2000 ÖSS TARİH SORU VE CEVAPLARI


46.Herodotos olayların oluşuna ilişkin birtakım listeler, kronoloji cetvelleri ve yıllıklar düzenlenmiş olduğu halde tarih biliminin oncusu olarak Herodotos gösterilmektedir.

Herodotos’un tarih biliminin oncusu olarak kabul edilmesinde, aşağıdakilerden en çok hangisinin etkili olduğu savunulabilir?

A) Araştırarak ve yansız olmaya çalışarak yazması
B) Pek çok tarihi olayı bizzat yaşamış olması
C)Tarihi olayların kimler arasında ve ne zaman olduğunu belirtmesi
D) Tarihi olayları kronolojik sıraya göre vermesi
E) Olayların geçtiği yerleri gezip görmesi


[hide]46. Sorunun öncülünde Herodotos’tan önce yapılan bazı çalışmalardan bahsedilmiştir. Belli bir sisteme ve kurala dayanmayan bu çalışmalar tarihe bilimsellik kazandıran gelişmeler değildir. Olayların kimler arasında, nerede ve ne zaman gerçekleştiğine dair çalışmalar, olayların oluşuna göre sıralanması ve olaylarla ilgili araştırmalar yapılarak olayların yansız bir şekilde açıklanmaya çalışılması Herodotos’un tarih biliminin öncüsü kabul edilmesini sağlamıştır. Soruda Herodotos’un tarih biliminin öncüsü kabul edilmesinin en etkili nedeninin sorulmasından dolayı doğru cevap olarak A seçeneğini veriyoruz.
Cevap A
[/hide]


47.İlk Türk devletlerinde Kurultayın savaş, barış gibi önemli konularda aldığı kararlar kağanı bağlamazdı.
Buna göre, Kurultay aşağıdakilerden en çok hangisine benzemektedir?

A)Meclis hükümeti B) Olağanüstü meclis C)Kurucu meclis

D) Ulusal meclis E) Danışma meclisi


[hide]47. İlk Türk devletlerinde, siyasal, ekonomik, sosyal ve askeri alanlarda ortaya çıkan önemli sorunları görüşmek için boy beylerinden oluşan kurula “Kurul tay” adı verilmiştir. Türk kağanının kurultaydan çıkan kararları uygulama veya uygulamama gibi yet kileri vardı. Hun İmparatoru Mete Yüeçilerin isteklerini kurultaya getirmiş, kurultayda çıkan kararı uygulamamıştır. Bu durum kurultayın danışma meclis olduğunu göstermektedir.
Cevap E
[/hide]


48.I. Hz. Ebubekir döneminde görevlendirilen heyet, Kur’an surelerini toplamıştır.
II. Hz. Osman zamanında Kur’an’ın düzenlemesi yapılmıştır.
III. Düzenlenen Kur’an, çoğaltılarak çeşitli yerlere gönderilmiştir.

Yukarıdakilerden hangileri, Kur’an’ın özgün halinin bozulması, değişik biçimlerinin ortaya çıkması tehlikesini kesin olarak önlemiştir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III


[hide]48. Hz. Muhammed’e indirilen Kur’an-ı Kerim, deriler tahtalar ve kemikler üzerine yazılmıştı. Vahiy katipleri olarak adlandırılan kişiler ayetleri yazmışlar ancak Kur’an’ın bütünü bir kişinin elinde bulunmuyordu. Hafızlar Kur’an-ı Kerim’i ezberliyordu. Hz Peygamberin vefatından sonra yalancı peygamberler ortaya çıkmış ve Kur’an’ın içerisine sonradan ila veler yapma ihtimali ortaya çıkmıştı. Halifelerde Hz. Ebubekir zamanında bir heyet kurularak Kur’an ayetleri bir araya toplanarak kitap haline getirilmiş tir. Hz. Osman zamanında düzenlemeler yapılara’ özgün halinin bozulması ve değişik biçimlerinin c taya çıkma tehlikesi kesin olarak önlenmiştir.
Cevap D
[/hide]


49. Fransız İhtilali Osmanlı Devleti’nde
I. Tanzimat Fermanının ilanı
II.Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin kurulması
III. Kanun i Esasının kabul edilmesi
IV. Milliyetçilik hareketlerinin başlaması gibi gelişmelerde etkili olmuştur.

Bu gelişmelerden hangileri, Osmanlı Devleti’nin yönetim biçiminde değişiklikle sonuçlanmıştır?

