Eskiçağ'da İtalya'ya yerleşen bir kavim, italya'ya uygarlık getirmişler, burada en önce siyasal bir birlik kurmuşlar ve kendi adları verilen bir devir yaratmışlardır. Etrüskler, İtalya'ya gelip yerleşen öteki kavimlere benzemiyorlardı. Son yıllarda yapılan arkeoloji ve filoloji araştırmaları sonucunda Etrüsklerin, Batı Anadolu'dan deniz yoluyla İtalya'nın batı kıyılarına göç etmiş oldukları anlaşılmıştır.
Etrüskler, İ.O. X. ve VIII. yüzyıllarda olmak üzere iki göç dalgası halinde İtalya'ya çıkmışlardır. Yerleştikleri bölgeye Etrurya (Etruria) veya Toskana denir. Etrüskler, burada tepeler üzerine düzenli surları ve kaleleri olan şehirler kurdular. İtaliklerden her yönden üstün oldukları için, onları kolayca egemenlikleri altına aldılar. Etrüskler, İ.O. VI. yüzyılda, kuzeyde Po ovasına, güneyde Kampanya (Campania) bölgesine kadar olan yerleri ellerine geçirdiler ve şehirler kurdular. Böylece, Kuzey ve Orta İtalya'nın büyük bölümü Etrüsklerin egemenliği altına girmiş oldu. Etrüskler, denizciliğe de önem verdiler.
Etrüsklerin bu parlak dönemi uzun sürmece. Öteki toplumlardan az olmaları, güçlü bâr devlet kuramamaları, kısa sürede zevk ve eğlenceye dalmaları yüzünden güç duruna düştüler. İ.O. VI. yüzyılın sonlarında Roma'daki Etrüsk kral soyu buradan kovuldu. Etrüskler, Romalılara, bu ülkede koloniler kurmuş olan Yunanlara ve öteki kavimler» karşı yaptıkları savaşlarda başarılı olamadılar; zamanla gerilediler. İ.Ö. III. yüzyılda artık önemli bir varlık değillerdi.
Etrüskler, önce krallıkla yönetildiler. Her şehrin başında bir kral vardı. Kral, o çağın öteki devletlerinde olduğu gibi hem komutan. hem yargıç ve hem de rahipti. Daha sonra soylular, krallığı yıkarak cumhuriyet yönetimini kurdular. Devlet başkanı bir yıl için seçiliyordu. Etrüsklerin güçlü bir orduları vardı. Resimlerden anladığımıza göre, silahlan uzun kargılar, yuvarlak kalkanlar ve kılıçlardı. Savaş arabasını, İtalya'ya onlar getirmişlerdir. Etrüskler, savaşlardan sonra zafer alayları düzenlerlerdi. Bu gelenek, daha sonra Romalılarda da görülür.
Etrüskler, ekonomik hayata önem vermişler ve zengin olmuşlardır. En çok tarımla uğrraşmışlar, bağcılığı ve zeytinciliği ilerletmişlerdir. Madenleri işletmişler, elde ettikleri bakır ve demirin kendi ihtiyaçlarından fazlasını dış ülkelere satmışlardır. Özellikle Fenikeliler, Kartacahlar ve Yunanlarla ticaret yapmışlardır.
Etrüsklerin, Yunan alfabesinden aldıkları bir yazıları vardı. Bu yazı ile yazılmış on bine yakın Etrüsk belgesi henüz okunamamıştır.
Etrüsklerin, sanat alanındaki başarıları daha önemlidir. Yüksek yerlere kurmuş olduklar: şehirler, ovaya hâkim durumdadır. Şehirler çevresindeki büyük taşlarla yapılmış surlar, bugün bile insanları şaşırtmaktadır. Şehir kapıları kemerlidir. Bu durum, Etrüsk mimarilığının en ayırıcı özelliğidir. Etrüsk şehirlerinde kanalizasyon, su kemerleri ve köprüler bulunmaktadır.
Etrüskler, ölüleri için yaptıkları mezar odalarına, büyük bir titizlik göstermişlerdir. Varlıklı olanların mezarları birkaç odadır. Baza mezarlar, birleştirilerek bir yeraltı mezar şehrinin meydana getirildiği görülmüştür. Mezar odalarnın duvarları resimlidir. Çok canlı olan bu resimler, günlük hayattan alınan zivafet, görüşme ve eğlencelerle, oyunları, güreşleri ve başka sporları göstermektedir. Et-rüskler, heykelerini daha çok kalker, kil ve bronzdan yapmışlardır. Bu heykellerde ağırbaşlılık, kesinlik ve canlılık görülür.
Etrüskler, keramik sanatında da başarı göstermişlerdir. Üzerleri geometrik şekiller ve doğu motifleriyle süslü çanak çömlekler ve vazolar, bize kadar kalmıştır. Madenden yaptıkları arasında özellikle oymalar çok güzeldir. Mezarlarında altın, gümüş, değerli taşlar ve fildişinden birçok süs eşyası bulunmuştur. Etrüsklerde, erkeker de süs eşyası takarlardı. Bütün bu sanat eserlerinin incelenmesinden, Etrüsklerin zevk sahibi insanlar oldukları anlaşılmaktadır. Onların sanatında güçlü bir doğaya uygunluk vardır.
Etrüskler, doğa olaylarını yönettiklerine inandıkları tanrılara tapmışlar ve tanrılar için tapmaklar yapmışlardır.