Osmanlı Devlet Yönetimindeki Değişmeler

1. Devlet Yönetiminde Değişikliklere Niçin İhtiyaç Duyulmuştur?
Osmanlı Devleti, 16. yüzyılın sonuna kadar dünyanın en güçlü devleti olma özelliğini 17. yüzyıldan itibaren kaybetmeye başladı. Çünkü devlet yönetiminde önemli bozulmalar ve değişiklikler yaşamaya başladı. Merkez ve taşta teşkilatındaki bozulmalar giderek artmaya devam etti. Devlet zaman zaman bu bozulmaları düzeltme çabalarına girişti. Bu girişimler sonucunda devlet yönetiminde bazı değişiklikler yapıldı.
16.yüzyıl Avrupa’sında ise Rönesans’la birlikte, bilim ve teknik alanında Aydınlanma Çağı yaşanmış ve hızlı gelişmeler başlamıştı. Bu gelişmelere paralel olarak, Avrupalı Devletler askeri açıdan da güçlendiler ve bu alanda Osmanlı Devleti’ne üstünlük sağladılar.
Avrupa’daki bu gelişmeler Osmanlı Devleti’nde zamanında uygulanamadı. Daha sonra Osmanlı Devleti bozulan kurumlarını düzenleme faaliyetlerine başlayıp, Avrupa’dan örnekler alma yoluna gitti. Böylece 18.yüzyılda Osmanlı kurumlarında değişiklikler yapılmaya başlandı. Bu değişiklikler 19.yüzyılda daha da arttı.

1.18.YÜZYILDAKİ DEĞİŞMELER

1.Merkez Teşkilatı’nda hangi Değişiklikler oldu?
Bu dönemde devletin merkez teşkilatı ve kurumlarında önemli değişiklik olmamış, buna karşılık bu kurumlarda çalışan insanların konumlarında ve görev anlayışında değişiklikler olmuştur.
- I.Ahmet döneminde EKBER ve ERŞAD sistemi kabul edildi.
-Padişahların devlet yönetimini daha çok sadrazamlara bırakması, onların yönetimdeki gücünü artırdı. Bu durum Divan-ı Hümayun’un bozulmasına ve yapısının değiştirilmesine yol açtı.
-Divanın padişah gözetiminde KUBBE ALTINDA toplanması geleneği bırakıldı. Divan toplantıları sadrazamın konağında(BABIALİ) yapılmaya başlandı. Babıali artık Osmanlı hükümeti anlamında kullanılmaya başlandı. Burada alınan kararlar yine sadrazam tarafından padişahın onayına sunuluyordu.
-18.yüzyılda sadrazamın denetimine giren divanın yapısı da değişti. Bürokrasideki, seyfiye, ilmiye ve kalemiye arasındaki dengeleri değiştirdi. Osmanlı Devleti’nin Avrupa karşısında gerilediği anlaşılmış, yenilikler yapmak için dış ilişkilerin önemi artmıştı.Diplomasi etkinliklerinin önem kazanması kalemiye sınıfının etkisinin artmasına neden oldu. Nişancıya bağlı olarak çalışan reisülküttap, günümüzdeki dışişleri bakanının görevini üstlendi. Nişanvı ikinci plana düştü. Reisülküttaba bağlı kalemler önem kazandılar.
-Defterdarlık teşkilatının önemli bir kısım yetkilerinin sadrazama geçmesine rağmen, Babı Defteri ile mali işler kendi başına bir devlet kapısı durumuna geldi. Böylece önceleri bir tane olan devlet kapısı artık üçe çıkmış oldu. Bunlar, Babıhümayun(padişah kapısı), Babıali(sadrazam kapısı) ve Babıdefteri’dir(maliye kapısı).
-Kapıkulu ocağının temelini oluşturan yeniçeriler ise 17.yüzyıldan itibaren eski düzenlerini kaybetti.
-Osmanlı Devleti 18.yüzyılda ilk kez batı tarzı ıslahatlar yaparak merkez ordusunun durumunu düzeltmek istedi. Kara ve deniz mühendishaneleri kuruldu. Ulüfe alım-satımı yasaklandı. Nizam- Cedid Kuruldu.

