MALAZGİRT BİZANS'IN TÜRK'E BAŞ EĞMESİ

ZAFERE BİR ADIM KALA SULTANLAR SULTANI ALPARSLAN'IN AMCASI TUĞRUL BEY DÖNEMİ, İZLENEN SİYASET VE DEVLETİN GENEL DURUMU;

1040 yılında Horasan ve İran da kurulan Selçuklu devleti sultanı Tuğrul Bey'e göre Selçuklu Devleti batıya doğru ilerlemeli, Anadolu fethedilmeliydi. Bu amaçla Anadolu'ya pek çok akınlar yapan Sultan Tuğrul Bey ilk olarak Erciş'i aldı.1054'te Çoruh Havzası'na güçlü askeri birlikler yollayan Tuğrul Bey 1059'da daha güçlü birlikler ile Anadolu'nun kuzey bölgelerine ilerledi, Sivas'ı aldı. Diyarbakır'da bölgenin hâkimi olan Mervanoğullarıyla anlaşarak Fırat ve Dicle Havzaları'na kadar ilerledi. Hükümdarlığı süresince doğudan batıya yani Anadolu'ya ilerleyerek fetih siyaseti izleyen Sultan Tuğrul Bey'in 1063 yılında vefatının ardından yerine yine kendisiyle aynı yolu izleyecek ve Türk'e Anadolu'nun kapılarını açacak olan Sultanlar Sultanı Alparslan geçmiştir.

BOZKURTLAR ORDUSUNUN ŞANLI KUMANDANI, SULTANLAR SULTANI; SULTAN ALPARSLAN�



ÇAĞRI BEY'İN OĞLU ALPARSLAN'A NASİHATI;

�Ey oğul Allah'tan nasıl korkmak lazımsa öyle kork. Kalbinde utanma duygusu yer tutsun. Sana ne bir yurt, ne de büyük bir hazine bırakmış değilim. Senin en büyük hazinen güzel ahlakın olsun� Oğul liderlik ateşten gömlektir. Eğer ki insanlar seni seçmediği sürece, seçildiğin zamanda Allah'ın emrinden ayrılmayasın. Oğul bu hayat geçicidir elbet. Ama unutmayasın ki zevk ve acılar sonsuza dek kalır. Ebedi hayatını bu geçici yerde hazırladığını unutmayasın. Vakit tamamlandı mı geriye dönüş yoktur oğul��



�Kan tutunca yağız eri

Göğü dinle kün vaktidir

Tan yerinden İsrafil'i

Yiğitlere ün vaktidir�

---------------------------

İzbesine girer yılan

Uya iner susuz ceylan

Şahlanır yüz bin küheylan

Sanılır ki Hun vaktidir�

----------------------------

Bellidir yol bellidir yön

Bellidir sağ sol arka ön

Ey Türk titre kendine dön

Denildiği gün vaktidir�



(NİYAZİ YILDIRIM GENÇOSMANOĞLU)



TÜRK TARİHİNİN SAYFALARINDA NAM, ŞAN, ŞEREF VE ZAFER BİR BAŞKA YAZILIYOR, ANADOLU'NUN KAPILARI TÜRKLERE İLALEBET AÇILIYOR� BOZKURTLAR ORDUSUNUN BAŞINA SULTANLAR SULTANI ALPARSLAN GEÇİYOR�

Büyük Selçuklu sultanı Tuğrul Bey'in vefatından sonra ortaya çıkan huzursuzluk, Türk Beyleri'nin dağılma tehlikesi ve Kutalmış'ın bir kısım oba beyinin aklını çelerek yanına çekmesiyle başlattığı isyan hareketini engelleyemeyen baş vezir Nizam-ül Mülk Alparslan'ı yanına çağırır. Nizam-ül Mülk'ün Alparslan'a oba beyleri tarafından sultan seçildiğini söylemesi üzerine Alparslan'ın Nizam-ül Mülk'e cevabı şöyle olmuştur; �Benim idarem Allah'ın idaresidir. Ben Kutalmış gibi toprak ve mevki vaad edemem.� Oysa başta Nizam-ül Mülk olmak üzere tüm oba beyleri Alparslan'ı adaletli olmasından dolayı seçmişti ve büyük Sultanlar Sultanı �Sultan Alparslan� için Anadolu'ya yani zafere doğru giden yol başlamıştı.

