ERMENİSTAN'IN İLK BAŞBAKANININ İTİRAFLARI

KAÇAZNUNİ'NIN 1923 TE TAŞNAK KONGRESİNE SUNDUĞU ÇARPICI RAPOR

Kaçaznuni' nin raporunun Rusça baskısını Rus arşivlerinden bulduk ve çevirdik. Raporda, gönüllü birliklerin oluşturulmasının bir hata olduğundan, kayıtsız şartsız Çarlık Rusyası' na bağlılıklarına, denizden denize Ermenistan projesinin emperyalist bir talep olduğuna kadar Ermeni Meselesi'ne dair gerçekler gözler önüne seriliyor.Her geçen gün sözde soykırım iddialarıyla Türkiye üzerinde daha fazla baskı kurulurken, tarihsel gerçekler bu iddiaların uluslararası bir yalan olduğunu tekrar tekrar gözler önüne seriyor, Türkiye'yi paylaşma planları çerçevesinde Batı emperyalizmi ve Çarlık Rusya’sının Ermeni Meselesi'ni nasıl kullandığı, bu temelde Ermeni çetelerine Kafkas Cephesinde koçbaşı rolünün verildiği, Türkiye Ermenilerine ise cephe gerisinde karışıklık çıkararak işgali kolaylaştırma görevi biçildiği ve bunun karşısında da Türkiye'nin haklı bir savaş verdiği bu sefer bizzat Taşnak hükümetinin ilk başbakanı olan O. Kaçaznuni tarafından dile getiriliyor.

Sovyet Ermenistan'ın kurulmasının ardından yıkılan Taşnak hükümetinin ilk başbakanı ve Taşnaksutyun Partisi'nin kurucularından ve önemli liderlerinden biri olan Kaçaznuni, 1923 Nisanında partisinin yurtdışı örgütünün kongresine sunduğu raporda, geçmiş dönemin ağır bir özeleştirisini verirken çarpıcı itiraflarda bulunuyor ve çekilen acıların sorumluluğunu partisine yüklüyor. Kaçaznuni, raporunun sonunda Taşnaksutyun'un kendisini feshetmesi ve siyasi arena*dan çekilmesi gerektiğini savunuyor.Kaçaznuni, sunduğu bu raporu daha sonra partinin iç işleyi*şiyle ilgili bazı somut önerilerinin bulunduğu 3-4 sayfasını çıkararak "Taşnaksutyun'un Artık Ya*pacağı hiçbir şey kalmamıştır" adıyla kitap haline getiriyor. Kitapta ek olarak raporuna eleştiriler içeren partili bir arkadaşından gelen mektuba cevabi mektubu da bulunuyor. Bu kitap, 4 yıl sonra 1927 yılında SSCB'de (Tiflis) "ibreti alem" olması amacıyla Rusçaya çevrilerek tekrar basılıyor. Tirajı ise 2000 adet. Daha sonra 1955 yılında İngilizceye ve diğer dillere de çevrilen bu kitabın, şuan Ermenistan'da yasak olduğu ve Avrupa'daki kütüphanelerden Taşnaklar tarafından toplatıldığı biliniyor.Kaçaznuni, raporuna, sunmakta olduğu fikirlerine uzun ve ağır bir düşünce süreci sonunda vardığını, ulaştığı sonucun yüzeyselliğin ve iradesizliğin bir sonucu olmadığım ve birçok kişiyi kızdıracağını bildiğini belirterek başlıyor. Delegelerden önyargılarından arınarak sabırla kendisini dinlemelerini rica eden Taşnak hükümetinin ilk başbakanı, raporunda İkinci Dünya Savaşı'ndan Lozan Konferansı'na kadar olan süreci Ermeni Meselesi açısından belirli devrelere ayırarak inceleyeceğini ve Taşnaksutyun'un bu süreçteki rolünü ele alacağını açıklıyor.

