I. T.B.M.M.’nin meşruiyeti açısından Meclis-i Mebusan’ın İstanbul’da toplanması, dağılması ve hemen ardından yeniden seçimlerin yapılması son derece önemlidir. Her ne kadar Kazım Karabekir Paşa bütün bu sürecin kendi görüşleri ve öngörüsü doğrultusunda geliştiğini iddia etse de, aslında herşeyin, Mustafa Kemal Paşa’nın plan ve hamlelerine uygun geliştiğini söylemek mümkündür. Çünkü baştan itibaren (Erzurum Kongresi) Meclis’inİstanbul dışında toplanması fikrinde olan M. Kemal, bunun gerçekleşmesinin birtakım şartlara bağlı olduğunun da farkındadır. Bu şartlar, bu konuda yetkili olanlar ile kamuoyunun eğiliminin belirlenmesi ve değiştirilmesidir.

Amasya Görüşmeleri’nde Milli Meclis’in taşrada toplanmasının prensip olarak kabul edildiğini ve bunun da hükümetin kararına bağlı olduğunu; ancak Amasya Görüşmelerinden sonra bu konunun hükümette görüşülüp reddedildiğini dikkate alırsak, M. Kemal’in yukarıda bahsettiğimiz görüşünün ne kadar isabetli olduğu görülür. M. Kemal, hükümet kanadını(özellikle Milli Mücadele’ye taraftar görünen üyeleri) ikna çabalarının bir sonuç vermemesi üzerine,Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti İstanbul temsilcilerinin görüşlerini almak ve İstanbul’daki siyasi havayı daha iyi anlayabilmek için, Albay Şevket ve (Kara) Vasıf Beyler ile telgraf görüşmeleri yapmıştır. Bu görüşmelerden de herhangi olumlu bir sinyal alamayan (hatta tersine bir durum söz konusudur) ve -muhtemelen- Heyet-i Temsiliye’den de gereken desteği göremeyen M. Kemal, bunun üzerine,Anadolu’nun eğilimini öğrenmek için Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri merkez heyetlerine ve bazı komutanlara “bu konudaki görüşlerini bildirmeleri”ni telgraf vasıtasıyla istemiş, aynı zamanda birtakım komutanları da Heyet-i Temsiliye ile birlikte, Meclis’in toplanma yerini görüşmek üzere toplantıya davet etmiştir.

M. Kemal Paşa gerek komutan ve Müdafaa-i Hukuk yöneticilerinden gelen görüşler, gerek genişletilmiş Heyet-i Temsiliye toplantılarında ileri sürülen fikirler ve gerekse İstanbul’un siyasi havasının, “Meclis’in Anadolu’da toplanması” konusunda mutabakat sağlanmasına uygun olmaması dolayısı ile bu hedefini bir süreliğine ertelemek zorunda kalmıştır. Zaten 16-28 Kasım tarihleri arasındaki görüşmelere kadar, M. Kemal’in, taşrada toplanma fikri zayıflamış olmalıdır.

Toplantılarda da taşra taraftarlarının kesin bir üstünlük sağlayamamaları üzerine M. Kemal, Meclis’in İstanbul’da toplanması, ancak Heyet-i Temsiliye’nin varlığını devam ettirip gelişmelere göre tavır alması ve muhtemel bir Meclis kapatma eylemine bağlı olarak da yeni bir Meclis’in toplanması için hazırlıklı olunması seçeneğine yönelmiştir. Gelişmeler de tam beklenen gibi olmuş ve Mebusan Meclisi basılmış, dağıtılmış ve 11 Nisan 1920 tarihli bir İrade ile de kapatılmıştır. İstanbul’un işgali üzerine harekete geçen M. Kemal Paşa ise, meşru bir şekilde I. T.B.M.M.’ni toplamayı başarmıştır.

Naim SÖNMEZ
Yrd.Doç.Dr.,D.P.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü