1. #1

    Üyelik tarihi
    17.Nisan.2007
    Yaş
    32
    Mesajlar
    77


    Osman Gazi Osman Bey'in babası Ertuğrul Gazi hakkında sağlam ve güvenilir bilgiler hemen hemen yoktur. Bilinen, kendisinin 13. yüzyıl'da Batı Anadolu'da yaşayan Türkmen beylerinden biri olduğudur. Babası gibi Osman Bey'in hayatı hakkında da bilinmeyenler pek çoktur. Osman Bey, Çobanoğulları Beyliği'nin vâsalı olarak Bizans topraklarıyla ilişkilerde bulunurken, bu beyliğin Bizans'la anlaşması üzerine, bölgede Bizans üzerine akınlarda bulunanlar, etkinliklerini bu kez Osman Bey'in bayrağı altında sürdürdüler. Bu durum yavaş yavaş Osman Bey'i bağımsızlığa iten bir etken oldu. Osman Bey bölgenin ve Bizans'ın içinde bulunduğu durumdan ustaca yararlanmasını bildi; bölgedeki İslâm tarikatlarının, özellikle Şeyh Edebali'nin gücünden ve nüfuzundan yararlandı. Bizans'a karşı savaşan gazilerin önderi durumuna gelen Osman Bey, Bizans köy, kasaba ve kalelerini birer birer ele geçirmeye başladı. Başarıları hem topraklarının büyümesine, hem de Anadolu Selçuklu topraklarından, komşu Türkmen beyliklerinden asker, komutan ve yöneticilerin onun saflarına katılmasına yol açtı. Genellikle 1299 tarihi, Osman Bey'in bağımsızlığını ilân ettiği tarih olarak kabul edilir.

    Osmanlı Beyliği'nin genişlemesi Marmara bölgesindeki büyük Bizans kentlerinden Bursa'nın 1326'da Osmanlı Beyliği'nin eline geçmesiyle sürdü. Bursa'nın alınışını göremeden o yıl ölen Osman Bey'in yerine geçen oğlu Orhan Bey zamanında da Osmanlı Beyliği'nin gelişmesi hızlandı. Bursa'nın ardından Marmara Bölgesinin öteki büyük Bizans kentleri, İznik ve İzmit de Osmanlılar'ın eline geçti. Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen ve başında Bizans İmparatoru III. Andronikos'un bulunduğu bir Bizans ordusu Pelekanon denilen yerde bozguna uğratıldı (1329).
    Osman Bey döneminde, Osmanlı Beyliği yalnız Bizans topraklarında genişlemişti.

    Orhan Bey Osmanlı Beyliği, Orhan Bey döneminde komşu [[Türkmen beyliklerinin topraklarında da genişlemeye başladı. Balıkesir, Çanakkale,Bergama dolaylarına sahip olan Karesi Beyliği toprakları da Osmanlı egemenliğine girdi (1345). Böylece Osmanlılar hem Karesi Beyliği'nin donanmasına, hem Rumeli'ye geçiş için önemli bir takım noktalara, hem de Rumeli topraklarını iyi tanıyan Karesi komutanlarına sahip oldular. Karesi Beyliği'nin Hacı İlbey, Evrenos Bey, Ece Halil, Gazi Fazıl gibi komutanları Osmanlı hizmetine geçtiler ve özellikle Rumeli'nin fethinde çok önemli roller oynadılar.
    14. yüzyıl ortalarında, yani Osmanlılar'ın Rumeli'ye geçmeye hazırlandıkları sırada Balkan Yarımadası'nda Doğu Trakya, Selânik, Güney Epir eğreti bir biçimde Bizans İmparatorluğu'na bağlıydı. Yarımadada ayrıca Sırp, Bulgar Krallıkları ve Arnavut Prenslikleri vardı. Bazı liman kentleri de Venedik'in elinde bulunuyordu.
    14. yüzyıl ortalarında halkı ortodokslardan oluşan Balkanlar, siyâsi birlikten yoksun olmanın yanı sıra katolik Venedik ile katolik Macaristan'ın istilâ tehdidi altındaydı. Osmanlılar Rumeli'ye Bizans İmparatorluğu'nda Palaiologoslar ile Kantakuzenoslar arasındaki taht kavgalarından yararlanarak, 1354'te ayak bastılar. Osmanlılar'ın Balkanlar'da ele geçirdikleri ilk üs Gelibolu Yarımadası'nda Çimpe Kalesi oldu. Orhan Bey'in yerine geçen oğlu I. Murat ile Balkan seferleri başlamıştır.

