Nusret Karaca

İnsanların temel davranışlarından biri de ekonomik faaliyetlerdir.Üretilen tüketim malları,bunların dağıtımının örgütlenmesi bu faaliyetler içinde yer alır.İnsan gücü ve emeğiyle tarım,hayvancılık ve hammadde ile meta üretilmesi de bu ekonomik faaliyetler içindedir.Bu faaliyetler insanların içinde yaşadıkları dönem ve şartlarıyla şekillenir.Teknoljik olanaklar,anlayış gibi...Bu arada bir takım hizmetler de bu faaliyetler içinde yer bulur.(Örneğin,doktorluk,berberlik,taşımacılık....vs.gibi)
....
Osmanlılarda klasik dönem olarak bilinen 17.y.y. a kadar geçen süre ile onu izleyen yüz yıl da ekonomik anlayış ,devlet anlayışı ile sıkı sıkıya bağlıydı.
Devlet anlayışında Sultan reaya'yı güvenli ve refah yaşatmak amacını taşıyordu.Bunun dışındaki uygulamalar "Bid'ad" (genel kurallara aykırı) görülürdü.Devlet anlayışında talep kadar arz yaratmak,yaratılamıyorsa ticaret yoluyla açığı kapatmak,kapatılamıyorsa onun yollarını bulmak hakimdi.
...
Osmanlı'da üretici halk kitlesi genelde "reaya"diye adlandırılıyordu.Nüfus durumları"Tahrir Defterleri" ne 'Kaydetme;Sicil,Kadastro...) kayıtlıydı..Tımar sistemi uygulanıyor ve topraklar gelirlerine göre HAS,ZAAMET,TIMAR diye bölümlere ayrılıyor,devlet üst düzey görevlilerinden sipahi yetiştiren kişilere veriliyordu.Osmanlılar tarım üretimini köy ve mezralarda gerçekleştirirken,ticaret, zanaat kasaba ve şehirlerde yapılıyordu.Osmanlı Devleti toprağı"MİRİ ARAZİ"tanımıyla kendi mülkiyetinde tutarken araziyi VAKIF,OCAKLIK,YURTLUK ...gibi de değerlendirmiştir.Vakıf:geliri hayır kurumlarına,Ocaklık:kale muhafızları ve tersane giderlerine,YURTLUK;sınır boyundakilerine.. )MÜLK arazi de bu sistem içinde yer alıyordu.Hayvancılık sistematik olarak incelendiğinde tarım üretimi içinde yer aldığı ve taşımacılıkta ihtiyaçları için yeter ki hayvan besleyicisinin olduğu görülür.Hayvanlar için"Ağdet-i Ağnam " adı altında vergiden devletin önemli miktarlar kazanç sağladığı anlaşılır.Esnaflara gelince her sanat dalının "Ehli-İbre" denilen bir görevlisi bulunurdu.(O dalın bilirkişisi)..(Ehl-i Vukuf).Sanat dalı ustaları arasından seçilirdi.Ustalığa giden yol çetindi Şakirdirlik(çıraklık) ve ustalık.Bu teşkilat Anadolu'daki AHİ teşkilatının devamıydı.(Loncalar aynı meslekten olanların esnaf ve zanaatçilerin çalışma ve pazar sorunlarını çözmek,mesleğe yeni eleman yetiştirmek için kurulan teşkilat)

Osmanlılarda ticaret denince iki tür akla gelir.Birincisi "Ehl-i Hirfet" denilen sanatkarların ürettikleri,ikincisi de başka beldelerden mal getiren ya da götüren tüccarların yaptıkları işlerdi.Ticaret yollarına gelince,14.y.y da Bursa,İran ' dan kervanlarla gelen ipek için AKDENİZ PAZARI idi.Fransa ve İtalya sanayi ihtiyacı buradan sağlanmıştır.Antalya Halep üzerinden geken şeker ve kumaşları,Hindistan baharatı ve pamukluları anbar niteliğindeydi.İstanbul'da pamuklu ve halı sanayii,Ankara'da soft,Edirne'de ayakkabı ve silah sanayii gelişmeler göstermişti.

Kamu ekonomisine gelince.."Devlet Maliyesi" demekti.Devletin ekonomik durumu ve yapısı ile yakın ilişkisi vardı.Reaya'nın ödediği çeşitli vergiler önemli gelir kaynağını oluşturuyordu.Öşür,Haraç,Cizye...gibi(Üreticiden onda bir,gayrimüslimlerin tasarrufundaki arazi,gayrimüslimlerin reislerinden alınan vergi)...Bunlar dışında alınan vergiler de maliye ye oldukça katkı sağlıyordu(*)

..
(*) Eğitim Enstitüsü ders notlarım,katıldığım tarih toplantıları,paneller,geziler,Milli Eğitim yayınları,Prof.Dr.Kazım Yaşar Kopraman koordinatörlüğü'ndeki yayınlar,filmler.