DEVLET YÖNETİMİ
Devlet, Türklerde “il” veya “el” olarak isimlendirilmiştir. Türk tarihinde siyasi teşkilatlanmayı ilk defa Büyük Hun Devleti’nde Mete Han yapmıştır.
Türkler tarih boyunca farklı bölgelerde birçok devlet kurmuşlardır.
Türklerin çok sayıda devlet kurmasında etkili olan unsurlar.
• Bağımsızlıklarına düşkün olmaları
• Teşkilatçı bir özelliğe sahip olmaları
• Ülkeyi hanedan üyelerinin ortak malı sayma anlayışı
• Devletin dağılmasına rağmen onu oluşturan temel aile yapısının yani devletinin alt yapısının sağlam olması.
Eski Türklerde toprak, yurt olarak adlandırılmış ve Türkler, bağımsızlıklarını koruyabildikleri toprakları ülke olarak görmüşlerdir. Bağımsızlıklarını koruyamadıkları zaman başka topraklara göç etmişlerdir.

İkili Teşkilat
Eski Türklerde ülke, doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılarak yönetilmiştir. İkili teşkilat olarak adlandırılan uygulama ile yönetimin kolaylaştırılması amaçlanmıştır. Bu uygulamada doğu tarafı üstün tutulmuş ve devletin doğusunu hükümdar yönetmiştir. Batısını ise “yabgu” unvanı ile kardeşi yönetmiştir. Yabgu, içişlerinde serbest hareket ederken dışişlerinde ise hakana bağlı hareket etmiştir.

Egemenlik Anlayışı
Türk devletlerinde ülke hükümdar ailesinin ortak malı sayılmıştır. Böylece ailenin bütün erkek üyeleri tahta çıkma hakkı elde etmişlerdir.
Bu uygulama sonucunda,
• Ailenin erkek üyeleri arasında sık sık taht kavgaları yaşanmıştır. İç mücadeleler Türk devletlerinin zayıflamasına ve dış müdahalelere ortam hazırlamıştır.
• Türk devletleri kısa sürede parçalanmış ve yıkılmıştır. Ayrıca irili ufaklı birçok Türk devleti kurulmuştur.

UYARI: Türk devletlerinde Çinli prenseslerden doğan erkek çocukların hükümdar olmasına izin verilmemiştir. Bu durum Türklerin veraset konusunda ulusçu (Milliyetçi) bir anlayışı benimsediklerini gösterir.

Hükümdarlık ve Kut Anlayışı
Türk devletinin başında hakan bulunurdu. Türk Devleti’ni yöneten hükümdara Han, Hakan ya da Kağan denilirdi. Bir kişinin hakan – hükümdar olabilmesi için Hanedan ailesi olan -Aşına- soyundan gelmesi şarttı. Türk Halkı ve Hakan bu görevin Hakan’a Tanrı (Tengri) tarafından verildiğine inanırlardı. Bu Gök Tanrı tarafından verildiğine inanılan devleti yönetme yetkisine KUT diyorlardı. Kut’un kan yoluyla hükümdarın tüm erkek çocuklarına geçtiğine inanıyorlardı.

Uyarı: Kut anlayışı yüzden Türk Halkı Kağan’a sonsuz bir bağlılık içindeydi. Bu anlayış Hakan’ı Türk Devleti’ni Türk örf ve adetlerine göre yönetmek zorunda bırakmıştır.
Tanrı tarafından hakana verildiği düşünülen yönetme hakkının (Kut’un) kan aracılığıyla hakanın bütün evlatlarına da geçmiş olduğu düşüncesi, her prensin ( Tigin ) tahtta hak iddia etmesine yol açabiliyordu. Bu suretle kardeşler arasında doğan taht mücadelesi, üstün gelen tarafın hakan olmasına kadar sürerdi. Ancak bu mücadeleler devletin zayıflaması, hatta parçalanmasına dahi yol açabilmektedir. Güçlü olanın Kağan olmasını sağladığı içinde devletin iyi yönetilmesini de sağlamıştır.
Türkler de hükümdarlar; tanhu, şan-yü,kağan, han, hakan, yabgu, il-teber ve idi-kut gibi unvanlar kullanmışlardır.
Hakanın görevleri:
-Halkın huzur ve refahını sağlamak
-Adaletli olmak
-Ülkenin güvenliğini sağlamak ve fetihlerde bulunmak
gibi görevleri vardı.
Hükümdarlık Sembolleri:
-Türk devletlerinde hakan, idare etme yetkisi ve devlet başkanı sıfatını belirten bazı sembollere sahipli. Bunlar otağ (hakan çadırı), taht, tuğ (sancak, bayrak), davul ve sorguç (serpuş)’tur.
-Hakan’ın belirli zamanlarda devlet ileri gelenlerine ve halka, törenlerde resmî ziyafet vermesi hükümdarlık gereğiydi.

TİGİN
Tigin adı verilen hükümdarın erkek çocukları küçük yaşlardan itibaren bazı boy ve oymakların başına yönetici olarak gönderilirlerdi. Bu uygulama ile tiginlerin devlet yönetimin de tecrübe kazanmaları amaçlanmıştır.

TOY ( KURULTAY ), (KENGEŞ):
Türk devletinin, siyasî, ekonomik ve kültürel işlerinin görüşülüp karara bağlandığı meclise Toy – Kurultay denilirdi. Başkanı hakan’dı. Bu toplantılara, hakana bağlı bütün prensler ve bağlı devlet temsilcileri katılmak zorunda idi. Katılmamaları bağımsızlık ilanı olarak kabul edilirdi.
Toy’un Görevleri:
1-Törelerde değişiklik yapabilir,
2-Hükümdarı veya veliahtı seçebilir,
3-Siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlar ile ilgili kararlar alabilirdi.

UYARI: Belli dönemlerde toplanan Kurultay’a; hakan, hatun (hükümdarın eşi), asker ve sivil yöneticiler, boy beyleri ve bağlı kavimlerin yöneticileri katılırdı. Hükümdar, Kurultay’da alınan kararları uygulamak zorunda değildi. Bu durum Kurultay’ın bir danışma meclisi niteliği taşıdığını gösterir.

Kadının Toplumdaki Yeri ve Hatun
Türkler tarih boyunca kadına gereken değeri vermişlerdir. Ailede kadın erkek eşit tutulmuş, mal ve mülk ortak kabul edilmiştir. Kadın ata binebilme, silah kullanabilme ve savaşabilme özelliklerine sahip olmuştur.
İslâmiyet’ten önceki Türk devletlerinde sosyal yaşantıda etkin olan kadınlar devlet yönetiminde de etkili olmuşlardır. Hatun unvanı verilen kağanın eşi, elçileri kabul eder, devlet meclisine katılabilir ve gerektiğinde vekil olarak devlet başkanlığı yapabilirdi.
Yasa niteliğindeki emirnameler hatun ve hakanın imzası olmazsa yürürlüğe konulmazdı. Bu durum hatunun hükümdarı temsil ettiğini ve devlet işlerinde söz sahibi olduğunu gösterir

Levent Konyar Hocamız'dan alıntıdır.