    I. Murat ve Balkanların fethi I. Murat (1326 - 1389), Balkan fetihlerini hızla sürdürdü. 1363'te Edirne yakınlarında Sazlıdere denilen yerde, Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen bir Bizans - Bulgar ordusu yenilgiye uğratıldı ve bu zaferin ardından Edirne Osmanlılar'ın eline geçti. Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar - Sırp - Bulgar - Eflâk - Bosna birleşik ordusu Edirne yakınlarında, Sırpsındığı Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğratıldı (1364). Bu zaferle Balkan Yarımadası'nın içlerine giden yollar Osmanlılar'a açılmış oldu. Bulgar ve Sırp krallıkları hem kendi içlerinde parçalanmış, hem de birbirleriyle savaş halinde bulunuyorlardı. Bu bitmez tükenmez savaşlardan bıkmış Balkan ulusları, tıpkı Bizans köylüleri gibi Osmanlı yönetimini kabule hazır durumdaydı. Bu yüzden, Osmanlı ilerlemesine karşı direnme, yalnızca Balkan devletlerinin zayıf yönetici tabakasından geldi; onların bu zayıf direnmesi de Osmanlı ilerlemesini durdurmaya yeterli olmadı. Osmanlılar kısa süre içinde Bulgaristan'ı, Yunanistan'ı ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardılar. 14.yy. sonlarında Osmanlı sınırı Tuna'ya ve Belgrad'a dayanmış bulunuyordu. Balkan devletlerinin ve onları destekleyen Avrupa devletlerinin Osmanlı ilerlemesini durdurma çabaları, I. Kosova Savaşı (1389), Niğbolu (1396), Varna (1444), II. Kosova Savaşı (1448) savaşları ile kırıldı. İstanbul'un Osmanlılar'ın eline geçmesinden önce Belgrad ve dolayları, Arnavutluk, bazı liman şehirleri dışında Balkanlar büyük ölçüde Osmanlı egemenliğine girmiş bulunuyordu.

    Türkmen Beylikleri ile ilişkiler Osmanlı Beyliği yöneticileri kuruluştan 14.yy'ın son çeyreğine kadar, politik ileri görüşlülük göstermişler, Anadolu Türkmen beylikleri ile herhangi bir çatışmadan bir iki istisna dışında, bilinçli olarak uzak durmuşlardır. Bu dönemde Osmanlı Beyliği askeri ve siyasi gücünü, büyük ölçüde Bizans topraklarında genişlemede kullanmıştır. Orhan Bey zamanında zayıf, içten parçalanmış Karesi Beyliği toprakları kolayca ele geçirilmiş, bunun dışında öteki Anadolu beylikleriyle ciddi çatışmalara girişilmekten uzak durulmuştu. Osmanlılar, Anadolu topraklarında genişlemeyi, ancak I. Murat döneminde, Balkanlar'a iyice yerleştikten sonra ciddi olarak düşünmüşler ve uygulamaya koymuşlardır.

    I. Murat döneminde Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı ile I.Murat'ın oğlu Şehzâde Bayezit'in evlenmeleri, Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav ve Gediz dolaylarının çeyiz olarak Osmanlılar'a geçmesine neden oldu. Yine I. Murat döneminde Osmanlı Beyliği, Hamitoğulları Beyliği'nden Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Karaağaç ve Seydişehir'i 1374'te 80.000 altın karşılığı satın alarak Anadolu'daki bu genişleme, kendilerini Anadolu Selçukluları'nın vârisi sayan Karamanoğulları Beyliği ile sınırdaş yaptı ve bu durum Osmanlı - Karaman mücadelesinin başlamasına neden oldu. Osmanlı tarihinin önemli bir parçası olan Osmanlı - Karaman mücadelesi, 15.yy. sonlarına, Karamanoğulları Beyliği ortadan kaldırıncaya kadar sürdü.

