Türkleri kuyuya doldurum hepsini ağır kayalarla ezdim...
03 Ocak 2007 Çarşamba 18:15
TAŞNAK SUBAYININ RESMİ RAPORU: "TÜRKLERİ KUYUYA DOLDURUP HEPSİNİ AĞIR KAYALARLA EZDİM"

İÜ Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek'in Rus Arşivi'nde bulduğu, Ermeni ordusuna ait resmî raporda şu satırlar yer alıyor: "Basar-Geçar'daki Türk nüfusu ayırt etmeden imha ettim. Bazen kurşunlara yazık olmasın dersin ya. Bu köpeklere karşı en etkili yol, çarpışmadan sonra sağ kalanları toplayıp kuyuların içine tıkmak ve bir daha dünyada bulunmamaları için yukarıdan ağır kayalarla ezmek. Ben de öyle yaptım. Bütün erkekleri, kadınları ve çocukları topladım, içine attığım kuyularda kayalarla ezerek hepsinin hayatına son verdim."

ERMENİSTAN DEVLET ARŞİVİNDE BULUNAN RESMİ RAPORLARDAN BÖLÜMLER:

Taşnak hükümeti komiseri V. Agamyan, firarla suçlanan Ermenilerin eşlerini, annelerini ve kız kardeşlerini toplayıp, çırılçıplak soyarak, onları köy meydanında bütün insanların gözü önünde kaz yürüyüşünü taklit etmek zorunda bırakmıştır. Taşnak yetkilisi, daha sonra çıplak kadınları dövdükten sonra saatlerce suyun içinde tutmuş ve geceleyin ırzlarına geçmiştir.

"Gümrü bölgesi Ermenileri Taşnak subayını düşmanca karşılamış ve hatta birkaç kez Türklere teslim etmeye kalkmışlar. Birçok köyde halk tepkili ve askeriyeyi düşman olarak görüyor. (.)Türkler, Ermeni köylerinde ekmek ve tuzla karşılanmış. Köylerde kadınlar kazanlarda yemekler hazırlamışlar. Subayım, yemeği kimin için hazırladıklarını sorduğunda şöyle cevap vermişler: 'Tabii ki Türkler için, sizin için değil.'"

"Hükümetimizin çalışmaları sonunda bu köylerin (Türk ve Azeri köyleri) nüfusu Ermenistan sınırlarının dışına atıldı. Ölüm sessizliğinden şaşkına dönmüş, garip bir şekilde miyavlayan ve havlayan, şaşkın sesler çıkaran bir kaç kedi ve ayrıca iki-üç köpeğin kaldığı terkedilmiş köyler gördüm. Bu köylerin halkı göç ederken, artlarında oldukça büyük miktarda tohum, patates, buğday ve arpa bırakmışlar.

Ermenistan'ın Kars Valisi, bölgedeki Türk-Kürt nüfusun imha edilmesi ve mallarının yağmalanmasıyla ilgili rapor verirken, köylerin işgalinin ardından bütün zenginlikleri toplama işini denetim altına alma konusunda her zaman başarılı olamadıklarından yakınmaktadır.

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bugün (9 Ekim 2005) Beylikdüzü'ndeki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi Kitap Fuarı Alanı, 2. Kat Kınalı Toplantı Salonu'nda bir basın toplantısı yaparak, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Araştırma

Görevlisi Mehmet Perinçek'in Rus Arşivi'nde bulduğu Ermeni Devlet Arşivi'ne ait belgeleri açıkladı. Belgeler bugün (9 Ekim 2005) çıkan Aydınlık dergisinde yayınlandı. Perinçek özetle şunları belirtti:

Ermeni Devlet Arşivi'ne ait belgeleri, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek, Rus Devlet Arşivi'nde buldu.

BELGE 1/TAŞNAK SUBAYININ RAPORU

Taşnak subayının 1920 yılında Beyazıt-Vaaram bölgesinden yazdığı raporunda şunlar yazılı:

"Basar-Geçar'daki Türk nüfusu ayırt etmeden imha ettim. Bazen kurşunlara yazık olmasın dersin ya. Bu köpeklere karşı en etkili yol, çarpışmadan sonra sağ kalanları toplayıp kuyuların içine tıkmak ve bir daha dünyada bulunmamaları için yukarıdan ağır kayalarla ezmek. Ben de öyle yaptım. Bütün erkekleri, kadınları ve çocukları topladım, benim tarafımdan atıldıkları kuyuların içinde kayalarla ezerek hepsinin hayatına son verdim."