"GÖNÜLLÜ BİRLİKLERİN OLUŞTURULMASI HATAYDI"

Kaçaznuni, sürecin birinci devresini şu şekilde anlatmaya başlıyor: “Daha Türkiye’nin savaşan ülkeler ailesine katılmadığı ve katılmaya hazırlanmadığı 1914 sonbaharı boyunca Transkafkasya’da büyük bir gürültü ve büyük bir enerji ile Ermeni gönüllü birlikleri oluşturulmaya başlandı. “Ermeni Devrimci Partisi Taşnaksutyun (ARPD), birkaç hafta önce Erzurum2da gönüllü birliklere karşı olumsuz bir tavır alma kararı almış olmasına rağmen , birliklerin oluşturulmasında ve Türkiye’ye karşı askeri harekatlarda aktif rol aldı. Oldukça kötü ve ciddi sonuçlar doğurabilecek böylesine ağır ve sorumluluk gerektiren bir meselede, ARPD 'nin Transkafkasya organları ve çeşitli yöneticileri, partinin en üst organı olan kongrenin iradesini ihlal ettiler."Kitlelerin eğilimlerinin kendi-ine de hastalık bulaştırdığının ını çizen Kaçaznuni, bu örne-ı Taşnaksutyun'un daha önce-kuyrukçu tavırlarını hatırlattı-[\ vurguluyor. Partinin önceki yrukçu tavırlarına örnekler ve-ken, bunlar arasında "1905-yıllarındaki kanlı Ermeni-Lİslüman çatışmasını" da sayı-r. Partinin bilinç zayıflığından layı bu akıma karşı gelemedi-li, gönüllü birliklerin örgütlenişini istemiş olsa bile karşı dur-ısı gerektiğini belirtiyor.Kitlelerin eğilimlerinin kendilerine de hastalık bulaştırdığının altını çizen Kaçaznuni, bu örneğin Taşnaksutyun' un daha önceki kuyrukçu tavırlarını hatırlattığını vurguluyor. Partinin önceki kuyrukçu tavırlarına örnekler verirken, bunlar arasında "1905-06 yıllarındaki kanlı Ermeni-Müslüman çatışmasını" da sayıyor. Partinin bilinç zayıflığından dolayı bu akıma karşı gelemediğini, gönüllü birliklerin örgütlenmesi istemiş olsa bile karşı durması gerektiğini belirtiyor.“KAYITSIZ ŞARTSIZ RUSYA’YA BAĞLANDIK” Taşnak Lideri, sürecin ikinci etabı olarak ise 1914 kışına ve 1915’in ilk aylarına işaret ediyor. Bu dönemde Taşnaksutyun ‘un da dahil olduğu Rusya Ermenilerinin büyük umutlar beslediği ne dikkat çeken Kaçaznuni , savaşın itilaf devletleri zaferi ile sonuçlanacağına ve Türkiye’nin dağılmasıyla Türkiye Ermenilerinin özgürlüğe kavuşacaklarına şüphe duymadıklarının altını çiziyor:"Kayıtsız şartsız Rusya'ya bağlandık. Temelsiz bir şekilde Çarlık hükümetinin çabalarımız ve yardımlarımız karşılığında bize Türkiye'deki özgürleşmiş Ermeni vilayetlerinden ve Trans-kafkasya'daki Ermenistan'dan oluşan özerk Ermenistan'ı bahşedeceğinden emindik."Kafamızda kavak yelleri esiyordu. Kendi dileklerimizi başkalarına dayattık, içi boş laflara, yetkisiz kişilere çok önem verdik, girdiğimiz hipnozun etkisiyle gerçekleri görmemeye başladık ve hayal alemine daldık."Kendilerini dev aynasında gördüklerini düşünen Kaçaznuni, Ermeni halkının gücünü, siya*si ve askeri niteliğini ve Rusların yardımını abarttıklarını belirtip üçüncü devreye geçiyor."TEHCÎR AMACA UYGUNDU"1915 yazında ve sonbaharında uygulanan tehcirin Avrupalı diplomatlar tarafından kendilerine söz verilen bağımsız Ermenistan hayalini suya düşürdüğünü yazan Kaçaznuni, Türkiye'nin ne yaptığım çok iyi bildiğini ve bugün pişmanlık duyması için hiçbir neden olmadığının altını çiziyor. Kazaçnuni'ye göre tehcir geleceğin gösterdiği gibi kesin ve amaca uygun bir adımdı. Ardından "Türklere karşı düşmanlık göstermesek durum yine böyle mi olurdu" sorusunu soran Kaçaznuni buna net bir cevap verilemeyeceğini belirtip meselenin esasını şöyle açıklıyor:"Olgu, olgu olarak kalır, ama daha da önemlisi, onlarca yıl önce başlayan Türk hâkimiyetine karşı savaş, Türk Ermenilerinin kovulmasına ve yok edilmesine, ayrıca Türkiye -Ermenistanı'nın boşalmasına yol açmıştır. Korkunç gerçek budur."Ardından Taşnak hükümetinin ilk başbakanı, bu olanlardan sonra Batı parlamentolarında, kamusal toplantılarda devlet adamlarının Türkleri tehdit etmelerinin, "sarı", "mavi" ve diğer renklerde kitap çıkarmanın, kiliselerde bütün dinlerin papalarının dua etmesinin, dünya basınının sayfalarında bu duruma yer verilmesinin hiçbir anlam