Sultan Mehmed, Edirne’ye gelinceye kadar Sultan II. Murad’ın ölümü 13 gün saklı tutulmuştur. Pek sevdiği ve ölümü ile saltanattan çekilecek derecede üzüntü duyduğu büyük oğlu Alâeddin Ali’nin yanındaki üstü açık türbesine gömülmesini vasiyet etmiştir. Vasiyet şu şekildedir:

“Öldüğüm zaman beni Bursa’ya, camiin yakınındaki oğlum Alâeddin’in 3-4 arşın yanına gömünüz. Mezarımın üstüne, büyük hükümdarlar için yapılan muhteşem türbelerden birini yaptırmayınız. Vücudumu doğrudan doğruya toprağa gömünüz ki, Cenâb-ı Hakk’ın rahmetine işaret olan yağmur, üstüme yağsın. Mezarımın etrafına dört duvar yapınız ve hâfızların oturmaları için, kenarına mahaller koyunuz. Etrafıma; evlât ve akrabamdan kimseyi gömmeyiniz. Eğer Bursa’da ölmezsem, nâşımı, oraya naklediniz. Bu nakil bir perşembe olsun ki, defin, cuma günü cereyan edebilsin.”

Sultan Murad müstesna dehâda bir devlet adamı ve kumandan idi. Halk tarafından en çok sevilip sayılan bir hükümdar olarak bilinir. Otuz yıllık saltanatı süresince, ülkesini çok büyük bir şan ve şerefle idare ederek, emri altında bulunan herkesin sevgisini kazandı. Halka karşı daima teveccühkâr, fakirlere karşı cömertti. Bu lütuflarını hıristiyanlara da gösterirdi. İnce ruhlu, hassas bir insandı. Çok güzel konuşurdu. İlmi sohbetleri sever, ulemayı himaye eder, onlara muayyen tahsisat verirdi. Dindar, adil ve lütufkâr bir padişahtı.

Hacı Bayram Veli (k.s) Hazretleri’ni Edirne’ye dâvet etmiş, günlerce başbaşa sohbet etmişlerdi. Kendisini müridliğe kabul buyurması için ricada bulunduğunda bu isteği reddedilerek şu cevabı almıştı:

“Hünkârım! Sizin işiniz başka, bizim işimiz başkadır. Her işte Allah’ın rızâsı vardır. Senin bir günlük adaletle hükmetmen, altmış yıllık nafile ibadetten hayırlıdır.”

Yine bir gün sohbet esnasında İstanbul’u almayı murad ettiğini söylemişti. Hacı Bayram Veli (k.s) Hazretleri bir müddet sükût etmiş, onun İstanbul’u alamayacağını, bu işin şehzadesi Mehmed’e ve Akşemseddin’e nasip olacağını beyan buyurmuştu. Sultan Murad’ın en büyük mutluluğu, Fatih Sultan Mehmed gibi eşine az rastlanacak bir insanın babası olmaktı.