2.Taşra Teşkilatında Hangi Değişiklikler Oldu?
Taşra teşkilatının yönetim birimlerini eyalet ve sancaklar oluşturuyordu. 18. yüzyılda bu eyalet ve sancaklar arpalık usulü denilen bir sistemle yüksek dereceli memurlara, gelir kaynağı olarak verilmeye başlandı. Bu sancak ve eyalet beyleri, görev yerlerine gitmeyip, yerlerine vekil gönderdiler. Vekalet uygulaması olarak nitelenen bu uygulama ile vekil olarak görev yerine giden kişilere önce MÜSELLİM sonra da MÜTESELLİM adı verilmiştir. Bunlar zaman içerisinde sürekli görev yapan kişi durumuna geldiler.
Mütesellimler daha önce beylerbeylerinin hizmetinde çalışan kapı halkı arasından seçiliyorlardı.Daha sonra eşraf ve ayanlar arasında sivrilen kişiler, bu görevlere atanmaya başladılar. Hem bölgenin güçlü kişisi, hem de devlet temsilcisi olarak elde ettikleri güç, onları daha da cesaretlendirerek, asker statüsüne geçme eğilimine yol açtı.
Kapı kulu ve tımarlı sipahilere dirlik olarak verilen toprakların dağılımında da değişiklik yaşandı. Bu toprakların vergilerinin toplanma görevi, 18. yüzyılda açık artırma yolu ile mültezimlere verilmeye başlandı. Mültezimlerde yörenin güçlü ve zengin kişilerindendi. Bu uygulama ile onlarda yönetici kadroda yer aldılar. Tımar sistemindeki bu yönetimsel değişiklik, askeri alanda da kendini gösterdi. Tımar sistemini önemi azalınca asker ihtiyacını karşılamak için taşra yöneticisi paşalar, kendi bölgelerinde asker toplamaya başladılar. Sarıca sekban ve levent denilen bu askerler sadece sefer zamanında maaş alıyorlardı. Sefer sona erdikten sonra paşa kapılarında istihdam edilmedikleri için isyan çıkardılar.
Tımar sisteminin bozulması şehirlere göçü hızlandırdı. Arz talep dengesi bozuldu. Halktan alınan vergilerin miktarını ve çeşitlerini etkiledi. Devlet var olan vergileri artırdı ve yeni vergiler koydu.

2.19.YÜZYILDAKİ DEĞİŞMELER:

1.Merkez Teşkilatındaki Değişmeler Hakkında Bilgi Veriniz?
Osmanlı Devleti’nin merkez teşkilatında 19.yüzyılda yaptığı yeni düzenlemeleri üç dönemde değerlendirebiliriz. Bu bölümleri Tanzimat öncesi(II.Mahmut), Tanzimat Dönemi ve Kanuni esasi’nin ilanı ve sonrası olmuştur.
a)Tanzimat Öncesi:
II.Mahmut, Divan-ı Hümayun’u kaldırarak yerine Heyet-i Vükela’yı oluşturdu. Bugünkü anlamda bakanlıklar kuruldu. Batıdan örnek alınarak yapılan bu reformla hükümet yetkileri de nazırlar arasında paylaştırıldı.
-Nazırlıkların başı olan sadrazamlık makamı BAŞVEKALET’E dönüştürüldü.
-Sadaret kethüdalığının yerine DAHİLİYE NEZARETİ(İçişleri Bakanlıği),
-Reisülküttabın görevini HARİCİYE NEZARETİ(Dışişleri Bakanlığı) aldı.
-Darphane Hazinesi ile Hazine-i Amire yönetimi de MALİYE NEZARETİ(Maliye Bakanlığı) ne çevrildi.
-Ülkedeki tüm vakıfların yönetimi için EVKAF BAKANLIĞI,
-Tarım ve ticaret işlerini yürütmek için de TİCARET BAKANLIĞI kuruldu.
-Ayrıca devlet memurlukları görev yaptıkları görev alanlarına göre bölümlere ayrılarak ilgili bakanlıklara bağlandı.
-Şeyhülislamlık makamına BABIMEŞİHAT denilerek, şeyhülislamlar daha önce Rumeli ve Anadolu Kazaskerleri tarafından idare edilen yargının başkanı durumuna geldiler.
II.Mahmut döneminde, düşünülen yeniliklerin yapılması ve düzenlenmesini sağlamak amacı ile yeni meclis ve komisyonlar kuruldu. Örneğin;
-Yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra, askerlik işlerinin yeniden düzenlenmesi için DAR-I ŞURA –İ ASKERİ kuruldu.
-Devlet kurumları ve toplum yapısındaki düzenlemeler için de MECLİS-İ VALA-İ AHKAM-I ADLİYE,
-Yönetim işlerini planlamak amacıyla DAR-I ŞURA-YI BABIALİ meclisleri oluşturuldu. Bu kurum ve komisyonlar, yasa önerileri hazırlayıp, bunları padişaha sunarlardı. Padişah, kendisine sunulan önerileri kabul ederse altına kendi kararlarını da yazdırarak onaylardı.