İlk olarak Kutalmış'ın isyanını bastıran Sultan Alparslan amcası Tuğrul Bey'in izinden gitti. Anadolu'nun yanı sıra Gürcistan'a seferler yapan Sultan Alparslan Ani şehrini aldı.(1064) Aynı tarihte kuvvetli bir Oğuz birliği Tuna Nehri'ni geçerek Selanik'e kadar Makedonya'yı yağmaladı. 1065'te Afşin, Gümüştigin ve Ahmet Şah, Elcezire'ye inerek Nusaybin'i kuşattı ancak şehri alamadı. Bir yıl sonra 1067 de Afşin Bizans ordusunu Malatya'da bozguna uğrattı ve Marmara'ya kadar akınlar yaptı. Ordularımız Anadolu'da akından akına koşarken Sultan Alparslan, Aras Irmağı'nı geçerek Gürcü Kralı'nı vergiye bağladı. İçinde eniştesi Kurçu'nunda bulunduğu emir ve hanları Doğu Anadolu'ya gönderdi. Türkler Anadolu'da ilerlerken İmparator Konstantinos'un ölümü ve İmparator'un yerine geçen İmparatoriçe Eudoksia'nın kötü yönetimi tüm eyaletleri birbirine düşürmüş, Bizans'ta iç karışıklıklar başlamıştı. Türk Birlikleri Anadolu'da ilerliyor, Bizans'ın zulüm, haksızlık ve türlü entrikalarla yürüttüğü politikadan bıkmış olan halk ise, Türk akıncılarının ülkede can, mal ve ırz güvenliğini sağlamaları ve adaletli yönetimleri sebebiyle Türk idaresini severek kabul ediyordu. Bizans ise bu iç karışıklıklar ile uğraşırken hızla yaklaşan Türk tehlikesini fark edemedi. İç karışıklıkları önlemek ve İmparatorluğu'nun durumuna hâkim olmak isteyen İmparatoriçe Eudoksia Romanos Diogenes (Romen Diyojen) ile evlendi. Bizans İmparatoru Romanos Diogenes savaşçı, güçlü, tecrübeli ve cesur bir askerdi fakat hanedan mensubu olmaması ülkedeki asillerin karşı cephede yer almasına sebep olduysa da Romen Diyojen artık Bizans İmparatoruydu.



BİZANS BOZMASI İMPARATOR MÜSVETTESİ ROMAN DİYOJEN ÇOK GÜVENDİĞİ ORDUSUYLA İLERLİYOR, YA DA İLERLEDİĞİNİ ZANNEDİYOR. ÇÜNKÜ İSTEDİĞİ BU SAVAŞIN SONUCU APAÇIK ORTADA� �ZAFER İNANANLARINDIR��

Romen Diyojen ilk olarak Anadolu'da ilerleyen Türkler'in önünü kesmek için çoğunluğu Makedonyalı askerlerden oluşan birliği ile harekete geçti ancak Eskişehir'e kadar ilerlemiş olan Türk akıncılarının önünü kesemedi. Diyojen bunun üzerine, tecrübesine ve bilgisine güvendiği şahısları devlet idaresinde görevlendirdi, Manuel Komnenos'un yönetimde Norman, Slav, Gürcü, Abaza, Ermeni ve Rumeli de yaşayan ve Müslüman olmayan Peçenek ve Uz Türkleri'nden oluşan paralı bir askeri ordu kurdu ve Anadolu'ya gönderdi. Sivas'a kadar ilerleyen Bizans ordusu buradaki Ermeni prensi ve Ermeni halkı katletti. Halkın mallarını yağmaladı ancak Manuel Er Sorgun'a yenilerek esir düştü. Bu yenilginin üzerine Romen Diyojen daha güçlü bir ordu hazırlayarak Alparslan'ın üzerine yürüdü. Sultan Alparslan'ın Şii-Fatımi devletinin İslam ülkeleri ve Abbasi halifeliği için tehlike arz ettiğini haber alan ve bu sebeple Şii-Fatımi devletini ele geçirmek üzere Mısır seferine çıktığını öğrenen Bizans imparatoru ordusunun yönünü doğuya doğru çevirdi. Bizans imparatoru ne Alparslan'ı ne de ordusunun gücünü önemsemediğinden ve kendine ordusuna çok güvendiğinden ordu komutanlarının Erzurum'dan ileri gidilmemesi yönündeki uyarılarını dikkate almadı. Sultan Alparslan Bizans ordusunun doğuya doğru ilerlediğini haber alınca Mısır seferinden vazgeçmiş ve geri dönmüştü.

