1927

" İskeçe Türk Birliği"derneğinin kuruluşu.
Tüzüğünde belirtilen amacı:
"Türk inkılâbının yarattığı kültürel, sosyal ve dinsel değişiklikleri, Batı Trakya Türkleri arasında yaymak ve gerçekleştirmektir."

1928

" Gümülcine Türk Gençler Birliği " derneğinin kuruluşu.

1930-1955

Türkiye- Yunanistan arasında sıcak dostluk ilişkilerinin sürdüğü yıllar, dolayısıyla Batı Trakyalı Türklerin de en huzurlu yılları.

1936

-Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği'nin kuruluşu.
Derneğin amacı:
"Türk okullarında ilerleme kaydedilmesi için ortamın ve imkanların yaratılması; Türk öğrencilere resmi dilin öğretilmesi; Türk okullarında okutulan kitapların basılması; Türk öğretmenlerin devlet memuru olarak tanınmasına çalışılması.
" -Okul kitaplarına yönelik 132 sayılı yasanın çıkışı.

Aralık 1952

Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın Batı Trakya'yı ziyareti;
Gümülcine'de ilk Türkçe eğitim yapan Celal Bayar Lisesi'nin açılışı.

28 Ocak 1954

Azınlık Okulları Eğitim Kanununun, (3065 sayılı Mareşal Papagos Kanunu) yürürlüğe girişi.
Gereken her yerde "Müslüman, Müslümanca" deyimleri yerine "Türk, Türkçe" deyimlerinin kullanılmasını gerektiren kanun.
Türk azınlık okullarına, "Türk" ismini içeren levhaların asılmasına izin verilmesi.
1967 Cuntası, bu kanunu ve okullardaki Türk ismini kaldırır. Ancak derneklerde Türk ismi kullanımı devam eder.

21 Nisan 1967

Yunanistan'da askeri darbe ve Albaylar Cuntasının yönetime gelişi;
Türk azınlığa yönelik planlı şiddet, taciz, baskı, işkence, öldürme olayları.

07 Ocak 1970

"Gümülcine Türk Gençler Birliği" tabelasındaki "Türk" isminin kaldırtılması.

21 Ocak 1972

Okul encümenlerinin yetkilerini ortadan kaldıran ve eğitimde baskıya artıran 1109 sayılı kanun hükmünde kararnamenin yürürlüğe girmesi "Türk Okulu" isimleri "Azınlık Okulu" olarak değiştirilir, okul encümenlerinin yetkileri ellerinden alınır.

03 Mart 1972

Hükümet genelgesiyle, okul isimlerindeki Türk kelimeleri kaldırılır.

Aralık 1972

Türkçe yer isimlerinin; haberleşme, yazışma, basın ve örgütlerde kullanılmasının yasaklanması (1260 sayılı yasa).

Şubat 1973

Türkçe radyo ve müzik dinlenmesinin, Türk filmi ve televizyonunun seyredilmesinin yasaklanması.

1978

Bakanlık kararnameleri ile Türk okullarındaki Türkçe ders ve dersliklerinin azaltılması.

28 Ocak 1978

Gümülcine Belediyesi'nin, Türkçe yer isimlerinin kullanılmasının kanunen yasak olduğunu, uymayanların sert biçimde cezalandırılacağını duyurması.

01-02 Aralık 1983

Gümülcine Türk Gençler Birliği'nin ve Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği'nin tabelalarının polis tarafından indirilmesi.

1984

Türk okullarında, Türkçe okunan derslerden de Yunanca sınav zorunluluğu getirilmesi ve sınavların okul dışından gelen öğretmenler tarafından yapılmaya başlanması.

Kasım 1984

İsminde "Türk" sözcüğü bulunan 3 derneğin mahkeme kararı ile kapatılması.
İskeçe Türk Birliği, Gümülcine Türk Gençler Birliği, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği.

20 Kasım 1987

Yunan Yargıtayı'nın "Türk" sözünün resmi kullanımını yasaklaması.

20 Kasım 1987

Yunan Yargıtayı'nın; İskece Türk Birliği, Gümülcine Türk Gençler Birliği, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği tüzel kuruluşlarının tabela ve tüzüklerinde Türk kelimesini kullandıkları için 1984'teki kapatılma kararlarını, kesin hüküm haline getirmesi;
Azınlığın bu kapatma kararını 5 Ocak 1988'de öğrenmesi. Yunan hükümet sözcüsünün; "Batı Trakya'da Türk değil, Yunanlılardan farklı bir kökenden gelen müslümanlar yaşamaktadır" demesi; Ankara'nın sert tepki göstermesi, Batı Trakya'da gerginlik başlaması, tırmanışın 29 Ocak 1988 olaylarını doğurması.