    I. Bayazit ve Fetret Devri Osmanlılar ile, başta Karamanoğulları olmak üzere, Anadolu Türkmen beylikleri arasındaki mücadele, I. Murat'ın oğlu Yıldırım Bayezit (I. Bayezit) (1389 - 1402) döneminde, tüm beyliklerin ortadan kalkması ve topraklarının Osmanlı topraklarına katılmasıyla sonuçlandı. Bu dönemde Osmanlılar, Türkmen beyliklerinin topraklarından başka, Kadı Burhanettin'in mülkü sayılan Sivas, Kayseri, Malatya ve Elbistan'ı da ele geçirmeyi başardılar; böylece Osmanlı sınırı doğuda Fırat'a kadar genişledi. Ancak bu durum, Osmanlılar'ı toprakları ellerinden alınan beylerin sığındığı Timur'la karşı karşıya getirdi. Osmanlı yönetimine geçen Anadolu Türkmen beyliklerinin asker ve yöneticileri henüz büyük ölçüde eski beylerine bağlılıklarını koruyorlardı. Bunlar, Ankara Savaşı (1402) sırasında Timur ordusunda bulunan eski beylerinin yanına geçtiler. Bu hem Ankara Savaşı'nda Osmanlılar'ın yenilmesine, hem de 14.yy'da kurulmuş olan Anadolu siyâsi birliğinin dağılmasına neden oldu. Osmanlılar, Anadolu'nun siyâsi birliğini yeniden ancak 15.yy'ın ikinci yarısında, II. Mehmet döneminde kurabildiler.

    Ankara Savaşı'nda Osmanlılar'ın uğradığı ağır yenilgi, yalnız Anadolu'daki siyâsi birliğin parçalanmasına neden olmakla kalmadı, Osmanlı Devleti'nin kendi içinde de parçalanmalara yol açtı. Yıldırım Bayezit'in oğulları Süleyman Çelebi, İsa Çelebi, Musa Çelebi, Mehmet Çelebi, Osmanlı tahtına sahip olabilmek için birbirleriyle mücadeleye giriştiler. "Fetret Devri" adı verilen ve 1413'e kadar süren bu taht kavgası dönemi, Mehmet Çelebi'nin (I. Mehmet) (1413 - 1421) kardeşlerini ortadan kaldırıp, Osmanlı Devleti'nin birliğini yeniden sağlamasıyla sona erdi. Ankara Savaşı'ndan sonra dikkati çeken en önemli özelliklerden biri, Anadolu'daki eski Türkmen beyliklerinin yeniden kurulmasına, Osmanlı Devleti'nin de Bayezit'in oğulları arasında parçalanmasına karşın Balkan uluslarının Osmanlı yönetiminden kurtulmak için girişimde bulunmamalarıdır. Bunun da nedeni büyük ölçüde, Osmanlı düzeninin, özellikle mîri toprak düzeninin, Balkan derebeylik düzeninden daha iyi, daha ileri bir düzen olması ve Balkan halklarının büyük ölçüde bu düzenden hoşnut olmalarıdır.

    Ankara Savaşı'ndaki ağır yenilgi, Osmanlı gelişmesini yarım yüzyıl kadar geciktirmiş oldu. Ancak Osmanlı Devleti, bir devleti tümüyle tarih sahnesinden silebilecek kadar büyük ve önemli olan bu sarsıntıyı atlatabildi; yarım yüzyıllık bir gecikmeyle de olsa yeniden gelişme ve büyüme yoluna girdi.