b)Tanzimat Dönemi:
Padişah Abdülmecid, 3 Kasım 1839’da Tanzimat Fermanı’nı hazırlatarak yayınladı. Bu fermanla Osmanlı padişahı ilk kez kendi gücünün üstünde, kanun üstünlüğünü kabul etti. Ayrıca bu fermanla yönetim ve sosyal alanda yapılacak yenilikler belgeleniyordu.
-Başvekalet haline getirilen sadrazamlık yeniden canlandırıldı.
-Dar-ı Şura-ı Babıali kaldırılarak, Meclis-i Vala-i Ahkam-ı Adliye yeniden düzenlendi. Bu kurum, yönetimde daha etkin duruma getirildi. Yapılan tüm yenilikler bu meclis tarafından planlanıyordu. Ayrıca üst mahkeme görevi de yapıyordu.
-1854’te Meclis-i Ali-i Tanzimat Meclisi oluşturularak, yönetmelik hazırlama görevi bu meclise devredildi. Daha sonra uygulamada çıkan aksaklıklar göz önüne alınarak var olan meclis ve komisyonlarda yeni düzenlemeler yapıldı.
-Meclis-i Vala-i Ahkam-ı Adliye ile Meclis-i Ali-i Tanzimat birleştirilip üç bölümlü yeni bir meclis oluşturuldu. Adli davalar dairesi, kanun ve tüzük dairesi ile idari ve mali daire(1861) bu meclisin bölümlerini oluşturdu.
-1868’de Şura-i Devlet(Danıştay) ve Divan-ı Ahkam-ı Adliye(Yargıtay) oluşturuldu.

***Tanzimat Dönemi Meclisleri:
- Meclis-i Vala-ı Ahkam-Adliye
-Meclis-i Ali-i Tanzimat
-Divan-ı Ahkam-ı Adliye(Yargıtay)
-Şura-ı Devlet(Danıştay)


c)Kanun-i Esasi ve Sonrası:
Genç Osmanlılar adı ile bilinen Türk aydınları devletin geleceği acısından meşrutiyetin ilan edilmesi gerektiğini düşünüyordu.Amaç:Osmanlı devleti’ni dağılmaktan kurtarmak, Balkanlardaki milletlerin ayaklanmasını ve dış ülkelerin baskılarını engellemekti.Genç Osmanlıları destekleyen yöneticiler vardı. Mithat Paşa, Namık Kemal, ve Ziya Paşa bu düşüncelerin öncüleri oldular. Kanun-i Esasi ilan edilerek, meşrutiyet dönemi başladı. Bu anayasanın en önemli özelliği Osmanlı Devleti’ne parlamento kavramını getirmiş olmasıdır. Heyet-i Vükela yine padişaha karşı sorumlu tutulmuştur.
-II.Abdülhamit, 1878’de Kanun-i Esasi’yi yürürlükten kaldırdı. Meclis olmadan ülkeyi yönetti.
-Bu sürede meşrutiyet taraftarı olan aydınlar meşrutiyetin yeniden ilanı için mücadelelerine devam ettiler. 1908’de II.Meşrutiyet ilan edildi. Memlekette büyük bir hürriyet ortamı oluştu. Birçok dergi ve gazete çıkarıldı. Kanun-i Esasi’de yapılan değişiklikle padişahın yetkisi kısıtlandı. Meclis-i Mebusan, kanun yapmaya yetkili hale getirildi. Ayrıca, meclis, hükümeti denetleme ve değiştirme yetkisine sahip oldu. Birden fazla siyasi fırka kuruldu. İttihat ve Terakki; en güçlü parti ve meşrutiyet savunucusu olarak iktidara yerleşme çalışmalarına başladı.

