Prof. Dr. Ahmet Taşağıl'ın Gök-Türkler kitabından (Bir internet sitesinden alıntıdır)

----------------

Gök-Türkler, yukarıda belirttiğimiz gibi 542 yılından itibaren derece derece kuvvetlenmeye başlamışlardır. Batı Wei devleti sınırlarını sık sık akınlar yoluyla ziyaret eden Bumın, neticede Çin seddinin kuzey taraflarında ipek ticaretinde bulunuyordu. Arkasından 545 yılında An-nuo-p'an-t'o adlı Soğd'lunun gönderilmesi ile Gök-Türklerle Batı Wei arasında resmî münasebet tesis edilmiş oluyordu. Bumın da buna ertesi yıl hemen bir elçiyle cevap vermişti. Bu şekilde resmen tanınmış olmasına rağmen Bumın kendini tam bağımsız hissetmiş olmalıdır ki; federatif bir surette bağlı olduğu Juan-juan'lara saldırma niyeti taşıyan Tölesleri ani bir baskınla yenip, kendisine bağlamıştır. Töles galibiyeti büyümekte olan Gök-Türk askerî gücü için çok önemli bir dönüm noktasıdır. Çünkü bu olay hakkında bilgi veren bütün kaynakların ifadesine göre bu zaferinden sonra Bumın'ın gücü çoktan artmış ve kendisine güvenmeye başlamıştır.

(...)

Artık, gücünün iyice arttığına inanan Bumın, kendini Juan-juan'lar seviyesinde görmeye başladı. Bunu da elçi gönderip, Juan-juan reisinin kızını istemekle gösterdi. Kendini halâ Orta Asya'nın en büyük devleti olarak gören Juan-juan reisi A-na-kui, Bumın'ın teklifini çok sert bir tepkiyle karşıladı. Üstelik elçi göndererek, Bumın'a "Sen benim demir işlerimde çalışan bir kölesin, nasıl bana söz söylemeye cesaret edersin?" diyerek hakarette bulundu. Bu suretle Bumın'ı siyasî güç olarak tanımadığını bildirmiş oluyordu. Buna Bumın'ın reaksiyonu da çok sert oldu, A-na-kui'in elçisini öldürerek, bütün ilişkisini kesti.

Bu hadisenin arkasından hemen Batı Wei'e bir prensesle evlenmek için teklifte bulunan Bumın'ın müttefik arayışı içinde olduğu anlaşılmaktadır. 550 yılında Ch'i adını alan Doğu Wei hanedanı, öteden beri Batı Wei'e karşı Juan-juan'larla ittifak halinde idi. Kendisine karşı kurulan bu ittifkın yarattığı tehlikeden dolayı Batı Wei, Gök-Türklere yakınlaşmayı menfaatlerine uygun buluyordu. Bu yüzden teklif acele kabul edilip 551 yılının (ta-t'ung saltanat devresi 17. yıl 6. ay) Ch'ang-lo prenses gelin olarak, Gök-Türklere gönderildi. Aynı yılın sonunda Wei imparatoru öldü. Yakın dostluk münasebeti tesis edilmiş olduğu için Bumın, bir elçi yollayıp, imparatorun ölümünden dolayı taziyelerini sundu ve de iki yüz baş at sundu.

552 yılının baharında Bumın beklenmedik bir şekilde Juan-juan'lara saldırdı. Huai-huang'ın kuzeyinde büyük bir bozguna uğrayan Juan-juan'ların reisi A-na-kui savaş meydanında kendini öldürdü. Arta kalan Juan-juan'ların büyük bir kısmı, A-na-kui'in oğlu An-lo-ch'en, kardeşi Teng-chu ve Teng-chu'nun oğlu K'u-t'i diğer küçük şefler kendilerine bağlı boylarla birlikte Kuzey Ch'i devletine sığındılar. Onlarla birlikte gitmeyenler ise Teng-chu'nun ikinci oğlu T'ie-fa'yı reis yaptılar.

(...)

Bumın'ın ölümünden sonra yerine oğlu Kara (K'o-lo) geçti. (...) Kara, kagan olduktan sonra İ-hsi-chi unvanını almıştı. Daha önce mağlup edilmiş olan, Juan-juan'lardan A-na-kui'in amcasının oğlu Teng-shu-tse'yı, Wo-ye'nin kuzeyinde Mu-lai dağında bozguna uğrattı. Mağlup olanlar Batı Wei devletine sığındılar.

(...)

Mukan'ın, kagan olduktan sonra yaptığı ilk iş babası ve ağabeyinin hedefi olan Juan-juan'ları ezmek politikasına devam etmek oldu. Daha tahta çıktığının ilk yılında (553 sonları) son Juan-juan reisi A-na-kui'in arta kalan şeflerine hücum etti. Üçüncü defa ağır bozguna uğrayan Juan-juan'lardan kurtulanlar kaçarak Kuzey Ch'i devletine sığındılar. Kuzey Ch'i imparatoru Wen Hsüan, mağlup Juan-juan'ları kabul ettiği gibi, Chin-yang'ın kuzeyinde onları takib eden Gök-Türk kuvvetlerini durdurdu. Fakat, Kuzey Ch'i imparatoru, bu sefer kendisine sığınan Juan-juan'ları yeniden teşkilatlandırdı. Hali hazırda reis olan K'u-t'i'yi bir kenara atıp, onun yerine A-na-kui'in oğlu An-lo-ch'en'ı yeni reis yaptı. Ayrıca bunları Ma-i Ch'uan'da yerleştirip, yaşamaları için gerekli yiyecek ve benzeri şeylerden verdi. Diğer taraftan geri dönen Gök-Türkleri, Shuo eyaletine kadar takip etti. Bu esnada Gök-Türklerle Kuzey Ch'i devleti arasında barış yapıldı. Buna göre her iki ülke kendi topraklarında yetişen mallardan yıllık hediye gönderecekti. Gök-Türkler, düşmanları Juan-juan'ların Çin'de yaşamasına razı olurlarken, karşılığında kendileri için iyi sayılabilecek bir ticaret anlaşması yapmışlardı.

(...)

Mukan Kagan güneyindeki komşuları olan her iki Çin devletiyle siyasi münasebetlerini geliştirirken, Juan-juan'ların peşini de bırakmıyordu. Onlara dördüncü Gök-Türk darbesini indirdi. Mağlup olan son hükümdar A-na-kui'in küçük kardeşi Teng-shu-tse ve yanındakiler, bu defa Batı Wei devletine sığındılar (555). Onların peşinde ısrarlı bir takipçi olmasından bu sefer Mukan'ın Juan-juan'ları kesin bir şekilde ortadan kaldırmaya niyetli olduğu anlaşılıyor. Çünkü hiç vakit kaybetmeden derhal elçi gönderip, imparator Kung'dan kaçak Juan-juan'ları istedi. Reisleri Teng-shu-tse ile beraberindeki üç bin Juan-juan, Mukan'ın elçisine teslim edilerek Ch'ing-men adlı kapının dışında öldürüldüler. İlk defa bozguna uğradıkları sırada kendisine bağlı olanlara reis olan T'ie-fa, doğudaki Ch'i-tan' (Kıtan) lar tarafından ortadan kaldırılmıştı. Kuzey Ch'i devleti himayesinde reis olan An-lo-ch'en, daha sonra bu devlete isyan etti. Fakat, İmparator Wen Hsüan tarafından yakalandı. Ona bağlı Juan-juan kütleleri dağıtılarak, çeşitli bölgelerde Kuzey Ch'i devletine bağlandı.