Hiç bir evraka abdestsiz imza atmadım...


Sultan Abdülhamid Han, âcil bir iş zuhur edince, gecenin hangi vakti olursa olsun uyandırılmasını ister, ertesi güne bırakılmasına rıza göstermezdi. Bu hususta mâbeyn başkatibi Es’ad Bey, hatıratında şöyle demektedir:

“Bir gece yarısı, çok mühim bir haberin imzası için Sultan’ın kapısını çaldım. Fakat açılmadı. Bir müddet bekledikten sonra tekrar çaldım, yine açılmadı. ‘ Acaba Sultan’a emr-i Hakk mı vâki oldu? ‘ diye endişelendim. Biraz sonra tekrar çaldım, bu sefer kapı açıldı ve Sultan elinde bir havlu ile kapıda göründü .Yüzünü kuruluyordu. Tebessüm etti:


‘ – Evlad ! Bu vakitte çok mühim bir iş için geldiğinizi anladım. Kapıyı daha ilk vuruşunuzda uyandım, ancak abdest aldığım için geciktim; kusura bakma!.. Ben bu kadar zamandır milletimin hiçbir evrakına ebdestsiz imza atmadım...Getir imzalayayım!... ‘

Ve besmele çekerek evrakı imzaladı.”


Hattâ zevcesi, Abdülhamid Han'ın bu husûsiyetiyle alâkalı olarak, onun yatağının başında dâimâ temiz bir tuğla bulundurduğunu ve bununla yataktan kaltığında çeşme mahalline kadar abdestsiz yere basmamak için teyemmüm aldığını, sebebini sorduğunda da kendisine; " Bunca Müslümanların halîfesi olarak, biz sünnet ölçülerine dikkat etmezsek, ümmet-i Muhammed bundan zarar görür!..." dediğini nakleder.