Einstein: ''Dünyanın en büyük lideri Atatürk!''..


Prof. Dr. Münir Ülgür'ün, Prof. Dr. Kerim Erim ve Dr. Adıvar'dan sonra, Einstein ile görüşme yapmış olan üçüncü bilim insanımız olduğu ortaya çıktı.



İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi Emekli Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Münir Ülgür ile 9 Ekim 2006 günü Fenerbahçe’deki evinde EMO (Elektrik Mühendisleri Odası)’dan Muhittin Karahan ile birlikte bir görüşme yaptık.

Bu görüşmenin konusu, Sayın Ülgür’ün Bilimsel ve Mesleki yaşam öyküsünü kendisiden dinlemek ve bazı bilimsel ve tarihsel konularda görüşlerini almaktı.

Prof. Dr. Ülgür’ün bu görüşmemiz sırsında söylediklerinin tümü, EMO İstanbul Şubesi’nin yayınları arasında çıkacak. Bu görüşmemizde üzerinde konuşulan konuların en ilginçlerinden biri, Sayın Ülgür’ün Einstein ile yaptığı görüşmeydi.

Böylece Prof. Dr. Münir Ülgür’ün, Prof Dr. Kerim Erim ve Dr. Adnan Adıvar’dan sonra, Einstein ile görüşme yapmış olan üçüncü bilim insanımız olduğu ortaya çıkıyordu.

Prof. Dr. Münir Ülgür, Einstein ile yaptığı görüşme konusunda şunları söyledi:

YIL 1948

“İTÜ tarafından General Electric’te eğitim çalışması yapmak üzere 1948’de ABD’ye gönderildim. Beni General Electic seçti. Çok zor kabuldü. Seçim için ABD’den profesör gelmiş, beni imtihan ederek ve sonra da benimle bir mülakat yaparak karar vermişti.

“ABD’de 2.5 sene kaldım. Philadelphia’da çalışıyordum ve Einstein’ın da Princeton Üniversitesi’nde olduğunu biliyordum. Einstein ile görüşmeyi istiyordum ama bunun gerçekleşebileceğine de çok ihtimal vermiyordum.

“1949 yılında bir gün üniversitedeki sekreterine telefon ettim ve görüşmek istediğimi bildirdim. Hiç beklemediğim bir şekilde hemen cevap geldi ve Einstein’ın beni beklediği bildirildi.

“Eşim ve ben o zaman 2.5-3 yaşında olan kızımla birlikte Einstein’ın Üniversitesindeki ofisine gittik. Bizi çok sıcak bir şekilde karşıladı ve bizimle yakından ilgilendi.
Küçük kızımı dizine oturttu.ve piyano çaldı. Onu fevkalade mütevazı bir insan olarak gördük

“Bizi hemen kabul etmesinin nedeni, benim Atatürk’ün bir evladı olmamdı. Konuşmalarımız sırasında Atatürk’ü kastederek ‘Siz biliyor musunuz, dünyanın en büyük liderine sahipsiniz’ dedi. 1933 Üniversite Reformu sırasında Atatürk’ün kendisinin de Türkiye’ye gelmesini istediğini söyledi ve “Arkadaşlarım hep oradaydı ama burada imkanlar çok fazla olduğu için burayı tercih ettim” dedi.

İzafiyet teorisi üzerinde konuşurken bize bilim adamının adını vererek, “Planetaryum’da şu gün şu saatte onun izafiyet teorisi üzerine konuşması olacak. O benden daha önemli bir iş yapmıştır, bu teoriyi çok anlaşılır bir şekle sokmuştur” dedi ve “size iki bilet veriyorum” diyerek o toplantının giriş davetiyelerini sundu.
Bizi de sorduğu ve memleketimize iyi şeyler götürmemizi tavsiye ettiği bu görüşmeden yaklaşık yarım saatin sonunda ayrıldık.”

Prof. Dr. Münir Ülgür Kimdir?

24 Aralık 1917’de doğdu. İstanbul erkek Lisesi’nin fen bölümünden birincilikle mezun oldu. Parasız yatılı sınavını kazanarak Yüksek Mühendis Mektebi (bugünkü İTÜ)’nin Elektrik Bölümüne girdi. 1941’de bu bölümden mezun oldu. Elektrik Fakültesi’nin kurucusu Prof. Dr. Burhaneddin Sezerar’ın asistanı oldu.