Bu belge, Ermeni Sovyet tarihçisi A. A. Lalayan'ın önce 1936 yılında Revolyutsionnıy Vostok dergisinin 2-3. sayısında, daha sonra 1938 yılında SSCB Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü'nün yayın organı İstroriçeskie Zapiski dergisinin 2. sayısında bulunuyor.

BELGE 2/ERMENİ YARBAYI MELİK-ŞAHNAZAROV'UN RAPORU

Taşnakların Baş-Gyarninsk birliği komutanı Yarbay Melik-Şahnazarov, Ermenistan Devlet Arşivi f. 67, d. 644, y. 1-2 numaralarıyla kayıtlı, 7 Kasım 1918 tarihli acil damgalı raporda, bölgenin bütün köylerini bombaladıklarını, 30 Türk köyünü ele geçirdiklerini ve geri kalan 29 köyü de bombalamak amacıyla harekât izni istediğini bildirmektedir. Bu rapor Tümen komutanlığına gönderilmiştir. Merkezden onay alan Taşnak birliği, Baş-Gyarninsk bölgesindeki onlarca Azeri köyünü yerle bir etmiş, kadın, çocuk, yaşlı, genç yüzlerce insanı öldürmüş ve mallarını yağmalamıştır.

BELGE 3/ TAŞNAK HÜKÜMET YETKİLİSİNİN TAŞNAK BAŞBAŞKANI ORGANCANYAN'A RAPORU

Bir Taşnak yetkilisinin, 21 Haziran 1920 günü Taşnak hükümetinin başı A. Ogancanyan'a yazdığı rapor, Ermenistan Devlet Arşivi'nde f. 65, d. 116, y. 96 numaralarıyla kayıtlıdır. Raporda, şu satırlar dikkati çekmektedir:

"Zangi-Bassar tarafımızdan işgal edildi. Bu ülke öyle zengin ki, bizim borçlarımızı birkaç defa kapatacak durumda. İki gündür burada görülmemiş bir yağma gerçekleşti. Buğdayları, arpaları, pirinçleri, semaverleri, halıları, paraları ve altınları topladılar. Maliye Bakanlığı, iki görevlisini yanlarında örgütlü bir güç olmadan buraya ancak dün gönderebildi. Devasa bir zenginlik ellerimizden gidiyor."

BELGE 4/ERMENİ DEVLETİNİN KARS VALİSİNİN RAPORU

Son rapor, Ermenistan Devlet Arşivi'nde f. 67, d. 1769, y. 25 numaralarıyla kayıtlı. Rapor, o zaman işgal altında bulunan Kars'taki

Ermeni Valisi tarafından merkeze gönderilmiş. Ermeni Vali, bölgedeki Türk ve Kürt nüfusun imha edilmesi ve mallarının yağmalanmasıyla ilgili bilgiler veriyor. Raporda, köylerin işgalinden sonra köyün bütün zenginliğine elkoyma işini, resmî olarak denetim altına alamadıkları için yakınılmaktadır. Vali, devamla şöyle diyor: "Türklerden ve Kürtlerden oluşan bölge gerçekten bir hazine gibi. Ama ne yazık ki biz burayı tam olarak kontrol edemiyoruz."

BELGE 5/ ERMENİ JOGOVURD GAZETESİ HABERİNDE TÜRK NÜFUSUN BÖLGEDEN SÜRÜLMESİ

Ermenistan'ı yöneten güçlerin yayın organlarından biri olan Jogovurd gazetesinin 1920 yılındaki 105. sayısında, G. Muradyan isimli yazar, Gorçi Gölü'nün kuzey kıyılarındaki Azeri köylerinden geçtiği haberde, Türk nüfusun bölgeden nasıl silah zoruyla sürüldüğünü anlatmaktadır:

Hükümetimizin çalışmaları sonunda bu köylerin nüfusu Ermenistan sınırlarının dışına atıldı. Ölüm sessizliğinden şaşkına dönmüş, garip bir şekilde miyavlayan ve havlayan, şaşkın sesler çıkaran bir kaç kedi ve ayrıca iki-üç köpeğin kaldığı terkedilmiş köyler gördüm. Bu köylerin halkı göç ederken, artlarında oldukça yüksek miktarda tohum, patates, buğday ve arpa bırakmışlar. Hükümet, bu köylerden iki milyon pudun üzerinde buğday ve yarım milyon pud patates toplayabilir."

