Nusret Karaca

Konstantinopolis'in (İSTANBUL) fethinin bir genç cihangir hükümdar tarafından gerçekleştirilmiş olması çok yankı uyandırdığı gibi bazı hükümdarlar için de kaygı oluşturmuştu.Özellikle Orta Asya hümdarlarında."Ya Doğu'ya yönelirse,tehlike buralara ulaşırsa nasıl bir yol izleriz?" düşüncesi hiç akıllardan çıkmaz olmuştu.Tebriz hükümdarı Uzun Hasan seçkin şair Ali Kuşçu'ya nasıl davranılacak düşüncesinden yola çıkarak izleyeceği siyaseti belirlemek istiyordu.Şair'i Osmanlı ülkesine yolladı.Ulaklar Ali Kuşçu'nun gelişini Fatih'e bildirdiklerinde Padişah bir ferman çıkarır ve her vilayet menzilinde kendisine bin altın yol harçlığı verilmesini buyurur. Türk şiirinin ustası Ahmet Paşa'nın da Osmanlı ülkesinde çok önemli bir yeri vardır.Fatih sarayında ağırladığı ve ısındığı Ali Kuşçu'ya Ahmet Paşa'yı nasıl bulduğunu sorduğunda"Arap ve Acem ülkelerinde emsali yoktur"cevabını alır. Bunun üzerine Fatih"Moğol illerinde de menendi bulunmaz.Hele siz bizim sarayımızdayken."karşılığını verir.Ve konuşmasını şöyke bitirir."Bilir misiniz,size sunulan harçlık sizin kendi şahsınıza değil,kaleminize idi. Helalinden emin olunuz."
....
Fatih Sultan Mehmet sanata değer veren ve sanatçıları koruyan bir padişah olarak bilinir.Kendi de Avni mahlası ile şiirler yazmıştır.İşte onlardan bir kaç dize.
.....
Hiç kimse yok kimsesiz
Her kesin var bir kimsesi
Ben bugün kimsesiz kaldım
Ey kimsesizlerin kimsesi
...
Kimse aradığım yollarda
Kimsesizlik kimsem oldu
Dinsin artık hicranın cana
Kimse aradığım yollar
Kimsesiz kimselerle doldu
.........(Avni)

Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryanım sana
Âşikar olurdu gâlib râz-ı pinhanım sana
.......(Avni)

Fatih,Yunan felsefesi yanında bir kaç dil bilen bir alimdi. İtalyanca,Latince,Rumca,İbranice,Fransızca,Slavca...gibi