Kılıç Arslan, Süleyman-Şah’ın büyük oğludur. Ebu’l Farac Süleyman-Şah’ın Antakya seferine çıkmadan önce Kılıç Arslan’ı İznik’te bıraktığı ifade etse de Osman Turan Anna Komnene’nın kaynağındaki ifadesini yani İznik’te Kılıç Arslan’ı değil Abu’l Kasım’ı bıraktığını kabul eder. Melikşah’ın ölümüyle Kılıç Arslan Kardeşi ile kaçarak İznik’e gelir burası Abu’l Kasım’ın kardeşi Abu’ul Gazi’nin idaresindeydi. Abu’l Gazi onlara saygısından dolayı derhal yerini Kılıç Arslan’a verir. Kılıç Arslan başa geçer geçmez İlhan adındaki komutanını Bizans üzerine fetih hareketine gönderdiyse de İlhan başarısız olur hatta teslim olarak vaftiz olmayı kabul eder.

Bu sıralarda Çaka beyliği Balkanlarda Peçenekler ile müttefik olmuş İstanbul’u tehdit edecek kadar güçlenmişlerdi. Aynı zamanda Çaka Bey kızını Kılıç Arslan ile evlendirmişti. Ancak Bizans içinde bulunduğu tehlikeyi sezmiş Kılıç Arslan’a bir mektup göndererek Çaka Bey’e karşı Kılıç Arslan’ın desteğini almıştı. Bunda Kılıç Arslan’ın Çaka Beyliğinin güçlenmesinin kendi otoritesini bozacağı endişesi içine düşmesi durumu ile izah edilir. Buna müteakip bu iki ordu Çaka Beyliğinin üzerine ilerlediğinde Çaka Bey Zor durumda kalır ve damadının yanına gider Kılıç Arslan onu dosta karşılamasına rağmen ziyafette sarhoş olduğu için onu öldürür. Bu durum gerçekten çok farklı bir tarihi ananedir.

Kılıç Arslan Garp hududunu emniyete aldıktan sonra Malatya üzerine gider. Malatya’ya hakim olan Gabriel halk tarafından sevilmediği için şehir Kılıç Arslan’ın idaresine girme arzusundaydılar. Kılı. Arslan şehri kuşatıp idaresine ele almasına az bir zaman kala Haçlıların Selçuklu topraklarına kalabalık bir ordu ile girdiği haberi gelir bunun üzerine Kılıç Arslan kuşatmayı kaldırıp geri dönmek zorunda kalır. Bu sefer haçlı seferlerinin öncü maiyetinde olup disiplinli bir orduyla değil de başıboş kimselerin katımıyla toplanmış bir haçlı birliğinden meydana gelmiş bir birlikti. Bu ordu İznik’in üzerine ilerlediği sırada Eyllül 1096’da pusuya düşürülerek imha edilir. Bu ordunun imha edilişi Türkler üzerinde olumlu tesirleri oldu. Ancak bu tesir olumsuz bir sonuç doğurdu. 1097’de gelen ve öncekine göre daha güçlü bir ordu ile İznik’in üzerine yürüyen haçlılara karşı Türkler ilk savaşın rahatlığına güvenerek yeteri kadar önem vermezler. Durum böyle olunca haçlılar İznik’i kuşatırlar Kılıç Arlan Malatya kuşatmasından dönerek şehre yardıma gelir burada meydan savaşında yenileceğini anladığı zaman İznik’i teslim ederek geri çekilmek zorunda kalır. Bundan sonra savaşı eski Türk usullerinde devam ettirmeyi planlar. Ordunun geçeceği yerlere zarar vererek iaşe sıkıntısı çekmesini ve gece baskınları ile haçlıların gücünü kırmayı planlar. Netice itibariyle Türkler Malazgirt ile aldıkları birçok bölgeden çıksalar da Haçlılar yağma ve tahribe daha fazla dayanamadılar ve Anadolu’dan çıkmak zorunda kaldılar. Haçlıların gidişi ile Danışmend Selçuklu ittifagıda bozulur Danişmend gazi esir aldığı Antakya kralı Bohemond’u 100.000 dinar fidye karşılığında serbest