BELGE 6/ HÜKÜMET KOMİSERİ AGAMYAN'IN RAPORU ERMENİ ORDUSUNUN ERMENİLERE YAPTIĞI ZULMÜ ANLATIYOR

Yine Ermenistan Devlet Arşivi'nde f. 67, d. 1588, y. 62-63 kayıtlı belgelerde, Taşnak hükümeti komiseri V. Agamyan'ın ordudan firarları önlemek bahanesiyle soruşturma veya mahkeme olmaksızın insanları cezalandırdığı ve kurşuna dizdiği saptanmaktadır. Agamyan, firarla suçlanan kişilerin eşlerini, annelerini ve kız kardeşlerini toplayıp, çırılçıplak soyarak, onları köy meydanında bütün insanların gözü önünde kaz yürüyüşünü taklit etmek zorunda bırakmıştır. Taşnak yetkilisi, daha sonra çıplak kadınları dövmüş ve onları saatlerce suyun içinde tutmuştur. Ardından kadınları tutuklama emri veren Agamyan, geceleyin genç kadınların ve kızların ırzına geçmiştir. Agamyan, hiçbir şekilde cezalandırılmadan görevini uzun süre devam ettirmiştir. M. Azarapetov isimli ajanı Taşnak

hükümetine, köylülerin suikast girişiminde bulunacağını bildirince, Agamyan'ı merkeze almıştır.

Taşnak hükümeti, 1918 yılına gelindiğinde 35 yaşına kadarki bütün vatandaşları askere çağırmış ve Türkiye'ye karşı savaş için tekrar

"gönüllü" birlikler kurmuştur. Yayın organlarında yaptıkları yayınlarla alınan bu karara karşı gelenlerin ölümle cezalandırılacağı, "aklı olanın" bu kurallara uyacağı yazılarak tehdit yöntemlerine başvurulmuştur. Bakû'de yayımlanan Taşnak yayın organı Aren'in 1 Mart 1918 tarihli 48. sayısı buna bir örnektir.

BELGE 7/ ERMENİ HÜKÜMETİ ERMENİ KÖYLÜSÜNÜ CEZALANDIRMAK İÇİN SUSUZ BIRAKIYOR VE ÖLÜMLERE YOL AÇIYOR

Ermenistan Devlet Arşivi'nde f. 67/199, d. 139, y. 230 numarada kayıtlı başka bir belgede ise, Taşnak hükümetinin asker vermeyi reddeden Berd, Verhniy Karmir, Ahbyur köylerine ve Şamşadinsk bölgesinin diğer köylerine cezalandırma amacıyla gönderdiği özel müfrezelerin uygulamaları anlatılıyor.

Taşnak hükümetinin, boyun eğmeyen köylüleri cezalandırmak için Zangi nehrinin kolunu kapattığı ve bölgedeki köyleri susuz bıraktığı Ermeni hâkim güçlerinin gazetelerinden olan Jogavurd'un 29 Haziran 1920 tarihli 102. sayısında aktarılmaktadır. Bu cezalandırmanın sonucunda birçok insan ölmüş, tarladaki ürünler mahvolmuştur.

BELGE 8/ TAŞNAK KOMUTANIN RAPORU: TÜRK ODUSUNU COŞKUYLA KARŞILAYAN ERMENİ KÖYLÜLERİ

Türk ordusu bugün soykırım yapmakla suçlanıyor. Oysa bir Taşnak komutanının yazdığı rapor, Ermeni köylülerin Ermeni ordusuna değil, Türk ordusuna güvendiğini açıkça ortaya koyuyor. Bu rapor, Ermeni Devlet Arşivi'nde f. 68/200, d. 867, y. 278 numaralarında kayıtlıdır.

Taşnak hükümeti ordusu komutanı, firar eden askerleri aramak üzere Eçmiadzin kazasından Gümrü köylerine bir subay gönderir. Bu subayın ifadelerine dayanarak komutan, Taşnak hükümeti ordusunun genel karargâhına 14 Kasım 1920 tarihinde şu bilgileri rapor eder: "Gümrü bölgesi Ermenileri Taşnak subayını düşmanca karşılamış ve hatta birkaç kez Türklere teslim etmeye kalkmışlar. Birçok köyde halk tepkili ve askeriyeyi düşman olarak görüyor. İlhiab ve Kapanak köylerinde kızıl bayraklar çekilmiş. (.) Subayım, M. Kapanak köyünde Selçan Ermenilerinden oluşan atlıların eşliğindeki Türk süvari devriyesiyle karşılaşmış. Türkler, ekmek ve tuzla

karşılanmış. Köylerde kadınlar kazanlarda yemekler hazırlamışlar. Subayım, yemeği kimin için hazırladıklarını sorduğunda şöyle cevap vermişler: 'Tabii ki Türkler için, sizin için değil.'"

