Tarih ders kitaplarını öğrenciler sevmezler. Bu bizim öğrencilik yıllarımızda da böyledi. Şu anda da aynı. Bunun birçok nedeni vardır. Benim bahsedeceğim neden önemli olmasına rağmen sayfanın rengi, yazı karakterleri değil. Elbette bunlar da önemli, fakat başka bir soruna dikkat çekerek konu hakkında meslektaşlarımın da görüşünü öğrenmek istiyorum.

Ders kitaplarımıza baktığımız zaman konulardaki kopukluklar dikkatimizi çekmektedir. Bunda parçalı bilgilerin verilerek bunların sentezinin yapılmasının sağlanması düşünülüyor olsa gerek. İleride makale ve tez yazımında bunun faydalı olacağı düşünülmektedir. Tabii bunlar benim tahminim. Bununla birlikte konular arasında değil konu içinde dahi bütünlük olmaması öğrencilerin anlamasında problemlere yol açıyor. Öğretmen bu açığı elbette kapamaya çalışıyor. Fakat ders kitabından ilk dakikada soğuyan talebenin derse ilgisini çekmek ve hazırlanmasını sağlamak ayrı zorluk getiriyor.

Ders kitapları yazılırken, genelde bir tez havası, alt konularda ise makale tarzının olması, anafikri güçlendirici bir tarzda olmasına dikkat edilmelidir. Dağınık, konudan konuya geçişler olacaksa bunun uslubu iyi tespit edilmesi gerekmektedir. Ana bütünlük bozulmaması gerekmektedir. Öğrencilerin bilimsel olarak yetişmesi ise etkinlik sayfalarının bir iki sayfa artırılmasıyla sağlanmalıdır. 4-5 kaynaktan farklı bilgilerin verilip, bir bütün içinde yazılması bu bağlamda faydalı bir çalışma olacaktır. Akdemisyenlerin kaygıları da son bulacaktır. Konu sonlarında seçilmiş ve derecelendirilmiş kaynakça (kitap, sesli-görüntülü vs.) verilmelidir. Tasarım konusuna ise girmiyorum.

Öğretmenler için kılavuz kitaplar hazırlanırken de aynı usul takip edilmeli. Bilgi-yorum yoğunluğu aktaracağından bir kaç kat fazla olmalıdır. Kılavuzlar, pedegojik unsurlar, sınıf yönetimi ve disiplinler arası çalışmalar göz önünde tutularak yazılmalıdır.

Şu anda konu ile aklıma gelenler bunlar. Söz sizde...