstanbul, 1998, 349-361. Türkçesi: (1998b)
    Göktürk Harfli Çoyr Yazıtı. Orkun‚ 5. Sayı (Temmuz 1998)‚ 33-38.

    3. Çevirisi:
    (1) U st.: İl Teriş Kağana tâbi olun; öğünerek-sevinerek2 hayat sürün. Üçüncü ay(ın) yedisinde ayrıldık, at(tan) davardan(=mal-mülkten).

    (2) Tun Bilgä

    (3) Tun Yägän Ärkin.

    (4) Kolofon st.: Toluk yazdım. Baht açıklığı dile bana.

    F. Sema Barutcu Özönder
    Prof.Dr., Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve
    Edebiyatları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. Araştırma alanı tarihsel Türk dili.

    Not: Makale kısaltılmıştır.
    Başlıgıg yükündürtümüz,tizligig sökürtümüz / Başlıya başeğdirdik,dizliye diz çöktürdük.

  2. #2

    Üyelik tarihi
    09.Şubat.2008
    Mesajlar
    107

    Teşekkür ederim. Makalenin hangi tarihte ve nerede yayınladığı belirtilmemiş. Buna da ben katkıda bulunayım. Bu makale, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi (2006), 3/3, s. 108-124'te yayınlanmıştır. Kaynak

Benzer Konular

  1. Bugut Yazıtı ve Anıt Mezarı
    Konu Sahibi ilteriş Forum İlk Türk Devletleri Araştırmalar
    Cevap: 1
    Son Mesaj : 29.Ağustos.2009, 00:35
  2. Terhin Yazıtı
    Konu Sahibi raltar Forum Genel Tarih Araştırmaları ve Makaleler
    Cevap: 4
    Son Mesaj : 08.Şubat.2009, 21:03

Giriş