bırakınca Kılıç Aslan paranın yarsını ister bu isteği reddeden Danışmend’in üzerine yürür ve şehri kuşattıktan sonra 1106’da Malatya’yı teslim alır. Böylelikle Şarkta ki genişleme siyasetine başlamış olur. Malatya’nın ardından Musul’da destekçilerinin isteği üzerine şehri teslim almaya gittiğinde Çavlı’nın buna engel olmak için geldiğini haber alır iki ordu Hamur nehri üzerinde konuşlanır. Kılıç Arslan’ın Anadolu’daki birlikleri yetişemediği için asker sayısı azdı. Bu durumu iyi değerlendiren Çavlı savaştan galip çıkar. Kılıç Arslan ise kahramanca mücadele vermesine rağmen üzerindeki ağırlıklar sebebiyle girdiği nehirden canlı olarak çıkamadı. Kılıç Arslan Garp hududunu emniyete aldıktan sonra Malatya üzerine gider. Malatya’ya hakim olan Gabriel halk tarafından sevilmediği için şehir Kılıç Arslan’ın idaresine girme arzusundaydılar. Kılı. Arslan şehri kuşatıp idaresine ele almasına az bir zaman kala Haçlıların Selçuklu topraklarına kalabalık bir ordu ile girdiği haberi gelir bunun üzerine Kılıç Arslan kuşatmayı kaldırıp geri dönmek zorunda kalır. Bu sefer haçlı seferlerinin öncü maiyetinde olup disiplinli bir orduyla değil de başıboş kimselerin katımıyla toplanmış bir haçlı birliğinden meydana gelmiş bir birlikti. Bu ordu İznik’in üzerine ilerlediği sırada Eyllül 1096’da pusuya düşürülerek imha edilir. Bu ordunun imha edilişi Türkler üzerinde olumlu tesirleri oldu. Ancak bu tesir olumsuz bir sonuç doğurdu. 1097’de gelen ve öncekine göre daha güçlü bir ordu ile İznik’in üzerine yürüyen haçlılara karşı Türkler ilk savaşın rahatlığına güvenerek yeteri kadar önem vermezler. Durum böyle olunca haçlılar İznik’i kuşatırlar Kılıç Arlan Malatya kuşatmasından dönerek şehre yardıma gelir burada meydan savaşında yenileceğini anladığı zaman İznik’i teslim ederek geri çekilmek zorunda kalır. Bundan sonra savaşı eski Türk usullerinde devam ettirmeyi planlar. Ordunun geçeceği yerlere zarar vererek iaşe sıkıntısı çekmesini ve gece baskınları ile haçlıların gücünü kırmayı planlar. Netice itibariyle Türkler Malazgirt ile aldıkları birçok bölgeden çıksalar da Haçlılar yağma ve tahribe daha fazla dayanamadılar ve Anadolu’dan çıkmak zorunda kaldılar. Haçlıların gidişi ile Danışmend Selçuklu ittifagıda bozulur Danişmend gazi esir aldığı Antakya kralı Bohemond’u 100.000 dinar fidye karşılığında serbest bırakınca Kılıç Aslan paranın yarsını ister bu isteği reddeden Danışmend’in üzerine yürür ve şehri kuşattıktan sonra 1106’da Malatya’yı teslim alır. Böylelikle Şarkta ki genişleme siyasetine başlamış olur. Malatya’nın ardından Musul’da destekçilerinin isteği üzerine şehri teslim almaya gittiğinde Çavlı’nın buna engel olmak için geldiğini haber alır iki ordu Hamur nehri üzerinde konuşlanır. Kılıç Arslan’ın Anadolu’daki birlikleri yetişemediği için asker sayısı azdı. Bu durumu iyi değerlendiren Çavlı savaştan galip çıkar. Kılıç Arslan ise kahramanca mücadele vermesine rağmen üzerindeki ağırlıklar sebebiyle girdiği nehirden canlı olarak çıkamadı.
Kaynak
https://www.tarihselbilgi.com/kilic-arslan/