MABEYİNİ HÜMAYUNU MÜLÜKANE BAŞKATİBİ VASITASIYLA ATEBEİ HÜMAYUNU CENABI PADİŞAHİYE - VAHİDETTİN'E-

Büyük milletin ve kutsal halifeliğin, sahih tek direği bulunan saltnatınız, Cenabı Hak afetlerden korusun, Şevketpenahım. Memleketin bu gün uğradığı afetler, tazyik ve parçalanma tehlikesi karşısında ancak zatı hümayunları başta olmak üzere, milli ve kutsal bir kudretin varlığı, vatanı, devlet ve milletin istikbalini ve şanı büyük hanedanınızın, altı buçuk yüzyıllık mübeccel tarihi kurtarabilir.
Her taraf, bu içtihat ve kanaatte birliktedir.

Huzurunuza son defa kabul edildiğim gün, elemli İzmir olayından pek mahzun olan kalbi hümayunlarının bu kurtuluş noktasına ait ilhamları, bu anda dahi hafızamda bütün uyanıklığı ile yaşamaktadır. Sizin telkinlerinizden ilham alan azim ve imanla aciz görevime devam ediyorum.

Buyruğunuza uyarak Sadrazam Paşa kulunuzu daima önemli işlerde aydınlatıyorum; yapılması gerekenleri bildiriyor, kendim de yerine getiriyorum.
Şu bir ay içinde hem Anadolumuzun, illerine, ilçelerine, sınır boylarına kadar milletin emellerine ve fikirlerine, tekmil komutanların, memurların duygularına ve yaptıklarına nüfuz ettim.

Sonuç olarak açıkça görüyorum ki, millet baştan aşağı uyanmıştır, devlet ve milletin istiklalini ve Halifeliğin ve Sultanlığın yüksek haklarını teyit için kuvvetli bir azim ve imanla cihazlanmıştır.

İstanbul’da iken, milletin bu kadar kuvvetli ve az vakitte felaketlerden bu kadar çabuk uyanacağını hayalim almazdı.
Şevketlûm! Bu vasıfları olan ve sizin kutsal kişiliğinize sarsılmaz bağlarla bağlı, necip milletimize dayanabilirsiniz. Karşılık olarak bütün manası ile bu ulusal vicdan kuvvetine müzaharet etmelisiniz.

Son bildiriniz bütün milletin azmini ve yiğitliğini uyandırmıştır. Yalnız dikkate ve teessüre şayandır ki, bu nezih Anadolu halkı bu günkü çok hisli devirde bile, İstanbul’daki fikir ayrılığından birbirinden nefretten, fitneci ihtiraslardan çok azap duymaktadır. Gerçekten İstanbul çevresinin çürümüş ve bozulmuş ahlakı ve bundan faydalanmayı bilen yabancılar, devletin ve milletin yok edilmesini, devlete, millete ve padişahına sadakat ve fedakarlıkla hizmet kabiliyetinde olanların ortadan kaldırılması için pek ileri gitmek cüretini gösteriyorlar.
Şevketlûm! Hatırlayacaksınız bana verdiğiniz görevi yerine getirirken, yabancıların ve bazı fesatçıların mutlaka tazvirlere başvurup güçlükler çıkarması ihtimalini daha İstanbul’da iken hükmetmiş, bu hususu maruzatım arasında hissettirmeye uğraşmış, özellikle Sadrazam Paşa ile devletin önemli kişilerine pek açık olarak anlatmış, böyle durumlar karşısında – İstanbul’da esir edilip Malta adasına sürülen – Ali İhsan ve Yakup Şevki Paşa kullarının akıbetine giremeyeceğimi de ilave etmiştim.

İşte ulusal vicdandaki ***** şekilde uyanışı ve gelişmeleri istila emellerine uygun görmeyen İngilizler ve vatanın zararına da olsa İngilizlere yaltaklanmayı meslek edinen zayıf seciyeliler, bu kere acizlerini kandırarak İstanbul’a getirmeye teşebbüs ediyorlar.

Şanlı Hakanına, milletine sadık ve bu uğurda ölümlere hakaret ile bakmakla tanınmış kulları gibi bir komutandan, elbette yüce saltanatımızın ve milletin bekası ve varlığının düşmanları olanlara uymak beklenemez.

Bundan ötürü, köleniz, tabiat ile Malta’ya gitmek, veyahut en hafifinden olarak eli ayağı bağlı bir hal,de mahkum edilmek gibi ihtimaller karşısında bırakıldım.
Eğer daha da zorlanırsam, görevimden çekilerek, şimdiki gibi Anadolu’da milletin sinesinde kalacağım ve vatan yolundaki görevlerime bundan böyle daha açık adımlarla devam edeceğim. Ta ki millet istiklaline kavuşsun… Sultanlık ve Halifelik yeryüzünden silinip gitmesin.

Sarsılmaz sadakatimin daima artmakta olduğuna inanacağınızı dilerim.

Üçüncü Ordu Müfettişi, Onursal Yaveriniz
Mustafa Kemal.



Halifeliğin Sonu/Naşit Hakkı Uluğ/1975 Basım/Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Alıntıdır..