MANKURTLUK

Binlerce yıl önce Orta Asya’da kabileler arası savaşlarda esir düşenleri Mankurt’a çevirirlermiş.

“Önce, esirlerin ellerini, kollarını bağlayıp, saçlarını usturayla bir güzel kazıyorlar, saç diplerini çizip kanatıyorlar.Sonra bir deve kesip, boyun derisini çıkarıyorlar, boyun derisi çok kalın oluyormuş.Sonra bu yeni kesilmiş deriyi, esirlerin saçı kazınmış başına tıpkı bir bone gibi geçiriyorlar, boyunlarına da başlarını sağa sola oynatıp oraya buraya sürterek o deriyi başlarından sıyırmasınlar diye, tahta kalıplar geçiriyorlar ve sonra doğru çöle.Başlarına geçirilmiş yaş deriyle çölün kızgın güneşi altında, aç susuz birkaç gün geçiren bu esirlerden büyük bölümü dayanamayıp ölüyor.Kızgın güneş altında kuruyup büzülen deri, başı mengene gibi öyle bir sıkıştırıyor ki; esirin çıkmaya başlayan saçları dönüp yeniden başına batıyor, beyin bu basınç altında değişime uğruyor, esirlerden çoğu ölüyor, oracıkta gömülüyor, sağ kalıp belleklerini yitirerek, MANKURT olanlarsa yedirilip, içirilip, günlerce bakılarak güçlendiriliyor ve yeterince güçlendirildikten sonra köle pazarına götürülüp satılıyorlar.

Bunlara, belleği silinmiş olmayan diğer kölelerden ayırt etmek için de MANKURT deniyor.Köle pazarında belleksiz bir MANKURT, belleği yerinde olan bir köleden on kat daha pahalıya alıcı bulurmuş.

Çünkü; diğer köleler bellekleri yerinde olduğu için, kendilerinin geçmişte köle olmadıklarını, bir yurtları, bir yuvaları olduğunu anımsıyor, özgürlüğün tadını unutamadıklarından ilk fırsatta kaçıp kurtulmaya kalkıyor.

Bu MANKURT denilen kölelerse, bellekleri silindiği için, geçmişlerini, bir zamanlar özgür olduklarını, bir yurtları, yuvaları, ana, baba, çocukları olduğunu anımsamıyor, yitirdikleri bellekleriyle birlikte, özgürlüğün tadını da unutmuş olduklarından, kaçıp kurtulmaya hiç kalkışmıyor.

Orhon Yazıtlarında Mankurtlaştırmanın işkenceden başka bir yöntemi yazılı; “Binbeşyüz yıl önce Çinliler, bol bol ipek, altın, gümüş vererek Mankurtlaştırıyorlarmış Türk beylerini !

Çinliler ilk adımda tatlı sözlerle, vaadlerle, parayla yaklaşıp, öncelikle Türk beylerini tavlamış; Çin’in pohpohladığı Türk beyleri kendilerini Çinli gibi görüp Türkçe olan adlarını bile değiştirerek Çin beylerinin Çince adlarını almaya başlamışlar; işbirlikçi beylerin buyruğuyla elli yıl Çin boyunduruğunda yaşamış Türkler. Sonra, Türk boylarını birbirine karşı kışkırtıp kendi aralarında savaştırmaya başlamış Çin .

Halk bakmış ki; Çin’in sözüne uyan Mankurtlaşmış beyleri yüzünden kırılmaktalar; ayılıp kendilerine gelmişler; benim kendi ülkem vardı, ülkem hani, diye homurdanıp başkaldırmışlar; örgütlenip savaşarak kurtulmuşlar Çin boyunduruğundan. Orhon yazıtlarında aynen böyle yazılı.

Alıntıdır