Watergate skandalı


Herşey, 17 Haziran 1972 gecesi, Demokrat Parti genel merkezinin bulunduğu Washington’daki Watergate binasına gizlice giren beş hırsızın yakalanmasıyla başladı. Polisler, hırsızların Beyaz Saray’la, özellikle de Nixon’ın yeniden seçilmesi için oluşturulan komiteyle bağlantıları olduğunu keşfettiler. Beyaz Saray sözcüsü ise "bu yalnızca üçüncü sınıf bir hırsızlık teşebbüsüdür" açıklamasını yaptı. [...]

Başkanlık seçimi kampanyası da daha az sorunlu geçmedi. [...] Yalnızca ikisi hariç tüm eyaletler, Güney eyaletleri de dahil olmak üzere oylarının çoğunu Nixon’a verdiler. [...]

Seçimlerin hemen ertesinde, Watergate olayı ile ilgili soruşturma yeniden hızlandı. Mahkemeler de işe karıştı ve tutuklama kararları çıkarttılar. Nixon’ın yakınlarının da adları geçiyordu. [...] Amerikalılar [...] gözlerine ve kulaklarına inanamıyorlardı. Başkan*larının yalan söylediğini öğrenmişlerdi. Evet, hırsızlık olayı ortaya çıktığından beri Nixon durumu biliyordu ve o zamandan beri olayı örtbas etmek ya da adalet mekanizmasının önündeki engelleri çoğaltmaktan başka bir şey yapmamıştı. Oysa oraya buraya gizli mikrofonlar yerleştirmek, telefonları dinlemek için hatlar çektirmek, örtülü ödenekler sayesinde ucuz polis operasyonlarına kalkışmak gibi şeyler oldukça yaygındı, zira Vietnam Savaşı’na karşı örgütlenen muhalefetten saplantılı bir biçimde çekinen Beyaz Saray, sanki her taraftan güçlü düşmanlarla kuşatılmışcasına, bir kale havasına bürünmüştü. [...]

Temsilciler Meclisi impeachment prosedürünü başlattı. Buna göre, sonunda başkanın yüksek mahkemeye dönüştürülen Senato önünde yargılanması gerekiyordu. [...] Temmuz 1974’te Yüksek Mahkeme, soruşturmanın yürütülebilmesi için başkandan elinde bulunan tüm ses bantlarını teslim etmesini istedi.

Başkan, o andan itibaren Meclis’te kendisini suçlayacak, Senato’da da kendisini siyasal olarak mahkum edecek bir çoğunlukla karşılaşacağını anladı. Savaş başından kaybedilmişti. Richard Nixon, 9 Ağustos’ta yerini başkan yardımcısı Ford’a bıraktı. Amerikan tari*hinde ilk kez bir başkan, görev süresinin bitiminden önce kendi arzusuyla istifa ediyordu.

A. Kaspi, Les Américains (Paris, 1986).


ALINTIDIR