Diyojen kendine o kadar güveniyordu ki kuvvetlerinden bir kısmını Türk akıncıları tarafından fethedilen yerleri geri almaları için gönderdi ve az sayıda Türk askerinin bulunduğu Malazgirt Bizans'ın eline geçmiş oldu. El Cezire ve Ermeni kuvvetleri ile Alparslan'ın kuvvetleri arasında 24 Ağustos 1071'de Ahlât önlerinde meydana gelen ilk çarpışmayı Emir Saltık komutasında ki Türk ordusu kazandı. Bu çarpışma da Bizanslıların elindeki som altın büyük haçı ele geçiren Emir Saltık Alparslan'ın ilerlemesini sağladı. Alparslan'ın ordusu; silahlı 4000 hassa askeri,40.000 Türk atlısı,1000 gönüllü asker ve Savtekin, Sanduk, Afşin, Süleyman Şah, Altuntaş, Atsız, Aksungur, Danişmend, Artuk, Saltuk, Çavlı, Çavuldur, Mengücek, Gvherayin, Porsuk ve Bozan gibi zamanın en iyi kumandanlarından oluşuyordu. Bizans kuvvetlerinin sayısı ise 200.000 in üzerindeydi.

Diyojen'in amacı sadece Anadolu'ya hâkim olmak, Alparslan'ı ve Büyük Selçuklu Devleti'ni yıkmak değil bütün İslam ülkelerini de almak, buralarda ki camileri mescitleri yıkıp yerine kiliseler açmak böylelikle İslamiyet'i de ortadan kaldırmaktı. Diyojen bunun için Türk ordusu ile nerede karşılaşılırsa orada yok edilmesi emrini de vermişti. Sultan Alparslan zafere doğru ilerlerken hazinesini ve eşini veziri Nizam-ül Mülk ile beraber Hemedan'a gönderdi.

Tarihler 25 Ağustos 1071'i gösterdiğinde Sultanlar Sultanı Alparslan Malazgirt önlerindeydi ve dini görevini yerine getirmek üzere halifenin elçisi kadı İbn-i Mühelban başkanlığında ki bir heyeti Bizans imparatoru Romen Diyojen'in makamına yolladı. Makamına gelen heyeti kabul eden diyojen Alparslan'ın barış teklifine, �kışlamak için İsfahan mı yoksa Hemedan mı daha iyi olur, sultanınıza söyleyiniz kendisiyle barış görüşmesini Rey'de yapacağım. Ordumu İsfahan'da kışlatıp, Hemedan'da sulayacağım� diyerek hakaretle karşılık vermiş ancak heyet başkanından da; �atlarınızın Hemedan'da kışlayacağından ben de sizin kadar eminin lakin sizin nerede kışlayacağınızı bilemiyorum� cevabı almış bu cevap karşısında şaşıran Diyojen, �Rum ülkelerine yapılanları İslam ülkelerinde yapmadan geri dönmem� diyerek barış kapılarını tamamen kapamış son sözü söylemişti.



