KANAL HAREKATI (*)

Doğu'da Sarıkamış Harekatı'nın yapılması planlanırken, Suriye'de 4. Ordu kurulmuş ve Bahriye Nazırlığı üzerinde kalmak üzere Cemal Paşa, bu ordunun komutanlığına getirilmişti. Kafkasya'da Enver Paşa Turan için saldırırken, Cemal Paşa " İslam " için Mısır'daki İngiliz birliklerine saldıracaktı. Mısır, Süveyş Kanalı dolayısıyla İngiltere'nin Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda ile ulaşımını sağlaması açısından çok önemli bir yerdi. Bu nedenle İngilizler, daha savaş öncesi burada 100.000 kişilik bir ordu bulunduruyordu.

Cemal Paşa, Kanal saldırısını Almanlarla birlikte planladı. 15 Eylül 1914'te İstanbul'da yapılan bir toplantıda Liman von Sanders, Cemal Paşa'nın düşüncesine karşı çıkmıştı. Oysa Almanya, İngiltere'yi Orta Doğu'da uğraştırmak, Suriye, Irak ve Mısır'da savaştırmak için Osmanlı Devleti ordusunun Süveyş Kanalı'na saldırmasını istiyordu.Bu nedenle Alman Genelkurmayı, Liman von Sanders'e doğrudan emir vererek " Genel çıkarlar açısından,Mısır'a karşı girişilecek harekat çok önemlidir. Ekselansınız, Osmanlı Devleti tarafından teklif edilen harekata karşı olmayarak bu görüşe uymalısınız." diyordu. Kasım 1914'te kurulan 4. Ordu Komutanlığı'na getirilen Cemal Paşa, 16.000 kişilik ve hafif silahlarla donatılmış bir ordu ile yedi günlük bir yürüyüşle Sina Çölü'nü geçerek, Süveyş Kanalı'nın doğu yakasına yaklaştı. İngilizler böyle bir şeyi beklemiyordu. 2/3 Şubat gecesi Osmanlı Devleti ordusu saldırıya geçti. Fakat İngilizlerin yoğun ateşi karşısında Osmanlı ordusundaki Arap askerleri paniğe kapıldılar. Kanala ulaşan iki Türk bölüğü ise imha edildi ve 3 Şubat gecesi orduya geri çekilme emri verildi. Kafkas cephesindeki hayalden sonra, Mısır'ı fethetme hayali de sona eriyordu. Ancak İngilizler de karşı saldırıya geçmediler ve beklediler. Çanakkale Savaşı'nın araya girmesi nedeniyle Kanal saldırısı ertelendi. Fakat Çanakkale Savaşı sona erdikten sonra ikinci kez Kanal Harekatı denendiyse de birincisi gibi başarısızlıkla sonuçlandı.

* Ergün AYBARS,Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1, Ege Ün. Basımevi, İzmir, 1986, s. 72