    1451'de II. Murat (1421 - 1444, 1446 - 1451) ölüp de yerine oğlu Fatih Sultan Mehmet (II. Mehmet) (1444 - 1446, 1451 - 1481) padişah olduğunda, artık Osmanlı Devleti, Ankara Savaşı'nın tüm sarsıntılarını atlatmış ve kuruluş dönemini tamamlamış bir imparatorluk olarak dünya tarihindeki yerini almaya hazır bulunuyordu. 1451'de II. Mehmet, atalarının pek çok defa girişip de başaramadıkları İstanbul'u alma işini düşünebilecek ve bunu gerçekleştirebilecek kadar kendini güçlü hissediyordu.
    Müstakbeli bul sen de koşanlarla bir ol da
    Mâzîyi fakat yıkmaya kalkışma bu yolda
    Ahlâfa döner korkarım eslâfa hücûmu
    Mâzîsi yıkık milletin âtîsi olur mu?
    Mehmet Akif Ersoy

  2. #2

    Üyelik tarihi
    17.Nisan.2007
    Mesajlar
    48

    Osmanlı Devleti
    Osmanlı Devleti, ya da Osmanlı İmparatorluğu[1] (Osmanlıca: دولت عالیه عثمانیه, Devlet-i Âliyye-i Osmaniyye) 1299 senesinde şimdiki Türkiye Cumhuriyeti'nin Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde, Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Osman Bey tarafından Osmanlı Beyliği olarak kurulmuştur.
    En geniş zamanında devlet, üç kıtaya yayılmış, İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Doğu Roma İmparatorluğu'nu (Bizans İmparatorluğu) yıkmış, bazı tarihçilere göre bu Yeni Çağ'ı başlatan olay olmuştur. Devletin kurucusu ve Osmanlı Hanedanının atası olan Osman Bey, Oğuzların Kayı boyundandır. Osmanlı Devleti Sünni Müslüman hakim kültürün yönetim, yasama ve yargıda hakim olduğu, Hıristiyan ve Yahudi ve diğer azınlıkların ise belirli yasal düzenleme ve sınırlamalar ayrıştırılmasına rağmen göreceli olarak dini özgürlüklere sahip olduğu bir devlettir. Hakimiyeti altında bulunan topraklarda yaşayan halklar tarihin her döneminde toplu ya da yerel ayaklanmalar ile Osmanlı iktidarına karşı çıkmışlardır. Türkiye'deki kimi, ve Türkiye dışındaki tarihçilerin çoğuna göre Osmanlı Devleti yönetim ve yürütmede temel esasları Doğu Roma İmparatorluğu'ndan almış bir imparatorluktur, çağdaş anlamda emperyalizm ve sömürü çağrışımı yapması sebebiyle Türkiye'de Osmanlı İmparatorluğu yerine Osmanlı Devleti kullanımı tercih edilmektedir.
    Beylik (1299 öncesi)
    Anadolu Selçuklu hükümdarı, Kayı boyu'nu Ankara'nın yakınlarındaki Karacadağ yöresine yerleştirdi. Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kayılar'a verdiği bu toprak 1.000 kilometrekareden ibarettir. Kayılar, batıya yönelerek Bizans'ın Söğüt ve Domaniç bölgelerini, Ertuğrul Gazi ile aldılar.
    13. yüzyıl'da Anadolu, giderek artan ölçülerle Moğol egemenliğine girmeye başladı. 14. yüzyıl başlarında Anadolu'nun batı kısımlarında pek çok Türkmen beyliği ortaya çıktı. Bu beyliklerin en küçüğü, Eskişehir-Sakarya-Söğüt dolaylarındaki Osmanlı Beyliği idi. Osmanlı Beyliği, artık iyice zayıflamış olan Bizans İmparatorluğu ile karadan sınıra sahip tek Türkmen beyliği idi. Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu Eskişehir-Sakarya- Söğüt dolayları Anadolu'da biçim bakımından İlhanlılar'a bağlı olsa da, Moğol İlhanlı etkisinin uzanamayacağı kadar batıda yer alan bir bölgeydi. Bu yüzden Osmanlı Beyliği'nin toprakları, Moğol baskısından kaçan Oğuz aşiretleri, Anadolu Selçuklu asker, memur ve bilim adamı için bir sığınak yeri işlevini görüyordu. Osmanlı devletinin yanında bir çok boy da orada idi bunlara : uç beylikleri denir. Osmanlı devleti daha sonradan büyüyerek avrupa yakasına geçti buradan bizansı alarak avrupaya yayıldı.