25 - 26 Ocak 1990

Milletvekili Sadık Ahmet ve İbrahim Şerif'in "Türküm" dedikleri için cezaya çarptırılıp, cezaevine konmaları.
30 Mart 1990'da, cezaları paraya çevrilerek serbest bırakılırlar.

26 Nisan 1996

Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Komisyonu'nun Washington'da İnsan Hakları Komisyonu'nun binasında, Batı Trakya Türklerinin durumu, haklılıkları konusunda bir panel düzenlemesi; Yunan baskı ve ayrımcılığının dile getirilmesi.
Panelin adı "Yunanistan'da Türk Azınlığı".
Panel Başkanı Helsinki İnsan Hakları Gözcülüğü'nden Christopher Panico'nun tartışılmak üzere sıraladığı sorunlar:

*

Yunan Hükümeti hâlâ Türk azınlığın varlığını kısıtlamasız olarak tanımıyor. Kurumların adlarında Türk isimlerinin kullanılması yasaktır. Merhum Dr. Sadık Ahmet'in, 1989 seçim kampanyasında Türk ve Türkçe kelimeleri kullanması dolayısıyla hakları ihlal edilmiştir.
*

Yunan vatandaşlık yasasının 19uncu maddesine dayanılarak, Türkler keyfi şekilde vatandaşlıktan mahrum edilmektedir. Ülkeyi uzunca bir süre terk ettiklerinde keyfi olarak vatandaşlıktan çıkarılmaktadır. 1994'te 42, 1995'te 72, 1993'te 123 kişi bu şekilde vatandaşlıktan mahrum bırakılmıştır.
*

Lozan ve diğer anlaşmalara göre, cemaatin, dini liderleri olan müftüyü seçme hakkı vardır. Buna rağmen Yunan Hükümeti, 1990'da, müftüleri atama kararı aldı ve şimdi ikili bir müftü sistemi ortaya çıktı; biri atanan, biri seçilen. Geçen yıl seçilen müftülerden birine, Mehmet Emin Aga'ya 10 ay hapis cezası verildi. Cezanın yarısını yattı, yarısı için kefalet ödedi.
*

Yunan yerleşim bölgelerine kıyasla, Türk bölgelerinin etraflarındaki alt yapı, elektrik, kanalizasyon gibi kamu hizmetlerinin sağlanması konusunda bir ayrımcılık gözükmektedir.
*

Türklerin; Lozan Anlaşması, 1953 İnsan Haklarının Korunması için Avrupa Konvansiyonu ve Ulusal Azınlıklarla ilgili AGİK dokümanına göre; seyahat özgürlüğü, inanç ve din hürriyetini özgürce kullanma, kanun önünde eşitlik ve cemaat için bir takım kültürel, dini, sosyal enstitüleri ve okulları yönetim hakkı vardır.
*

Türklerin kamu sektöründe çok az temsil edildikleri iş ayrımcılığı da bir başka sorundur.

15 Mayıs 1999

Türk Dışişleri Bakanlığı'nın Yunanistan'ın "Türk" sözüne karşı olan tutumunu eleştiren açıklaması.
"Lozan Antlaşması, iki ülkenin birbirlerinin topraklarındaki azınlıklarının etnik kökenlerini tayin haklarına ilişkin bir kısıtlama içermemekte ve Yunanistan Türkiye'deki azınlığını "İstanbul Rumları " olarak etnik kimlikleriyle tanımlamaktadır...Yunanistan, kendi soyundan olduğunu iddia ettiklerine bu şekilde sahip çıkarken, ülkesindeki Türk azınlığın etnik kimliğini reddediyor olması, içine düştüğü çelişkinin önemli bir göstergesidir."

25 Şubat 2000

İskeçe'li bir Türk öğretmen; "Türk Öğretmenler" dediği, bazı yerlerin isimlerini Türkçe olarak söylediği için 5 yıl işinden uzaklaştırılınca AİHM'de dava açar. Yunanistan yargılanmaktan kurtulmak için öğretmene tazminat ödemeyi kabul eder.

27 Haziran 2000

Avrupa Komisyonu Irkçılıkla Mücadele Komitesinin, Avrupa Konseyi'ne Yunanistan'la ilgili ikinci raporunu sunması.
Raporda; Batı Trakya Türklerinin ifade özgürlüklerinin sınırlandığı; kendilerini "Türk" olarak tanımlayabilmelerine rağmen, toplum olarak tanımlamalarının yasak olduğu; bu yüzden de azınlık derneklerinin de Yunan devleti tarafından kabul edilmediği; bildirilir. Yunanistan'ın örgütlenme özgürlüğünü sınırlandırdığı açıklanır.

Kod:
http://www.zafersen.com/