“İslam Bolşevikleri” Karmatiler

Babek’in ölümü (837) Hurremilerin gücüne vurulan ölümcül bir darbe oldu. Buna rağmen İran’ın batı eyaletlerinde 9. yüzyılın sonlarına kadar yaşamaya devam ettiler. Bunlar 9. yüzyılda büyük yükseliş gösteren Karmatiliği besledi. Hurremilerin büyük çoğunluğu Karmati oldular. Özellikle Babek-Hurremiliğin merkezi olan Badh sakinleri ve Jibal (Cebel) Kürtlerinin büyük bir bölümünü oluşturan Hurremiler toptan Karmatilere katıldılar. Eğer Karmati öğretisi İran’ın doğu ve güneyinde çok başarılı olduysa, bunu kısmen ülkeyi onlara hazırlamış olan Hurremilere boçludurlar.

Karmatiliğin kurucusu ve bu öğretiye adını veren Aşat oğlu Hamdan Karmat, Küfe yakınında Savad’da oturan bir yük taşıyıcı, yani hammaldı. Kendisini yetiştiren Al-Huseyin al-Ahvazi (ölm. 865-6) adında bir İsmaili dai’siydi. Hamdan’nın ikinci ismi Karmat (Çoğl. Karamita) sözcüğü Arami kökenlidir ve “kızıl gözlü ve kısa bacaklı” anlamlarına gelmektedir.

Karmat-Karamita, Grekçe gramma-grammata/gramma-grammata (yazı-yazılar) sözcüğünden geldiğini söyleyenler de vardır. Taberi’ye göre ise Arami kökenli bu sözcük, “gizli bilgi, gizemli bilgi öğreten” demektir.

Hamdan Dava’yı Küfe çevresindeki köylerde, Irak’ın diğer güney kesimlerinde ve daha geniş bölgelere Dai’ler (çağırıcı, davetçi) göndererek örgütledi. Karamita diye anılan yandaşları hızla artmaya başladı. O zamanlar, Suriye’den yönlendirilen bir merkezde birleştirilmiş (İsmaili) Dava vardı. Bağdad yakınında Kalwadha’da karargaha sahip olan Hamdan, ilişkide bulunduğu merkezdeki önderlerin otoritesini kabul eder göründü ve asıl kişiliğini sır olarak sakladı. Hamdan Karmat’ın hızlı başarısına yardım eden en büyük öge, 14 yıl süren ve Abbasi yönetimini sarsan Zenci köle-işçilerin büyük ayaklanması oldu.

Karmatiler, Bağdad aristokratları ve daha çok aydınlar arasında gizli dernekler halinde örgütlenmişlerdi.(1)Karmatiler komünistik ilkeleri toplum yaşamında uygulamayı denediler. Öyle ki, bazı çağdaş yazarlar onlara “İslam Bolşevikleri” adını takmıştır.

1. Irak’ta Karmati Sosyalistik Devletinin Temeli Atılıyor

Irak Karmatileri, 880 yılına doğru sayıca oldukça artmıştı. Hamdan daha önce, Ali b.Muhammed al-Burkui’ye ittifak önerisi yaptıysa da, Zenci önderi olumlu bakmadı. 874-75’den sonra onlar tarafından Karmatilere başvurular görüldü. Aslında olması gereken bu ittifak gerçekleşmedi. (Aleviliğin) Karmati ihtilalci hareketi, politik güçsüzlüğü ve mistsizmin uyuşukluğu içinde memnuniyetsizliğin artmış olduğu İmami Şiiler arasında da geniş yandaş topladı.

Hamdan’ın başyardımcısı İsmaili-Aleviliğin en büyük Dai’lerinden biri olan kayınbiraderi Abdan idi. Abdan (ölm. 899) aynı zamanda Karmatiliğin siyasal kuramcısıydı; Belagat adını verdiği kitabında gizli yedi derece yarattı ve onu uygulamaya girişti. Irak’da, Güney İran ve Bahreyn’de Zikravayh b.Mihravayh ve Abu Said al-Cenabi gibi Dai’ler görevlendirdi.