    Kuruluş (1299 - 1453)
    Osman Bey, Karacahisar,Bilecik,Yarhisar ve Mudurnu'yu almıştır. Beyliğe adını veren Osman Bey'dir. Osman Bey, Çobanoğulları Beyliği'nin vâsalı olarak akınlarda bulunurken, bu beyliğin Bizans'la anlaşması üzerine, bölgede Bizans üzerine akınlarda bulunanlar, etkinliklerini bu kez Osman Bey'in bayrağı altında sürdürdüler. Bu durum yavaş yavaş Osman Bey'i bağımsızlığa iten bir etken oldu.
    Osmanlı Beyliği'nin genişlemesi, Marmara bölgesindeki büyük Bizans kentlerinden Bursa'nın 1326'da Osmanlı Beyliği'nin eline geçmesiyle sürdü. Bursa'nın alınışını göremeden o yıl ölen Osman Bey'in yerine geçen oğlu Orhan Bey zamanında da Osmanlı Beyliği'nin gelişmesi hızlandı.Para bastırarak Osmanlı beyliğini, Osmanlı Devleti haline getirdi. Bursa'nın ardından Marmara bölgesinin öteki büyük Bizans kentleri, İznik ve İzmit de Osmanlılar'ın eline geçti. Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen ve başında Bizans İmparatoru III. Andronikos'un bulunduğu bir Bizans ordusu Pelekanon(Maltepe) denilen yerde bozguna uğratıldı (1329). Osman Bey döneminde, Osmanlı beyliği yalnız Bizans topraklarında genişlemişti.
    Orhan Bey döneminde ise komşu Türkmen beyliklerinin topraklarında da genişlemeye başladı. Böylece Osmanlılar hem Karesi Beyliği'nin donanmasına, hem Rumeli'ye geçiş için önemli bir takım noktalara, hem de Rumeli topraklarını iyi tanıyan Karesi komutanlarına sahip oldular. Osmanlılar Rumeli'ye Bizans İmparatorluğu'nda Palaiologoslar ile Kantakuzenoslar arasındaki taht kavgalarından yararlanarak, 1354'te ayak bastılar. Osmanlılar'ın Balkanlar'da ele geçirdikleri ilk üs Gelibolu Yarımadası'nda Çimpe Kalesi oldu. Orhan Bey'in yerine oğlu I. Murat (1326 - 1389) geçti. Osman Bey ölünce yerine Orhan Bey geçti. Bizans o sıralarda iç karışıklıklar içindeydi. Kantakuzen, Orhan Bey'den, Çimpe Kalesi karşılığında yardım istedi. Orhan Bey, Bizans Tekfurlarını (vali) bozguna uğrattı ve Çimpe'yi Rumeli'ye geçişte üs olarak kullandı. İznik ele geçince Orhan gazi tuğrasının olduğu ilk osmanlı parasını bastırtarak, tarihteki ilk padişah oldu. Donanma ilk kez Orhan Bey zamanında kuruldu ve Osmanlı Beyliği, Osmanlı Devleti haline geldi. Yine Orhan Gazi zamanında, 46 yıl süren kuşatmanın ardından Bursa alınarak başkent yapıldı.
    I. Murat Balkan fetihlerini hızla sürdürdü. 1363'te Edirne yakınlarında Sazlıdere denilen yerde, Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen bir Bizans - Bulgar ordusu yenilgiye uğratıldı ve bu zaferin ardından Edirne Osmanlılar'ın eline geçti. Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar - Sırp - Bulgar - Eflâk - Bosna birleşik ordusu Edirne yakınlarında, Sırpsındığı Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğratıldı (1364). Osmanlılar kısa süre içinde Bulgaristan'ı, Yunanistan'ı ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardılar. 