�AYLARDAN AĞUSTOS GÜNLERDEN CUMA

GÜN DOĞMADAN EVVEL İKLİM İ RUMA

BOZKURTLAR ORDUSU GEÇTİ HUCUMA

YERYÜZÜ ŞEVK İLE İNLEDİ GÖKLER

YA ALLAH BİSMİLLAH ALLAHUEKBER

YA ALLAH BİSMİLLAH ALLAHUEKBER

YA ALLAH BİSMİLLAH ALLAHUEKBER ��



Sultan Alparslan'ın gönderdiği barış teklifi Diyojen'in düşündüğü gibi korkmasından değil Allah'ın emri olduğundandı. Heyet başkanıyla gönderilen cevaba Alparslan epey üzülmüş ve savaş kakarı almış halifeden savaş öncesi dua etmesini istemişti. Buhara'lı büyük âlim Abdülmelik oğlu Ebu Nasr Muhammed Alparslan'a �Bütün İslam âleminin kalbi ve duası seninle ve askerlerinledir, dinine hizmet edenin yardımcısı Allah'tır, zafer inananların yani bizimdir� diyerek sultana dua ve nasihat ta bulunmuştur. Alparslan âlimlerin tavsiyesi üzerine savaşı Cuma günü yapacaktı. Gece bir kısım kuvvet Bizanslıları attıkları ok ve naralarla taciz ettirmiş onları uyutmayarak yorgun düşürmüş, Bizans ordusu içinde bulunan Türk asıllı birliklerle temasa geçip kendi ordusu içinde yer almalarını sağladı.



VE 26 AĞUSTOS CUMA ZAFER İNANANLARINDIR ŞÜPHE YOK� ALPARSLAN VE ŞANLI ORDUSU ALLAH YOLUNDA ALLAH İÇİN SAVAŞIYOR, TÜRK MİLLETİNE ANADOLU YU MÜJDELİYOR�

26 Ağustos Cuma günü tüm askerlerini toplayan Alparslan atından inip secdeye vardı ve Allah'a; �Ya Rabbi sana tevekkül ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda cihat ediyorum. Ya Rabbi niyetim halistir. Bana yardım et sözlerimde hilaf varsa beni kahret� diye duada bulundu. Sonra askerlerine dönerek; �Askerlerim, kumandanlarım daha ne kadar düşman çoğunlukta biz azınlıkta böyle bekleyeceğiz. Ben, Müslümanların minberde bizim için dua ettikleri bu saatte düşmanın üstüne atılmak istiyorum. Bugün burada ne emreden bir sultan ne de emir alan bir asker vardır, bugün bende sizlerden biriyim. Burada Allah-u Teala'dan başka sultan yoktur. Emir ve kader O'nun elindedir. Bu sebeple benimle birlikte cihat etmekte veya benden ayrılmakta serbestsiniz� dedi. Askerleri Alparslan'a �asla emrinden ayrılmayacağız� diye cevap verip birbirleriyle helalleştiler. Sultan beyazlarını giymiş, atının kuyruğunu bağlamış, eline er silahını (gürzünü) alıp askerlerine ; �askerlerim! Şehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun o zaman ruhum göklere çıkacaktır. Benden sonra yerime oğlum Melik Şah'ı tahta çıkarınız ve ona başlı kalınız. Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir.� Diyerek; 26 Ağustos Cuma günü namazdan sonra savaşa başlamıştı. Bozkır çevirme hareketiyle Türk ordusunu hilal şeklinde yaymış kısa bir süre sonra milli hisleri uyanan Peçenek ve Uz Türkleri Bizans ordusundan ayrılıp Müslüman Türk ordusuna katılmış bununla birlikte daha ilk bozgunda moralleri bozulan Bizans ordusu kendi içinde kopmalar yaşamış içerdeki mezhep baskısının da etkisiyle Ermeni kuvvetleri de Bizans ordusunu terk etmişti.

ALLAH'IN RESULU ŞÖYLE BUYURUYOR �BENİM KELAMIMA HÜRMET EDEN SİZLER ZAFER İLE MÜJDELENECEKSİNİZ.�

ALPARSLANIN ORDUSU SAVAŞ MEYDANINDA� TEKBİR SESLERİ DEĞİL SAVAŞ MEYDANI, ARŞ-I ALAYI İNLETİYOR�



�BİR CUMA SABAHI ALLAH'A KARŞI

MALAZGİRT'TE ELLİDÖRTBİN ER

SÖYLEMİŞLER EN GÜZEL MARŞI;