Yükselen Karmati hareketi, Zenci ihtilalinden beri Güney Irak üzerinde tam egemenliğini kuramamış olan Abbasilerin dikkatinden kaçmaya devam etti. 890-891’de Hamdan, Karmatiler için Küfe yakınlarında bir toplu yaşama yeri olan Dar al-Hicra kalesini kurdu. 892 yılında Bağdad yönetimi, Küfe’den gelen bazı haberler temelinde yeni tehlikenin farkına varmaya başladı. Ancak Karmatilerin 897’deki ilk başkaldırı hareketine karşı hemen önlem alınamadı.

Irak’ta neler oluyordu? Hamdan ile Abdan ne yapıyorlardı? Bağdad’ın ilgisizliği onlara yaramıştı. Aşağı Mezopotamya verimli olmasına rağmen çok sağlıksız bir bölgeydi. Çok sayıda geçici tarım işçisi çalıştırılmak üzere bu kesime çekilmişti. Hamdan ve Abdan çeşitli bölgelerden gelmiş ağır baskı altındaki köylüler arasında yandaşlarını hazır buldular. Komünistik bir düzenin propagandasını yaparak, bu kötü koşullardaki tarım çalışanlarının sempatisini kazandılar. Hamdan ilk önce çeşitli operasyonlar yapabileceği bir üs alanı kurmayı tasarladı. Nuvayri ‘Nihayat al Arab’ adlı yapıtında bu üssü şöyle tanımlıyor:

“Bundan sonra bütün Dai’ler toplandı. Tüm gereksinmelerini sağlayacak bir yer sağlamaya karar verdiler. Burası onların saklanma-korunma yeri ve çeşitli bölgelerden gelmiş göçmenlerin (Karmatilerin) merkezi, toplandıkları yer olacaktı. Küfe çevresinde kırsal alanda bir yer seçtiler. Burası yüksek kayalık ve uçurumları bulunan bir yerdi. Buraya aşılması ve ulaşılması güç bir kale inşa ettiler. Genişliği 13.44 m. olan surların çevresinde geniş hendek vardı. Bu kale inşaatını çok kısa bir zamanda tamamlayıp, onun içinde çok büyük bir bina yaptılar. Heryandan gelen kadın ve erkekleri buraya yerleştirdiler. Adına Dar al Hicra (Göçmenler Evi) denildi. Yıl: Hicri 277 (891)

Hamdan komünistik modele çok yakın, mükemmel bir ekonomik sistem geliştirdi. Hamdan’ın sayesinde Arab kabileler arasında İsmaili Aleviliği fazlasıyla yayıldı. Her yandan toplanıp gelen insanlar, büyük ve tek bir aile gibi buraya yerleşmeye başladılar. Hamdan mülklerden, koyunlar keçiler ve ziynetten gelen gelirleri toplamak için köylerdeki Dai’leri görevlendirdi. Bu toplananlar ortak hazineyi oluşturdu. Buradan giyinip çıplaklıklarını örtündüler. Harcamalar, duyulan ihtiyaca göre yapılıyordu. Hiçkimse yoksul değildi. Ve hiçkimse bir diğerinden zengin değildi. Bütün erkekler, daha fazla üreterek daha fazla itibar kazanmak için çalışıyorlardı.

Kadınlar örgü ve dokumadan, çocuklar kuş bakımından kazandıklarını biriktirdiler. Sonra herkes kazançlarını getirip Dai’ye teslim etti. Hiç kimse kılıcından ve silahından başka bir şeyin sahibi değildi. Bu ekonomik siyasetle Karmatiler, pek çok gayri memnun kabileleri ve (Mevali) yabancılar kendilerine çektiler. Ana üs alanı olarak hizmet gören kalelerinden, Abbasi iktidarı kalelerine hücumlar yaptılar.

(.......) alevikonseyi.com/alevi/13/23/33/43/323.html