14.yy. sonlarında Osmanlı sınırı Tuna'ya ve Belgrad'a dayanmış bulunuyordu. Balkan devletlerinin ve onları destekleyen Avrupa devletlerinin Osmanlı ilerlemesini durdurma çabaları, I. Kosova Savaşı (1389), Niğbolu (1396), Varna (1444), II. Kosova Savaşı (1448) savaşları ile kırıldı. İstanbul'un Osmanlılar'ın eline geçmesinden önce Belgrad ve dolayları, Arnavutluk, bazı liman şehirleri dışında Balkanlar büyük ölçüde Osmanlı egemenliğine girmiş bulunuyordu. Bu döneminde Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı ile I.Murat'ın oğlu Şehzâde Bayezit'in evlenmeleri, Kütahya, Tavşanlı, Emet, Simav ve Gediz dolaylarının çeyiz olarak Osmanlılar'a geçmesine neden oldu. Yine 1.Murat döneminde Osmanlı Beyliği, Hamitoğulları Beyliği'nden Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Karaağaç ve Seydişehir'i 1374'te 80000 altın karşılığı satın alarak Anadolu'daki bu genişleme, kendilerini Anadolu Selçukluları'nın vârisi sayan Karamanoğulları Beyliği ile sınırdaş yaptı ve bu durum Osmanlı - Karaman mücadelesinin başlamasına neden oldu. I. Murat'ın oğlu Yıldırım Bayezit (I. Bayezit) (1389 - 1402) tahta geçer.
    Yıldırım Bayezit döneminde,Anadolu Türk birliği yeniden sağlandı. Ancak Osmanlı'nın bu kadar güçlenmesi, o sırada bir Çin seferi hazırlığında olan Timuru korkuttu. Batısında böylesine güçlü bir devlet bırakmak istemeyen Timur, Karakoyunlu ve Celayirli hükümdarının Osmanlı'ya sığnmasını bahane ederek Osmanlı'ya savaş açtı ve Ankara'ya kadar geldi. O sırada İstanbul'u kuşatmakta olan bayezid kuşatmayı kaldırdı ve Çubuk Ovası'nda Timur'un ordusu ile karşılaştı. Yapılan Ankara Meydan Savaşı'nda bayezid kendisine bağlı Türk boylarının ona ihanet etmesinin de etkisiyle çok ağır bir yenilgi aldı. Timur,devleti Bayezid'in oğulları İsa, Musa, Mehmet ve Süleyman çelebiler arsında paylaştırdı ve Anaolu beylerini eski topraklarına kavuşturdu.
    • "Fetret Devri" adı verilen bu dönemde Mehmet Çelebi kardeşlerini yenerek 1413 yılında tahta çıktı. Çelebi Mehmet, anadolu türk birliğini bir ölçüde yeniden sağladı ve devleti eski gücüne kavuşturdu.Bu dönemde Venediklilerle yapılan ilk deniz savaşı, başarısızlıkla sonuçlandı.1421'de yerine oğlu Sultan II. Murat padişah oldu.
    --------Saygılarımla ๏ğยzђคภ--------

Benzer Konular

  1. Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi Testi - I
    Konu Sahibi rast80 Forum Beylikten Devlete Ünitesi Konu Tarama Testleri
    Cevap: 2
    Son Mesaj : 06.Ocak.2011, 16:23
  2. Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi Testi (PDF - ÖSS)
    Konu Sahibi pee-wee Forum Kırık Linkler
    Cevap: 1
    Son Mesaj : 18.Ekim.2010, 21:01
  3. Ynt: Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi Testi - I
    Konu Sahibi enver72 Forum Çöp Kutusuu
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 21.Kasım.2009, 21:13
  4. Ynt: Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi Testi (PDF - ÖSS)
    Konu Sahibi efe451978 Forum Çöp Kutusuu
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 26.Kasım.2008, 00:05
  5. Ynt: Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi Testi (PDF - ÖSS)
    Konu Sahibi keops_keops Forum Çöp Kutusuu
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 29.Ekim.2008, 22:05

Bu Konu için Etiketler

Giriş

Giriş