Bugün Kabotaj Kanunu’nun kabulünün 85.yıldönümü. Aynı zamanda Denizcilik ve Kabotaj Bayramı. Kutlu olsun.

KABOTAJ NE DEMEK?

Kelime manası olarak Kabotaj, bir devletin gölleri, nehirleri, karasuları içinde kalan denizleri ile bunlarla ilgili liman, iskelerlerinde yapılan deniz ticaretidir.Daha anlaşılır anlamıylayasa , bir devletin, kıyılarındaki limanlar arasında yapılan deniz taşımacılığı hakkının yalnız kendi bayrağını taşıyan gemilere tanınması hakkı.

Peki zaten olması gereken bu durum yani kabotaj hakkı neden her sene bayram olarak kutlanmakta ?

Osmanlı Devletinin uygulamış olduğu ,bazı ticari ayrıcalıkları içeren Kapitülasyonlar herkesin malumu .19.yy ‘da ne kendi valisine ,ne isyan peşindeki gayrimüslümlerine ne de düşman devletlere güç yetiremeyen Devlet-i Aliyye ,yanına çekmek istediği ,yardımına ihtiyaç duyduğu her devlete bir takım ticari imtiyazlar tanımıştır .Buna savaşlarda alınan malubiyetler de eklendiğinde ,Türk limanlarında yerli denizcilerden çok yabancı denizciler ticaret yapar olmuşlardır. Yerli denizcilerin de Rum Armatörler olduğunu unutmayalım.

Kabotaj hakkını yabancı devletlere bırakmış Türkiye ,İkinci meşrutiyet ve onun getirdiği milliyetçi düşüncelerle Kabotaj hakkını Türk denizcilere vermek için girişimler yapmışsa da bu ancak Lozan Barış Antlaşması’yla mümkün olmuştur.

19 Nisan 1926 yılında çıkarılıp 1 Temmuz 1926 ‘da yürürlüğe giren kanunla , geçmişte yabancılara tanınan kabotaj hakkı kaldırıldı. Türkiye kıyılarında mal ve yolcu taşıma ile sahil ve limanlardaki her türlü hizmet, yalnızca Türk Bayraklı deniz taşıtlarınca yapılabilecekti.

Kabotaj hakkının Türklere geçişi, ilk kez 1 Temmuz 1935′te ”Denizcilik Bayramı”, 1 Temmuz 1939′da da ilk kez ”Kabotaj ve Denizcilik Bayramı” olarak kutlanmaya başlanmıştır.

KANUNUN ESASLARI

A. Gemiler

a. Türk Gemileri Türk kıyılarının bir noktasından diğer noktasına yük ve yolcu alıp nakletmek ve kıyılarda, limanlar içinde veya arasında römorkaj ve pilotaj (kılavuzluk) ve hangi nitelikte olursa olsun bütün liman hizmetlerini ifa, yalnız Türk Bayrağını taşıyan gemi ve taşıtlara hasredilmiştir. Türk Bayrağı taşıma iznini TTK, 824/2 gereğince geçici olarak (en çok iki yıl için) almış bulunan gemi, sözkonusu izin süresince TTK, 825 gereği Türk Bayrağı taşımak hakkını ve hatta Türk gemisi niteliğini almış bulunduğundan kabotaj seferleri yönünden gerekli birinci koşulun (Türk Bayrağı taşımak koşulunun) bu gemiler için dahi gerçekleştiği sonucu doğar. Karşıt kavram yolu ile de TTK.824/1 de yazılı durumda, yani Türk gemisine geçici olarak yabancı bayrak çekilmiş bulunulması halinde izin süresince geminin kabotaj seferi hakkından yararlanamayacağı hükmüne varmak gerekir.

b. Yabancı Gemiler

Bu gemiler sadece yabancı memleketten aldıkları yolcu ve hamuleyi Türk limanlarına çıkarabilir ve Türk limanlarından yabancı limanlara gidecek yolcu ve hamuleyi alabilir.

B. Kişiler

a. Türk Vatandaşları Türkiye’de nehir, göller ve Marmara havzası ile Boğazlar ve bütün karasuları ve karasularına dahil körfez, liman, köy vesairede vapur, römorkor, istimbot, motorbot, mavna, salapurya, sandal, kayık velhasıl makine, yelken ve kürekle hareket eden büyük taşıtlar ve saire ile duran ve yüzen araçlar bulundurmak ve bunlarla seyrüsefer ve nakliyat ameliyesinde bulunmak suretiyle ticaret hakkı, yalnız Türk tebasına aittir.

Kabotaj Kanunu’nun 2 inci maddesinde yer alan “Türk Teb’ası” deyimi üzerinde bir açıklama şöyle gereklidir: Seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretiyle ticari faaliyette bulunan gerçek kişi tek ise bunun birden fazla ise hepsinin Türk olması şarttır. Bir Türk gemisinin yabancılar tarafından kiralanarak kabotaj seferlerinde kullanılması da yasak kapsamına girer. Burada önemli olan, yükle ilgililere karşı kimin taşıyan olarak gözüktüğü değil, seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretiyle kimin ticaret yapmakta olduğudur. Nitekim Kabotaj Kanunu, 2 de seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretiyle ticaret hakkının yalnız teb’asına özgü bulunduğu açıklanmıştır. Seyrüsefer ve nakliyat icra eden bir tüzel kişi ise bunun bir Türk tüzel kişisi olmasının gerekeceği açıktır. Ancak bu tüzel kişi bir anonim şirketse pay sahipleri ve limited şirket ortakları arasında bir yabancı bulunuyorsa durum nedir? Bu konudaki 25 Şubat 1928 tarihli ve 403 sayılı Tefsir kararı’nda, seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretiyle ticaret hakkının sadece Türk teb’asına hasredildiği hususunda Kabotaj Kanunu’nun 2 inci maddesinde açıklık bulunduğu noktasında hareket edilerek sözkonusu pay sahipleri ve ortakların tümünün Türk olması gerektiği açıklanmıştır.

b. Yabancılar Hükümet, geçici olarak ve kendileri için ücret veya iştirak payı söz konusu bulunmamak üzere yabancı kurtarma gemilerinin çalışmalarına ve Türk kurtarma gemilerinde yabancı uzman, kaptan ve tayfa çalıştırılmasına izin verilebilir.

C. Yasaklama ve Cezalar

a. Yabancı Gemiler Kabotaj Kanunu hükümlerine aykırı şekilde Türk limanları arasında kabotaj yapan yabancı gemi ve teknelerden bin liradan onbin liraya kadar para cezası tahsil olunur. Ayrıca sözü geçen gemi veya tekne Türkiye limanları için hamule ve yolcu almak ve çıkarmaktan altı aydan bir yıla kadar men olunur. İş bu men keyfiyeti, kanuna aykırı hareket eden şahıs ve şahıslarla ilgili şirkete ait diğer gemileri de kapsar.

b. Yabancılar Kabotaj Kanunu’na aykırı olarak Türk vatandaşlarına ait haklardan birini icraya yönelen yabancılar, yüz liradan bin liraya kadar para cezası ve bir aydan üç aya kadar hapis cezası ile cazalandırılırlar.

http://www.turktarih.org/archives/278