taşımadığını özellikle alaycı bir şekilde vurguluyor."KENDİMİZ DIŞIMIZDA SUÇLU ARAMAYALIM"Bundan sonraki süreç, Kazaç-nuni'ye göre bir kâbusa dönecektir. Taşnaksutyun'a ise kendi dışında bir suçlu aramak kalmıştır. Suçlu hemen bulunur. O da Rus hükümetinin sinsi politikalarıdır. Ruslar, Ermenileri aldatmış ve onlara ihanet etmiştir. Sadece halk değil, bilinçli yoldaşları bile öyle düşünüyorlardır o dönem. Tabii ki Rusların Türk Ermenilerini korumak gibi bir niyeti yoktur. Ancak ondan da önemlisi kendi isteklerini onlar Ruslara yamamışlardır. İstekleri gerçekleşmeyince de ihanetle suçlamışlardır. Bir siyasi parti olarak şunu unutmuşlardır ki, onların meselesi Ruslar için bir çıkar teşkil etmiyordur. Savaşsa onların düşündüğü gibi Ermeni Mesele-si'nden çıkmamıştır:"Acı acı kötü talihimize sızlanmak, kendi mutsuzluğumuza kendi dışımızda bir sebep aramak, Taşnaksutyun Partisi'nin de kaçınamadığı milli psikolojimizin tipik bir özelliği."Rusların bize alçakça davrandığına emindik, sanki özel bir teselli verecekmiş gibi. (Sonra sırada Fransızlar, Amerikalılar, İngilizler, Gürcüler, Bolşevikler, yani bütün dünya vardı.)"Tembelliğimiz ve uzak görüşlü olmamamız sanki kahra*manlıktı. Sonuçta bu, şöyle bir durum ortaya çıkardı. Her isteyen bizi aldatabilir, bize ihanet edebilir, kesebilir veya başkasını kestirtebilirdi."İNGİLİZLERİN KIŞKIRTTIĞI KARŞILIKLI KIRIMŞubat Devrimi'nin ardından Gürcülerin kuyruğuna takıldıklarını belirten Kaçaznuni, Ekim Devrimi'nin ardından da gerek ülke içindeki eğilimden gerekse de dış şartların baskısından bolşevik karşıtı kampta yer aldıklarını belirtiyor, İngiliz kuklası Gürcü Menşevik hükümetinin kontrolü elde tutmak için Türk-Ermeni düşmanlığını kışkırttığını aktarıyor. Transkafkasya'ya İran'dan İngiliz ordularını nasıl çağırdıklarını söyleyen Kaçaznuni, bir süre sonra ingiliz ordularının iran'a geri dönmesiyle yeniden yalnız kaldıklarını ifade ediyor, İngilizlerin İran'a sıvışmasını izlemekten başka yapacakları bir şeyleri kalmadığının özellikle vurguluyor. Çünkü Mart ayında Müslümanlara yönelik gerçekleşen kırımın yerini Ermeni kırımı alıyor."GÜÇ DENGESi TÜRKLERİN LEHİNEYDİ"Taşnak Partisi'nin kurucularından ve önemli liderlerinden biri olan Kaçaznuni, Rusya’nın savaştan çekilmesinden sonra Transkafkasya Federasyonu olarak (Taşnak Ermeni hükümeti, Menşevik Gürcü hükümeti, Musavvat Azeri hükümeti) Türkiye'yle 1918 Martında başlayan barış görüşmelerine de değiniyor. Taşnak fraksiyonu olarak imzalanacak antlaşmaya Türkiye Ermenilerinin kendi kaderlerini tayin hakkını koydurmak istediklerini belirterek, raporuna şöyle devam ediyor:"Bu talebe Türkler anında net bir cevap verdiler. Türkiye Ermenilerinin kendi kaderini tayin hakkı meselesinin, Türkiye'ni meselesi olduğunu, kimse Türkiye'nin içişlerine karışamayacağını belirttiler. Anlaşıldı ki, eğer Türkiye Ermenileri meselesini tekrardan gündeme getirilse görüşmeler kesilecekti. TransKafkasyalılar bir daha bu meseleyi gündeme getirmediler. (...) Ancak adaletli olmak gerekirse, şunu söylemek gerekir ki, müttefiklerimiz (Gürcüler ve Tatarlar tamamen samimi ve ciddi olarak Ermenilerin taleplerini savunmak amacında olsalardı bile, başarı kazanamazdık. Güç dengesi Türklerin lehineydi."SAVAŞA DEVAM KARARI DURUMA HÂKÎM OLMAYIŞIMI BİR KANITI" Kaçaznuni, raporunda Türkiye ile Sovyet Rusya arasında Brest-Litovsk Antlaşması'nın imzalanmasının ardından Gürcü, Azeri ve ermeni hükümeti temsilcilerinden oluşan Transkafkasya Meclisi’ndeki tartışmalara da yer veriyor:“Ermeniler (Meclis’te Taşnak fraksiyonu) herkesten çok Türk Harekatının silahla durdurulmasından yanaydı. Biliyorduk ki, herkesten çok biz askeri başarıya can atıyorduk ve bunu bekliyorduk. Nisan ayında Gümrü’de bu meseleyle ilgili Ermeni milli meclisi toplandı. Meclis, bu satırların yazarının raporuna rağmen Bretst-Litovsk Barışı’nı reddetme ve savaşa devam kararı aldı. Bu kararın alınması, duruma hakim olamayışımızın bir kanıtıydı.”