2.Taşra Teşkilatındaki Değişmeler Hakkında Bilgi Veriniz?
B u dönemde taşradaki gelişmeleri üç bölüme ayırabiliriz. Bunlar:
a)Tanzimat Öncesi Yapılan Düzenlemeler:
II.Mahmut, taşra ayanlarından seçilen mütesellimlerin artık merkezden gönderilmesini istedi. Bunun nedeni taşrada merkez otoritesinin eskisi gibi güçlü kılınmak istenmesidir. II. Mahmut kendisini tahta çıkışını sağlayan Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa gibi diğer ayanların da hayli güçlendiğini biliyor ve bunu engellemek istiyordu. Yarı bağımsız hareket eden ayanların güçlerini kırmak amacıyla, Alemdar Mustafa Paşanın aracılığıyla ayanlarla görüşerek Sened-i İttifak imzalandı(1808). Bu belgeye göre; ayanlar padişah ve devlet otoritesini kabul ediyorlardı. Ancak II.Mahmut da yapacağı ıslahatlarda ayanlara danışacaktı. Böylece ayanlar, padişah ve devlet otoritesini; padişah da ayanların varlığını kabul ediyordu. Daha sonra Alemdar Mustafa Paşanın öldürülmesi ile ayanların merkez üzerindeki baslıları azaldı ve bundan sonra, ayanlar ortadan kaldırılmaya çalışıldı.
II.Mahmut döneminde yapılan yeni bir düzenleme ile eyalet yöneticilerine müşir denildi ve bunlar maaşa bağlandı. Merkezde, Asakir-i Mansure-i Muhammediye adında yeni bir ordu kurdu. Yine askeri durumu düzenlemek için 1834’te eyaletlerde redif birlikleri ile sancaklarda feriklikler oluşturuldu. Kurulan bu redif birlikleri, müşir unvanını almış olan eyalet valilerinin emrine verildi. Tımar sisteminin kaldırılması ile eyaletlerde ortaya çıkan boşluk, redif birlikleriyle doldurulmak istendi.
Taşrada ayanların öneminin devlet eliyle azaltılması sonucu, onların yerini MUHTARLAR aldı. Böylece bu dönemde muhtarlık sistemi başladı.
İletişimi sağlamak amacıyla POSTA ÖRGÜTÜ kuruldu.

***Tanzimat Dönemi Osmanlı Taşra Teşkilatı
Eyalet Sancak Kaza Köy
Eyalet Meclisi Sancak Meclisi Kaza Müdürü Muhtar
Müşir Kaymakam (Seçimle) (Seçimle)

b)Tanzimat Döneminde Yapılan Düzenlemeler:
İltizam sistemi kaldırıldı. Bunun yerine MUHASSILLIK SİSTEMİ getirildi. Muhassıllar merkezden gönderilen ve vergi toplama görevi olan kişilerdi. Buna bağlı olarak sancaklarda Muhassıllık Meclisi kurularak muhassıllara yardımcı olunması sağlandı. Bu uygulama ile valiler merkeze daha çok bağlandılar. Ayrıca eyalet meclislerine, halkın her kesiminden temsilciler getirilerek keyfi görevlendirmediler son buldu.
c)Vilayet Nizamnamesi İle Yapılan Düzenlemeler:
1856 Islahat Fermanı ile Müslüman olmayan gruplara yeni haklar verilirken, taşra yönetiminde de bazı değişiklikler yapıldı. Meclisler çalışır duruma getirildi.
1864 Vilayet Nizamnamesi ile ülke yönetiminde yeni düzenlemeler oldu. Ülke bütününde uygulamaya konulan bu nizamname ile;
-Ülke vilayet, liva(sancak), kaza ve köy olarak bölümlere ayrıldı.
-1871’de de kaza ve köy birimlerinin arasında nahiye müdürlerinin yönetiminde nahiyeler oluşturuldu. Nahiye Müdürleri seçimle belirlendi.
-Sancak yönetiminin başında bulunan kaymakamların yerini mutasarrıflar aldı.
-Kazalardaki kaza müdürlerinin yerini de kaymakamlar aldı.