ZEYREK'TE BİZANS OYUNU

Zeyrek’te Bizans oyunu
Fener Rum Patrikhanesi’nin Bizans oyunu Fener Patrikhanesi, I. Roma’ya karşı II. Roma olarak çıkmıştır. Bu nedenle tarihten bu yana I. Roma’nın başkanı olan Papalık ile rekabet halinde olmuştur. Bu durum kanlı çatışmalara Katolik–Ortodoks düşmanlığına da yol açmıştır. Fener Patrikhanesi düşmanı da olsa hep Vatikan’ın güç ve kudretine sahip olmak istemiştir. Kendisini Bizans’ın mirasçısı sayan, rakibi de olsa Papalığı örnek alan Fener Rum Patrikhanesi’nin Vatikan gibi bağımsız bir toprağa sahip olmak öncelikli amacıdır. Vatikan gibi bağımsız toprağa sahip olmadan “ekümenizm” iddiasında bulunmak da beyhude bir iddia olacaktır. Çünkü ekümenizm, hiyerarşik düzenin zirvesinde olmayı gerektirmektedir. Bağımsız toprak, Bizans İmparatorluğu’nu simgelemesi bakımından ayrı bir değeri vardır Fener Rum Patrikhanesi için. Böylece Fener Rum Patrikhanesi aracılığı ile Bizans (Doğu Roma İmparatorluğu) ihya edilmiş olacaktır. Nitekim rakibi Vatikan, Almanya ile birlikte yürüttüğü Avrupa Birliği projesi ile Roma–Cermen İmparatorluğu’nu ihya etme sürecindedir. Geriye iki imparatorluğun birleşmesine kalacaktır. ABD destekliyor: Fener Patrikhanesi, kısa ve orta dönem amaçları açısından Amerika tarafından desteklenmektedir. Demir Perde’nin çöküşünden sonra ABD, 120 milyonunu Rusların oluşturduğu toplamı 250 milyonu aşan Ortodoks Camiası’nı Fener Rum Patrikhanesi aracılığı ile kontrolü altına almaya çalışmaktadır. Bu bağlamda Fener Rum Patrikhanesi’nin, Rusya’da olmasa bile Doğu Avrupa ülkelerinde epeyce mevzi kazandığını biliyoruz. Bu bağlamda Anar Somuncuoğlu’nun, “Roma Katolik Kilisesi ve Fener Rum Patrikhanesi’nin Eski Sovyet Alanındaki Faaliyetleri” başlıklı makalesi dikkat çekici bilgiler sunmaktadır.

Bizans’ı temsil eden bir diplomat–politikacı:

Bu yüzden Patrik Bartholemeos’u dinlerken Bizans’ı temsil eden bir diplomat–politikacının konuştuğunu unutmamak gerek. Fener Rum Patriği Bartholemeos, Osmanlı gibi evrensel bir imparatorluk ve Türkiye gibi laik bir İslam ülkesinde bulunmanın kendileri açısından Allah’ın bir lütfu olduğunu belirtmektedir.

Bu sözleri okuyunca sanırsınız ki Patrik Bartholemeos, kendini Türk Milleti’nin ideallerine adamış. Diplomatlar kadar hassas bir dil kullanan Patrik Bartholemeos’un eylemlerine bakarsak sözlerini şöyle tercüme etmemiz gerekir: “Biz Bizans’ın mirasçılarıyız; bu Osmanlı Türkiyesin’de böyleydi, Cumhuriyet Türkiyesin’de de böyledir.” Evet dışardan onlar, içerden bizimkiler yavaş yavaş Fener Rum Patrikhanesi’ni Vatikanlaştıracak, peşi sıra da Bizans’ı diriltilmeye çalışılacaktır. E. Korgeneral Suat İlhan, “Fener Rum Ortodoks Kilisesi Ve Avrupa Birliği Üyeliğimiz” başlıklı yazısında Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin Bizans emellerini gözler önüne sermektedir.