İNGİLİZ İŞGALİYLE YEŞEREN UMUTLAR

Birinci Dünya Savaşı’nın İttifak Devletleri’nin kesin yenilgisiyle sonuçlanmasının ardından gelişen olaylara Kaçaznuni, şu şekilde değiniyor:“Ay sonunda (Kasım-MP) İngiliz orduları, yani müttefiklerimizin orduları Batum’a yerleşti. Yeniden yeni umutlar beslemeye başladık. Transkafkasya ‘daki durumumuz iyiye doğru kökten değişecekti. Tabii ki zafer kazanan ve Tiflis’teki Alman ordularının yerine geçen bizim müttefikimiz olacaktı. Ne de olsa yan yana ortak düşmana karşı savaşıyorduk. Kesinlikle İngilizlerin dostluğundan ayrıcalıklı olarak yararlanmalıydık. Öyle ki Gürcüler Almanlarla dostluk kurmuş, Azeriler ise açık olarak Türk tarafını tutmuştu.

TAŞNAK-GÜRCÜ SAVAŞI

Daha sonra Kaçaznuni, İngilizlerin Trans-Kafkasya ‘ya yerleşmesinin ardından çıkan Gürcü-Ermeni savaşının muhasebesini yapıyor:“Savaş hepi topu üç hafta sürdü. 31 Aralık’ta İngilizler müdahale etti ve barış sağlandı. Lori, tarafsız bölge ilan edildi. Lori’de Gürcü iktidarının yerini, İngiliz komiserliğinin kontrolü altındaki Ermeni-Gürcü ortak hükümeti aldı."Savaşın çıkması bir bakıma bizim için iyi olmuştu. Kısmen amaçlarımıza ulaşmıştık. Ancak savaş birçok şeyi düşünmeyi gerektirdi. Daha 4-5 aydır devlet yönetiyorduk, şimdiden savaşa girişmiştik, ki o dönemde ülke yokluktan kıvranıyordu. En sıkı ilişki kurmamız gereken komşumuzla savaşmıştık. Ne de olsa dış dünyaya ancak Gürcistan üzerinden açılabilirdik."Bunun bilincindeydik ve samimi olarak Gürcülerle dostça yaşamak istedik. Ama başaramadık. Bunda bağımsız Gürcistan'ın bize karşı tutumu, ayrıca bizim kendi güçsüzlüğümüz, siyasi yetersizliğimiz ve devlet aygıtını nasıl yöneteceğimizi bilmememiz rol oynadı."