1946 yılında doçent oldu. 1948’de General Electric’te Eğitim çalışması (training) yapmak üzere İTÜ tarafından ABD’ye gönderildi. 2.5 yıl ABD’de kaldı. Yurda dönüşünden sonra 1951’de profesör oldu ve 1952 yılında da İTÜ Elektrik Fakültesi dekanlığına seçildi. 1985 yılında emekli oldu.

Münir Ülgür, ülkemizde ve İTÜ Elektrik Fakültesi’nde otomatik kontrol disiplinini yaratmış ve bu disiplinin kürsüsünü kurmuş ve yıllarca bu konuda eğitim vermiş ve laboratuar çalışmalarını yönetmiştir. Ayrıca otomatik kontrol laboratuarını fakültede kuran da odur.

Onun açtığı servomekanizm dersi, MIT ve Stanford Üniversitesi’nden sonra dünyada üçüncü olarak açılmıştır.

Bu anlamda elektrik teorisi ve endüstrisinin daha sonraki yıllardaki gelişimine en büyük etkide bulunmuş bilim insanlarımızdan biridir. O ayrıca Elektrik Fakültesi dekanlığı döneminde fakültenin bir bölümü olarak ülkemizin ilk meteoroloji mühendisliği bölümünü kurmuştur.


Einstein: Atatürk’ten büyüğü yok

Emekli öğretim üyesi Profesör Münir Ülgür, 1949’da ünlü bilim adamı Einstein ile ABD’de yaptığı görüşmeyi Cumhuriyet Bilim’e anlattı. Einstein, Ülgür’e Atatürk’ü kastederek "Dünyanın en büyük liderine sahipsiniz. Üniversite reformu sırasında beni de ülkenize davet etmişti" demiş.

İSTANBUL Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) elektrik-elektronik bölümü emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Münir Ülgür, ünlü bilim adamı Albert Einstein ile yaptığı bir görüşmede, Einstein’ın Atatürk’ten Türkiye’ye gelmesi için davet aldığını öğrendiğini söyledi. Prof. Dr. Kerim Erim ve Prof. Dr. Adnan Adıvar’dan sonra Einstein’la görüşen 3. Türk bilim adamı olan Ülgür, olayı Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknoloji Dergisi’ne şöyle anlattı:

TÜRKİYE’YE ÇAĞIRDI

"ABD Philadelphia’da çalıştığım dönemde Einstein’ın da Princeton Üniversitesi’nde olduğunu biliyordum. 1949’da bir gün üniversitedeki sekreterine telefon ettim ve görüşme isteğimi bildirdim. Hiç beklemediğim bir şekilde, hemen kabul ettiler. Bizi hemen kabul etmesinin sebebi, benim Atatürk’ün evladı olmamdı. Konuşmalarımız sırasında da Atatürk’ü kastederek,’Siz biliyor musunuz, dünyanın en büyük liderine sahipsiniz’ dedi. 1933 Üniversite Reformu sırasında Atatürk’ün kendisinin de Türkiye’ye gelmesini istediğini söyledi ve ’Arkadaşlarım hep oradaydı ama burada imkanlar çok fazla olduğu için burayı tercih ettim’ dedi. Yaklaşık yarım saat konuştuktan sonra, bize memleketimize iyi şeyler götürmemizi tavsiye etti ve ayrıldık."

42 YABANCI PROFESÖR

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, o dönem başlattığı üniversite reformuyla, dünyanın dört bir yanında ülkeye bilim adamlarını davet etmiş, İstanbul Darülfünun’u kaldırarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi’ni kurmuştu. Türkiye’ye "üniversite" sözünü kazandıran Atatürk, bu reformla, Türkiye’de birçok tarihçinin de kabul ettiği gibi yaklaşık 15 yıl sürecek altın bir çağı başlatmıştı. O yıl Almanya’da iktidarı ele geçiren Adolf Hitler’in Nazi rejiminden kaçan Alman bilim adamları ise reformun en önemli aktörleri olmuşlardı. 1933’te 42 yabancı profesör, Türkiye’de çeşitli üniversitelerde işe başlamıştı. Almanya’da Yahudi öğretim üyelerinin üniversitelerden atılacağını öğrenen Einstein ise o sırada misafir öğretim üyesi olarak bulunduğu Amerika’daki Princeton Üniversitesi’nde kalmayı tercih etmişti.