Yerleşim Durumuna Göre Osmanlı Toplumu

1.Şehirliler Hakkında Bilgi Veriniz?
Şehirlerde yaşayan halk; askeriler, tacirler, esnaf ve diğerleri olmak üzere dört grupta incelenebilir.
Ticaretle uğraşan kişilere, tacir ya da tüccar deniliyordu. Bu işleri küçük beldelerde yapanlara ise esnaf deniyordu.
Bir tarafın sermaye, öteki tarafın emek koymasıyla kurulan ve MUDAREBE adı verilen ortaklıklar, tacirlere sanayici özelliği de kazandırmıştı.
İpek sanayisinin gelişmesiyle Bursa hem Osmanlı hem de Avrupalı tüccarların bu alandaki merkezi oldu. Edirne ise kumaş üretiminde ve ticaretinde önemli bir merkez durumuna geldi.
Günümüzde de kullanılan Kapalıçarşı, İstanbul’un önemli bir ticaret merkezi olmuştu. Şehirlerde ticaretin yapıldığı bu gibi yerlere bedesten denirdi. Tacirler devlete gümrük, damga ve mizan adlarıyla anılan vergiler öderlerdi.
Esnaflar uğraştıkları iş alanlarına göre teşkilatlanmışlardı. Bu teşkilatlara lonca deniyordu. Fütüvvet ve Ahilik geleneklerinin devamı durumundaki loncalar, kendi aralarında sıkı bir hiyerarşik düzen içindeydiler. Lonca kurallarına göre herkes istediği işi istediği yerde yapamazdı. Belirlenmiş olan kurallarla esnaf her açıdan denetlenirdi. Loncada çeşitli görevliler vardı. Şeyh: Başkan olarak dini ve ahlaki lider olmanın yanında,ustalıktan çıraklığa kadar törenleri de yönetirdi. Kethüda: Devletle ilişkileri yürütüyordu. Yiğitbaşı: Kedhüda’nın yardımcısıydı. Pazardan ham madde alır, eşit şekilde esnafa dağıtırdı. Ehli Hibre: Her loncada bulunan iki uzman kişi. Bunlar loncada bilirkişi görevini yaparlardı.
Diğer gruplarda yer alan insanlar, bulundukları sosyal, ticari ve üretim faaliyetleriyle diğer gruplardan farklıydı. Bu grubu oluşturanlar, Osmanlı topraklarında ticaret yapmak amacı ile bulunan yabancı tüccarlar, gezginler ve başka ülkelerin temsilcileriyle, köyden şehirlere göç ederek, işsiz duruma düşen kişiler ve seyyar satıcılardı.
Osmanlı topraklarında bulunan yabancı tüccarlara, gezginlere ve temsilcilerine amanname verilirdi. Amanname, bu kişilerin Osmanlı topraklarında güvenliğinin sağlanmasının devlet tarafından garantiye alındığını gösteren bir belgeydi.


2.Köylüler Hakkında Bilgi Veriniz?

Osmanlı ekonomisinin temeli tarımdı. Tarım yapılan topraklar devletin malıydı ve bu topraklara miri toprak denirdi. Devlete ait olan bu tarım toprakları, çiftlik denilen bölümlere ayrılarak köylüye dağıtılırdı.
Toplum yaşantısının gereği olarak, şehirlere uzak olan köylerde yaşayan insanlar diğer hizmetleri de kendi aralarında bölüşümle yaparlardı.

3.Göçebeler(Konar-Göçerler) Hakkında Bilgi Veriniz?
Konar-göçerler, belli bir yerleşim alanı olmayan, yaz ve kış aylarında yaylak ve kışlaklar arasında gidip gelerek yaşayan insanlardır. Göçebelere, konar-göçer ya da Yörük deniliyordu. Göçebelerin devletle olan ilişkilerini boy beyleri düzenlerdi. Türklerde Bey, Araplarda şeyh olarak adlandırılan boy beylerinin yardımcılıklarını kethüdalar yapardı.
Temel geçim kaynakları hayvancılıktır. Devlete ait haymana adı verilen otlakları kullanmaları nedeniyle kışlak ve yaylak resimleri(vergi) öderlerdi.
Osmanlı Devleti’nin göçebeleri toprağa yerleştirmek istemesinin sebepleri:
a)Düzenli vergi alınması,
b)Asker toplanması,
c)Göçebeler ile yerleşik halk arasındaki çatışmaların durdurulması,
d)Tarım alanlarının genişletilmesidir.
Günümüzde de azda olsa göçebelere(Yörüklere) rastlanılmaktadır.