Lozan’da Fener Rum Patrikhanesi

Aslında Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin Bizans oyunları 1908’den itibaren doruğa ulaşmış ve ancak Kurtuluş Savaş’ı ve Lozan Barış Antlaşması ile kontrol altına alınmıştır. Lozan Antlaşması görüşmeleri sırasında Türk baş delegesi yaptığı son konuşmada “Patrikliğin, siyasî ya da yönetime ilişkin işlerle bundan böyle hiç uğraşmayacağı, sadece din alanına giren işlerle yetineceği konusunda, konferans önünde, müttefik delegeler kurullarının ve Yunan delegeler kurulunun yapmış oldukları resmî konuşmaları ve verdikleri garantileri senet sayarak, Patrikliğin İstanbul’dan çıkarılması teklifinden vaz geçtiğini” vurguluyordu.

Bizans’ı diriltme, elbette yalnızca Fener Rum Patrikhanesi’nin emeli değil. M. Necati Özfatura’nın dikkat çektiği gibi başta Fransa olmak üzere Batı dünyası için Bizans diriltme konusunda şimdilik daha çok akademik çalışmalar yapmaktaysalar da zamanı geldiğinde bunun realiteye dönüştürüleceği söz götürmez. Bizans’ı yeniden diriltme projesini öyle yabana atmayalım, Fransa’daki konuya dair bilimsel, sempozyum da yapıldı ve misyoner–sever İstemihan Talay Kültür Bakanı sıfatı ile bu programa katılmıştı.

Zeyrek Camii üzerine oynan oyunlar

İstanbul’un fethinin simgelerinden birisi olarak kilise (Pantokrator Kilisesi) iken camiye dönüştürülen Zeyrek Camii üzerine oynan oyunları sanırız bu bağlamda anmak gerek.


İstanbul’u sık sık ziyaret eden ve Zeyrek Camii üzerinde incelemeler yapan İngiliz Bizantolog Judith Herrin bu projeyi şöyle açıklıyor: “İstanbul’da Bozdoğan Su Kemeri yakınında bulunan Pantokrator Kiliseleri grubu bir şehir müzesi yapılmalıdır.” Konuyu araştıran Tarih ve Medeniyet Dergisi’nden Levent Elpen, Ayasofya ve Kariye’den sonra Zeyrek Camiin üzerinde de ‘müze’ oyunları oynandığına dikkat çekiyordu. Teknik Elemanlar Derneği’nin verdiği bilgiye göre ABD Illionis Üniversitesi’nden Robert Austerhold, proje için yurt dışından mali destek sözü vermektedir.

Projenin yerli ayağı da dikkat çekici; Eylül 1996’da dönemin Fatih belediye başkanı Saadettin Tantan, “Zeyrek, Fener, Balat Forumu ve Şenliği” düzenlemişti. Foruma davetliler arasında Ermeni ve Musevi cemaatleri ile Fener Rum Patrikhanesi de vardı. Söz konusu forumda Zeyrek Camii’nin müzeye dönüştürülmesi yönünde bir hava oluşturulmuş ve Kasım 1996’da İTÜ’lü mimar profesörlerden Zeynep ve Metin Ahunbay çifti, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden aldıkları bir belgeyi kullanarak projeyi pratiğe geçirmeye başlamışlardı.(10)

Zeyrek’teki Bizans oyunları Zeyrek Camii’nden ibaret değil elbette. Bu konuyu ayrı bir dosya halinde ele alacak olduğumuzu belirtmekle yetinelim. Acelesi olanlar, www.zeyrek.org’a bir göz atabilirler.

Bu arada eski bir bakanın belediye başkanı iken Zeyrek Camii’nin kısmen müzeye dönüştürülmesi konsundaki katkıları ile bir Ortodoks Vakfı’na ait Boğaz’daki bir yalıyı politik faaliyetleri için aylık 150 milyona kiralaması arasında bir ilinti mi var acaba diye sorası geliyor insanın?