F. İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE AVRUPA

1. Barışın Sürekliliğini Sağlama Çabaları

Milletler Cemiyeti’nin Kuruluşu
  • Dünya barışının korunması ve sürekliliğinin sağlanması amacıyla uluslararası bir teşkilatın kurulma fikri XIX. yüzyılda ortaya atıldıysa da gerçekleşmemişti. I. Dünya Savaşı ise bu düşünceyi daha da güçlendirdi.
  • Wilson Prensipleri'nde belirtildiği gibi savaş sonrası ABD ve İngiltere bu amaçla çalışmalara başlamıştı. Paris Barış Konferansında Uluslar arası barışı sağlamak ve güvenliği korumak amacıyla İtilaf Devletleri Milletler Cemiyeti’nin kurulmasını kararlaştırdılar.(28 Nisan 1919) 10 Ocak 1920'de merkezi Cenevre olmak üzere asil üyelerini I. Dünya Savaşı'nda galip gelen devletlerin oluşturduğu Milletler Cemiyeti kuruldu.
  • ABD, senatonun kabul etmemesi sebebiyle fikir önderliğini yaptığı Cemiyete katılmadı. Savaşta tarafsız kalmış ülkeler asil üyeler arasına alındı.
  • 6 Temmuz 1932'de Cemiyet-i Akvam, Türkiye'yi üyeliğe davet etti, 9 Temmuz'da TBMM Milletler Cemiyeti'ne giriş davetini onayladı ve 18 Temmuz 1932'de Türkiye, Cemiyet-i Akvam'a resmen üye oldu. Kuruluşunda 18 üyesi olan Cemiyet 1920'de 48'e, daha sonra da 63 üyeye ulaştı.
  • BM’ye bağlı olarak Uluslararası Lahey Adalet divanı kurularak anlaşmazlıkların bu mahkeme yoluyla çözümlenmesine karar verildi.
  • Asıl amacı uluslararası barışı korumak olan kuruluş yazık ki büyük devletlerin çıkarlarını koruyarak bu devletlerin organı gibi faaliyet gösterdi. Bu durum uluslar arası bir cemiyetin güvenirliğini yitirmesine sebep olmuştur. Bir varlık gösteremeyen cemiyet II. Dünya Savaşı'nın ardından 18 Nisan 1946’da dağıldı.

Locarno Antlaşması
  • Fransa 1925 yılına gelindiğinde Almanya’ya olan güvensizliği gerekçesiyle yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu bildirdi. Fransa’nın bu çağrısı üzerine Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Belçika, Polonya ve Çekoslovakya arasında 1 Aralık 1925'te Londra'da Locarno Antlaşması imzalandı.
  • Almanya bu antlaşma ile uluslararası iş birliğine yeniden katılmış oldu. Antlaşmadan hemen sonra da Milletler Cemiyetine üye olarak Avrupa'nın büyük devletleri arasındaki yerini aldı. Antlaşmayla birlikte Avrupa'daki siyasi gerginlik bir süre azaldıysa da bu durum kısa sürdü.

Briant-Kellog Paktı
  • Fransa, Avrupa'daki durumunu güçlendirmek ve ilişkilerini geliştirmek için aralarında hiçbir zaman savaş etmeyeceklerine dair bir ebedi barış paktı yapılmasını önerdi.
  • ABD, I. Dünya Savaşı'ndan sonra yeniden Monroe politikasına dönmüştü. Fransa'nın önerisi, onu yeniden Avrupa sorunlarına çekecek nitelikteydi. Bu bakımdan öneriye yanaşmadı. Amerika Dışişleri Bakanı Kellogg, Amerika'nın sadece Fransa ile değil, bütün dünya devletleriyle böyle bir paktın yapılmasından ve savaşın kanun dışı ilan edilmesinden yana olduğunu bildirdi.
  • Bu öneri ise, Fransa'nın Avrupa'daki müttefiklerine karşı yüklendiği yükümlülüklerle çelişiyordu. Çünkü Fransa, gerektiğinde müttefiklerine yardım yapmayı anlaşmalarla kabul etmişti. Hiç savaş etmeyeceğini kabul ederse, bunları yerine getiremeyecekti. Bu nedenle Fransa, Amerika'nın bu önerisi karşısında durakladı.
  • Amerika girişimleri sonrasında öneriyi Almanya ve Japonya kabul edince, halklarının baskısı karşısında -bazı şartlarla- İngiltere (sömürgeleri ile dünyanın bazı bölgelerinde hareket serbestliği) ve Fransa da (meşru savunma hakkı) kabul ettiler.
  • Briand-Kellogg Paktı 27 Ağustos 1928'de Paris'te ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Polonya, Çekoslovakya ve Belçika arasında imzalandı. Aynı yıl Sovyetler Birliği ve Türkiye de antlaşmaya dâhil oldu.
  • Briand-Kellogg Paktı’na göre "savunmaya dayanmayan savaş, kanun dışı sayılmış ve devletler arası ilişkilerde barışçı yollara başvurulması" esas alınmıştır.
  • Büyük devletlerin iç ve dış politikalarında meydana gelen gelişmeler sonucu; Kellogg Paktı da baş gösteren uluslararası anlaşmazlıklara çözüm getirememiş, II. Dünya Savaşını engelleyememiştir.


2. Avrupa’da Sosyal ve Ekonomik Hayat konu anlatımı için tıklayınız.
3. Totaliter Rejimlerin Kuruluşu konu anlatımı için tıklayınız.