ALLAHUEKBER ALLAHUEKBER ALLAHUEKBER��



Alparslan'ın orduları savaş taktiği olarak yavaş yavaş geri çekilmeye başladılar. Türkler'in bu taktiğini anlayamayan Diyojen ordusunu ileri saflara sürdü. İşte bu hareket Bizans ordusunun Malazgirt'e gömülmesine sebep oldu. Çünkü Türk birlikleri bu saflarda pusu kurmuş Bizans askerlerini bekliyorlardı. Nitekim Alparslan'ın ordusu Bizans ordusunu tabir yerindeyse Malazgirt'e gömmüş, Türk ordusunun ok ve gürzlerinden kurtulan Bizans askerleri kendiliğinden teslim olmuşlardı. Geriye tek bir kişi kalmıştı Romen Diyojen� Bizans imparatoru akşam saatlerine kadar teslim olmadı. Ancak Türk'e karşı direnemeyen imparator akşam saatlerinde yaralı olarak esir alındı.

Bütün esirlere adeta misafir muamelesi yapan Sultan Alparslan, Bizans imparatoru karşısına getirildiğinde kendisine nezaketle kabul etmiş ve ona şunu sormuştu ; �Barış teklifimi neden kabul etmedin? Ben istemediğim halde savaşa sen talip oldun! Bunun sonuçlarını nasıl affederim� Romen Diyojen ise büyük, güçlü(!) ordusunun Türk ordusunu yeneceğine mutlak inandığını itiraf etmiş ve o çok güvendiği ordusuyla birlikte Malazgirt'te Müslümanlara yenilmiş olduğundan utancından başını kaldırıp Sulta'nın yüzüne bakamıyordu. Alparslan Diyojen'e �eğer zafer sizin olsaydı bana ne yapardınız� sorusu üzerine Diyojen korkusundan öldürürdüm diyememiş ancak kamçılardım diyebilmişti. Alparslan Diyojen'e �Şimdi size ne yapacağımı biliyor musunuz� sorusu üzerine ise Diyojen ; �ya öldürürsünüz, ya ibret olması için İslam ülkelerinde esir olarak gezdirirsiniz ya da affedersiniz� demişti. Alparslan'ın cevabı ; �sizi affedeceğim, sizi serbest bırakacak para miktarını söyleyiniz� olmuştur. Diyojen 10 milyon altın karşılığında serbest kalacaktı ancak bu güçte değildi. Bunun üzerine bir anlaşma yapıldı. Anlaşmaya göre; Diyojen serbest kalması karşılığında 1 buçuk milyon altın verecek, Bizans Devleti Selçuklu Devleti'ne her yıl 360.000 altın ödeyecek, Bizans'ın elinde bulunan bütün Müslüman esirler serbest bırakılacak, Bizanslılar gerektiğinde Selçuklulara askeri yardımda bulunacak, imparator kızlarından birini sultana verecek, Antakya, Urfa, Membiç şehirleri Selçuklulara bırakılacaktı. İmzalanan anlaşmanın ardından serbest bırakılan Romen Diyojen Bizans'a dönüşünde Bizanslılar tarafından öldürüldü. Yerine 7.Mihail imparator oldu ancak Diyojen'in Türklerle yapmış olduğu anlaşmayı kabul etmedi.

26 Ağustos Malazgirt zaferi ile Anadolu Hıristiyan istilasından kurtulup bir İslam ülkesi oldu. Sultanlar Sultanı Alparslan'ın imzasını attığı bu zafer Türk tarihinde yeni bir devrin başlangıcı oldu. Bu zafer ile Anadolu'nun kapıları Türklere ilelebet açıldı. Çünkü zaferden kısa bir süre sonra Anadolu'nun tamamı Türklerin eline geçti. Anadolu artık Müslüman Türk'ün anayurduydu.



�TÜRK KULU ALLAH'IN SOYLU MÜJDESİ

MALAZGİRT BİZANSIN TÜRK'E MÜJDESİ

BU SES İNSANLIĞA HAKKIN MÜJDESİ

BU SESLE BİRLEŞSİN BÜTÜN YÜREKLER

YA ALLAH BİSMİLLAH ALLAHUEKBER

YA ALLAH BİSMİLLAH ALLAHUEKBER

YA ALLAH BİSMİLLAH ALLAHUEKBER...�

Yıdlız İsmet TABAKLAR