BELGE 9/ERMENİ MİLLİ BÜROSUNUN ÇAR II. NİKOLAY'A BAŞVURUSU

Ermeni arşivlerinde, Taşnak yönetimi ile emperyalistler arasındaki ilişkinin boyutlarını yansıtan çok sayıda belge bulunmaktadır. Örneğin Ermeni Milli Bürosu'nun Birinci Dünya Savaşı'nın hemen başında Çar II. Nikolay'a başvurusu, Taşnak yönetiminin emperyalizme ne denli bel bağladığını yansıtmaktadır:

"Yeni şanlı Rus silahı olmak ve Rusya'nın Doğu'daki tarihsel görevini yerine getirmek vatan borcumuz olmaktadır. Kalbimiz bu istekle

yanmaktadır. Rus bayrağı, İstanbul ve Çanakkale boğazlarında özgürce dalgalanacaktır. Sizin iradeniz, yüce devletiniz Türkiye boyunduruğu altındaki halklara özgürlük verecektir."

BELGE 10/İSTANBUL'DAKİ PATRİK ZAVEN BÜTÜN ERMENİLERİ RUS YÖNETİMİNDE BİRLEŞTİRMEYİ SAVUNUYOR

Zaten daha savaş başlamadan önce İstanbul'daki Ermeni Patriği Zaven, Ermeni milliyetçi-liberallerin yayın organı Mşak'ın muhabirine Ermeni meselesinin köklü çözümünün, bütün Ermenistan'ın (Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi dahil) Rus yönetimi altında birleşmesiyle gerçekleşeceğini belirtmiştir. Patrik, "Ruslar buraya ne kadar çabuk gelirse bizim için o kadar iyi" ifadesini kullanmıştır.

BELGE 11/ERMENİLERİN EMPERYALİST ORDULARDA SAVAŞTIĞINI YANISITAN ERMENİ BELGE VE RAPORLARI

Taşnaksutyun Partisi'nin Dışişleri Bürosu Başkanı Zavriyev'in Çarlık Rusyası'nın Londra ve Paris büyükelçilerine 1915 yılında gönderdiği mektup, Birinci Dünya Savaşı'nda Ermenilerin oynadığı rolü gözler önüne sermektedir:

"Bugünkü savaşın ilk günlerinden beri Rusya Ermenileri, Rusya'da ve Türkiye'de savaşa katılmayı beklemektedir. Bu durum savaşın sonunda Ermeni meselesinin yeniden gündeme alınması ve kesin şekilde çözülmesi umudunu doğurmaktadır. Bu sebeple Ermeniler, yaklaşan olaylara katılmaktan geri duramaz, bundan ötürü savaşta en hararetli biçimde yerine almalıdır."

Çarlık hükümetinin arşivinde de yer alan bu mektubun içeriğini destekleyen başka bir Taşnak belgesi de siyaset adamı ve tarihçi Boryan'ın kişisel arşivinde bulunmaktadır. 1915 Şubatında Tiflis'teki Bütün Ermenistan Milli Kongresi'nde Taşnaksutyun Partisi'nin askeri kanat temsilcisinin yaptığı konuşmayı içeren belge, bu bakımdan çarpıcıdır:

"Bilindiği gibi, Rus hükümeti savaşın başında Türk Ermenilerini silahlandırmak ve savaş sırasında ülke içinde ayaklanmaya hazırlamak amacıyla 242. 900 ruble verdi. Gönüllü birliklerimiz Türk ordusunun savunma hattını yarıp, ayaklananlarla birleşerek cephe ve cephe gerisinde anarşi yaratmak ve bununla birlikte Rus ordularının geçişini ve Türk Ermenistanı'nı ele geçirmesini sağlamak zorunda."

