Eski Türk toplumunda ilk sosyal birlik olan oguş, yani aile bütün toplumun çekirdeği durumundadır. Kan akrabalığı esasına dayanır. Türkler dünyanın dört-bir tarafına dağılmalarına rağmen varlıklarını koruduysalar bu, aile yapısına verdikleri önemden ileri gelir. Bunun bir delili de Türk dilinde, başka hiçbir millette olmadığı kadar çok akrabalık adına rastlanmasıdır. Türk tarihine ve kültürüne baktığımızda, Türk devletinin yükselmesinde ve gelişmesinde zaman zaman birtakım liderlerin ön plana çıktıklarını görürüz. Mesela Bumın ve İstemi, Bilge ile Köl Tigin, daha sonraları Tuğrul ve Çağrı gibi. Bu durum bütün Türk tarihi için geçerlidir.

Bazan millete ve devlete öncülük edenler şahıslarsa, bazan da aileler bu işi üstlenir: Yaglakarlar, Yağmalar, Çigiller, Kınıklar, Kayılar vs. gibi. İslam öncesi Türk tarihinin kaynaklarında ise devlet kurucusu iki aile ile karşılaşıyoruz. Bunlardan birisi Börülüler (A-shih-na), diğeri de Arslanlardır(A-shih-te).

Bugüne kadar A-shih-te ailesi üzerinde pek durulmamışsa da, A-shihnaların kimliği hususunda üç-aşağı, beş-yukarı birtakım tahminler yapıldığını biliyoruz. Biz Türklerde, iki hayvanın kültürümüzde mühim bir yeri vardır. Bunlardan birisi kurt (börü), diğeri de arslandır ki (veya bars=tonga), Aşina'nın kurt ile alâkasını aşağı-yukarı herkes kabul ediyor. Arslanda büyük bir ihtimalle A-shih-te (Aşite) ailesinin sembolüdür. Bu Türk kültür hayatı için gayet normal bir hadisedir. Çünkü Türk boylarına ad verme gelenekleri içinde hayvan isimlerine de rastlıyoruz (Ak Koyunlu,Kara Koyunlu, Kara Keçili, Sarı Keçili, Alayuntlu vs).

Aşitelere (A-shih-te) baktığımızda, devamlı Börülülerin (Aşinalar)yanında bulunan ve onlara yardımcı olan bu ailenin, Börülülerin (Aşinalar)akrabası olduğu çok kuvvetli bir ihtimaldir. Kök Türkler çağında, Aşina Nishu-fu'yu kağan ilan eden A-shih-te ileri gelenleri, Kutlug'un yanında da Tunyukuk (Tonıkök/ veya Tonga-yukuk?) vasıtasıyla görülmektedir.Bilindiği gibi Tunyukuk'un adı Çin kaynaklarında A-shih-te Yüan-chen şeklinde yazılıdır. Dolayısıyla bu önemli ailenin üzerinde araştırmacıların ciddi incelemelerde bulunmaları şarttır. Bu şekilde kısa bir açıklama yaptıktan sonra, Kök Türk Kağanlığı dönemi olayları sırasında mühim vazifelerde bulunan, daha doğrusu Kök Türk Kaganlığı'nın yeniden yükselişi ve toparlanışında adları sıkça geçen iki Aşite beyinin faaliyetlerini kısaca bir hatırlayalım.

Kök Türk Kağanlığı 7. yüzyılın ortalarında, doğusundan batısına,kuzeyinden güneyine kadar büyük bir kargaşa içine düşmüştü. Devlet içeriden ve dışarıdan ihanetlere maruz kalıyor, halk perişan bir halde yaşıyordu. Elbette ki, bu asil millet sahipsiz değildi. Her şeyden önce Tanrı onu gözetiyor ve kolluyordu. Aklını başına alması için birtakım belaları üzerine musallat ettiyse de, kitabelerin ifadesine göre yine onu yükseltecek olan Tanrı'nın iradesiydi. İşte bu aşamada devletleri ve milletleri için gözlerini hiçbir şeyden esirgemeyen delilerin ortaya çıktığını görüyoruz. Bir milletin hayatında ne kadar çok deli varsa, o millet o kadar büyüktür. Tabiî ki biz burada "deli" kavramını müspet manada kullanmaktayız. A-shih-te Fengchi ve A-shih-te Wen-fu da bizim tarihimizin şanlı delilerindendir.( Eski Türklerde gözünü budaktan esirgemeyen, devlet ve millet adına yapılan savaşlarda er meydanına ilk önce çıkan kişilere "deli alpler" veya "deli bahadırlar" deniyordu. Bakınız. J.Barbaro, Anadolu'ya ve İran'a Seyahat, Çev. T. Gündüz, İstanbul 2005, s. 31.)

Soy kütüklerin tanzimi sırasında devlet adamlarıyla, alimler,Türk devletinin teşekkülünde ve yükselişinde iki aileyle karşılaştılar. Bunlardan birincisi bütün Türk kökenli halklar tarafından saygı duyulan ve sevilen idareci kabile Börülüler (Aşina), diğeri de onlara daima yardımcı olan, bazan da, mesela 8. asırdan sonra iktidar mevkiine geçmeyi başaran Arslanlardı (Aşite).

Prof. Dr.Saadettin Gömeç - A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrajya Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.
“Türklerin ve Moğolların Tarihi İki Boyu” makalesinden alıntıdır.