12 MART İSTİKLAL MARŞIMIZIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY
Sayın Kaymakamım, sayın komutanım, sayın protokol, değerli öğretmen arkadaşlarım ve sevgili öğrenciler,
Mehmet Akif ve bize miras bıraktığı ölümsüz eseri İstiklal Marşımızı bir kez daha özümsemek için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Hepimiz biliyoruz ki ne Akif’i ne de İstiklal Marşımızı anlatmaya sayfalar yetmeyeceği gibi kelimeler de kifayetsiz kalır. Çünkü onun içerisindeki Türk Milleti'nin makus tarihini anlatmakla bitmez. Bir kez daha yazalım denilse onu yazacak hangi yürek, hangi kalem vardır, o ölümsüz tarihi anlatan mısraları kaç kişi bir kez daha bir araya getirebilir? Bence imkansızdır.
Akif’in dediği gibi;

“…Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim.
İnan ki her ne demişsem görüp te söylemişim.”

İstiklal Marşı ifade ettiği derin anlamlar ve şiir kalitesi bakımından yeryüzündeki diğer milli marşlardan üstün bir konumdadır. Onun bu üstünlüğü yüreği vatan ve istiklal sevgisiyle dopdolu bir şairin milletin ruhunda makes bulan derin ızdırabın tercümanı olmasından ileri gelir. Bu nedenledir ki; İstiklal Marşı, milli mücadelenin bütün heybetini ve canlılığını başarıyla yansıtan yegane örnektir.

İstiklal Marşımızın Üç ayağı vardır; birincisi; Türk Milleti, ikincisi Türk Milli Mücadelesi, üçüncüsü de; bu milletin bir ferdi olarak, Türk Milli Mücadelesi içinde varlığımızı bütün dünyaya haykıran Mehmet Akif’dir.

Bu demektir ki İstiklal Marşı’nı anlamak için önce Türk Milleti’nin milli değerlerini, sonra milli mücadele içindeki Türkiye’nin durumunu, milletimizin çektiği acıları, bu acılara çılgın denilebilecek bir gayretle göğüs gerişleri, tarihi bilgilerle yoğurarak değerlendirmelidir ki takdir edersiniz bunu anlatmaya da zamanımız yetmeyecektir. Ayrıca bu mücadelenin askeri yönü de bir başkadır. Bu olayın en büyük kahramanı ise hiç şüphesiz Türk Milleti’dir. İstiklali için benzersiz bir gayret ve güven ile hareket edip, yedi düveli alt etmiş, hafızamızdan asla silinmeyecek derin izler bırakmış ve bir destan yazmıştır. O destan İstiklal Marşımızdır.

Türk Çocuğu’na, bizi İstiklal Savaşına zorlayan şartları ve mel’un elleri anlatmadan, milletin çektiği acıları, o sıkıntıları, gördüğü zulümleri sergilemeden İstiklal Marşımız’ı anlatmak yeterli olmayacaktır.

Bu değerlendirme çerçevesinde bize düşen görev de milli marşımızı vesile ederek onun ifade ettiği milli ruhu, milli duyguyu gençlerimize tanıtmak, benimsetmek olmalıdır.

İstiklal Marşımız’ı iyi anlayabilmek Mehmet Akif’i de iyi tanımayı gerektirir. Kimdir Mehmet Akif? Cumhuriyet devrimizin en dikkate değer fikir ve sanat adamı, ümidimizin, ailemizin, vatanseverliğimizin, hürriyet aşkımızın şairidir. Milli Mücadelemizin manevi ve psikolojik cephesini omuzlayan, taassuba, cehalete, tembelliğe, ruhsuzluğa, köksüzlüğe başkaldırmış bir şairimiz, aslına bakarsanız Mehmet Akif, Türk Milletinin ta kendisidir.

Şimdi bu tarihin bir parçası olmaktan gurur duyuyor muyum? diye bir soru sorsam, baktığım gözlerden evet cevabını alır gibiyim. Ancak bu tarihin bir parçası olmak sadece geçmişimiz ile övünmek değil, çekilen çilelerin, acıların, yokluğun bir daha çekilmemesi için geleceğe ışık tutmakla, geleceğe ışık tutmak ise çalışmakla olur. Çalışmak ise onların hayallerinin bizim yaptıklarımıza erişemediği noktadır.

Konuşmama son verirken Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, aziz şehitlerimiz ve İstiklal Şairimiz Mehmet Akif’i şükranla ve minnetle yad ediyoruz.

Hepinizi bu duygu ve düşünceler içerisinde saygıyla selamlıyorum.
.................................
Tarih Öğretmeni