BELGE 12/ ERMENİ BİRLİKLERİNİN RUS ORDUSUNUN VURUCU GÜCÜ OLARAK SAVAŞTIĞINI YANSITAN HABER VE RAPORLAR

Taşnak yayınları, cephede ve cephe gerisinde anarşi çıkardıklarını ve Rus ordularının vurucu gücü olarak savaştıklarını itiraf eden

belgelerle doludur. Taşnaksutyun'un yayın organı olan Orizon gazetesi, 1912 yılı 196. sayısında şöyle yazıyor:

"Türk devlet yetkilileri ve iktidar sahipleri bilsinler ki, ne bir Türk ne de Türk devleti bundan böyle hiçbir Ermeni için değer taşımamaktadır. Varlıklarını korumak için başka yollar düşünsünler."

Yine Orizon'un 31 Ekim 1914 tarihli 243. sayısında Ermeniler aktif olarak savaşta yer almaya çağrılırken, Çarlık Rusyası'nın zaferinin

Ermenilerin de zaferi olacağı belirtilmektedir. Aynı şekilde Taşnakların başka bir yayın organı Ayrenik'in 24 Eylül 1915 tarihli 2. sayısında Tiflis'e yeni gelen Çarlık Rusyası'nın Kafkasya Valisi Nikolay Nikolayeviç için yazılanlar ibret vericidir:

"Dün Tiflis'e Çar'ın Kafkasya'daki vekili ekselansları yüce prens Nikolay Nikolayeviç teşrif etti. Yüce prensin kesin iradesi ve

kararlılığıyla Türk hükümetinin varlığını sonsuza dek ortadan kaldıracağına derinden inanıyoruz. Bu inançla Kafkaslar'daki Rus ordusunun sevgili 6. Başkomutanını selamlar ve ona 'Hoş geldin' deriz."

Ayrıca Taşnakların önemli liderlerinden A. Hatisyan da 1933 yılında Ayrenik'in 5. sayısında yayımlanan anılarında "Rus ordusunun yenilmeye başlamasıyla, bu orduya bağlanmış olan umutlarımız da tükendi" ifadesini kullanarak Birinci Dünya Savaşı'ndaki mevzilenişlerini ilan etmektedir.

BELGE 13/ ERMENİ BİRLİKLERİN İNGİLİZ VE FRANSIZ EMPERYALİSTLERİNİN EMRİNDE SAVAŞTIĞINI YANSITAN BELGELER

Çarlık Rusyası'nın yıkılmasının ardından Taşnaklar, bu sefer Batılı emperyalistlerin güdümünde hareket etmişler ve İngiltere, Fransa, ABD gibi devletlerin bölgedeki çıkarlarının hizmetine girmişlerdir. Taşnak hükümetinin başbakanı, 7 Şubat 1919 tarihinde İngiliz işgal kuvvetleri komutanı General F. Wocker'la yaptığı görüşmede Ermenilerin, İtilaf Devletleri'nin zaferiyle ve Kafkasya'ya gelmeleriyle durumlarının iyiye doğru değişeceğinden kesinlikle emin olduklarını belirtmiştir. Bu görüşmenin raporu, Ermenistan İçişleri Bakanlığı Arşivi'nde fond 68, dosya 17, yaprak 40 numaralarıyla saklanmaktadır.


Aynı şekilde Ermenistan Devlet Arşivi'nde f. 200, d. 132, y. 338 numaralarıyla saklanan başka bir belge, Adana'daki Ermenilerin, Fransız işgal kuvvetleri komutanı General Diffe komutasında "intikam birlikleri" adıyla silahlandırıldıklarını ve Fransız üniformasıyla savaştıklarını anlatmaktadır.

HEPSİ RESMİ RAPOR HEM DE ERMENİ DEVLETİNE AİT


Ermenistan hükümetinin arşivlerini araştırmacılara neden açmadığı şimdi daha iyi anlaşılmaktadır.


İşte belge, işte rapor!


Hem de resm î raporlar!


Hepsi de Ermeni devlet ve ordusuna ait!


Bu raporlar şu olguları bir kez daha doğruluyor:


1. 1915-1923 yılları arasında bölgede yaşanan olaylar, bir soykırım değil, fakat savaştır.


2. Bu savaşta Ermeni silahlı güçleri, emperyalist orduların emrinde Türk nüfusunu kırmış, sürmüş ve mallarını yağmalamıştır. Bunun ötesinde abker toplayabilmek için Ermeni halkına da ağır şiddet uygulamıştır.


3. Türkiye, emperyalizme ve ateşe sürdüğü güçlere karşı vatan savunması yapmış, haklı bir savaş vermiştir.
Alıntıdır. selametle