Türkler dünya üzerinde en geniş alana yayılmış ve gittikleri bölgelerde uzun süre devlet kurmuş millettir. Bu kadar geniş alana dağılmalarına ve bazen azınlıkta kalmalarına rağmen hem kültürlerini korumuşlar, hem de geliştirmişlerdir. Birbirinden uzaktaki Türk boylarında altın, gümüş, bakır, demir, kurşun gibi önemli maden isimleri aynıdır. Demek ki Türkler, dünyaya yayılmadan önce bütün bu madenleri işleyen güçlü bir uygarlığa sahiptiler.

Alma Ata’nın 50 km. Doğusunda Esik kurganında 2500 yıl öncesinden kalma altın elbiseli genç bir Hun Türkünün mezarı bulundu. Mezarda 4.000 kadar altın plaka vardı. Türk gencinin altından elbisesi pantolon ve ceket şeklindeydi. Bu eserler Türklerin maden işleme sanatında çok ileri olduklarını göstermektedir. Bazı tarihçiler Romalıların pantolonu Hun Türklerinden aldıklarını söylerler. 2500 yıl önceki Türk prensinin elbisesi bunu doğrulamaktadır. Bazı tarihçiler de mezardaki gencin Türk olmadığını iddia ederler. Ama hangi halktan olduğunu söylemezler. Bu durumda akla bazı sorular gelmektedir. Bu genç Türk değilse ve uzaydan da gelmediğine göre, böylesine uygarlığa ulaşmış bir halk nasıl hiçbir iz bırakmadan tarihten silinebilir. Diğer taraftan geçmişi olmadığı ileri sürülen ve sadece ata hükmeden Türkler, nasıl binlerce yıl çağdaşlarından daha güzel bir uygarlık kurabilmiştir.