A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II

D) II ve IV E) I, II, III ve IV


[hide]49. Bu soru öğrencilerin kavramları ve temel bilgileri öğrenmelerini gerektirmektedir. Fransız ihtilali’nin Osmanlı Devleti’nde meydana getirdiği değişiklikler den Tanzimat Fermanı, kanun üstünlüğü anlayışının yerleşmesine, Yeni Osmanlılar Cemiyeti, Osmanlı Devleti’nin batılılaşmasına, milliyetçilik hare ketlerinin başlaması Osmanlı Devleti’nin parçalanmasına neden olmuştur.
Kanun-i Esasi’nin ilanıyla Osmanlı Devletinde padişahın yanında Mebusan Meclisi ve Ayan Meclisi yönetimde görev almıştır. Mebusan Meclisi’nin kurulmasıyla Osmanlı halkı vekillerini seçerek Mebusan Meclisi’ne göndermiştir. Böylece Türk tarihinde ilk defa halk yönetime ortak olmuştur. Böylece Osmanlı Devletinde “Meşruti Monarşi” dönemi başlamış ve yönetim biçiminde değişiklik olmuştur.
Cevap B
[/hide]


50. Osmanlı Devleti’nde Has ve Zeamet topraklarının aşağıdaki özelliklerinden hangisi, bu toprakların “maaş karşılığı” olarak verildiğinin en güçlü kanıtıdır?

A) İşlenmeyen toprakların geri alınması
B) Gelirinin fazla olması
C) Mülkiyetinin devlete ait olması
D) Devlete asker yetiştirilmesini sağlaması
E) Rütbe ve derecelere göre verilmesi


[hide]50. Osmanlı Devletinde genel olarak toprağın mülkiyeti devlete aitti. Has ve zeamet devlet toprakları arasında yer alıyordu. Yıllık geliri 100.000 akçe üzerin deki topraklara has, yıllık geliri 20.000- 100.000 akçe arasındaki topraklara zeamet ismi verilmiştir. Yüksek dereceli devlet memurlarına maaş karşılığı olarak haslar, orta dereceli devlet memurlarına maaş karşılığı olarak zeametler verilmiştir.
Soruda devlet topraklarından has ve zeamet topraklarının özellikleri verilerek ‘maaş karşılığının” en güçlü kanıtı sorulmaktadır. E seçeneği en belirgin özelliktir. Çünkü topraklar devlet memurlarının rütbe ve derecelerine göre verilmiştir.
Cevap E
[/hide]


51. XVIII. yüzyılda Rusya, Osmanlı Devleti’nin sınırları içinde istediği yerde konsolosluklar kurma ve Osmanlı Devleti’nin Ortodoks tebaasına ilişkin söz söyleme hakkına sahip olmuştur.
Aşağıdakilerden hangisi, bu durumdan çıkarıla
bilecek sonuçlardan biri değildir?

A) Osmanlı ülkesinin Rusya’nın etkisine açık olduğu
B) Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışabileceği
C) Osmanlı ülkesinde yaşayan Hıristiyanlar arasındaki dayanışmanın arttığı
D) Osmanlı Devleti’nin Rusya karşısında zayıf düştüğü.,
E) Osmanlı Devletindeki Ortodoks tebaanın, isteklerini Rusya’ya iletme imkanına kavuştuğu


51. Bu soruda, Osmanlı Devleti’nin Küçük Kaynarca Antlaşması’yla Rusya’ya verdiği ayrıcalıklardan bahsedilmiştir. Rusya’nın Osmanlı ülkesinde konsolosluk kurabilmesi ve Ortodokslar hakkında söz söylemesi A, B, D ve E seçeneklerini içermektedir. Ancak Küçük Kaynarca Antlaşması’nda verilen imtiyazların Osmanlı ülkesindeki Hıristiyanlar arasında dayanışmayı arttırdığını göstermez. Çünkü, Hıristiyanlık Ortodoksluk, Katoliklik, Protestanlık gibi mezheplere ayrılmış ve mezhepler arasında mücadeleler XVIII. yüzyılda da devam etmiştir.
Cevap D


52.XVIII. yüzyılda Osmanlı Devletinde ayanlar, halk tarafından seçilmiş; kendilerine devlet tarafından,vergi toplama, fiyatları kontrol etme ve bulunduğu bölgenin güvenliğini sağlama vb. konularda yetki verilmiştir.

Bu durum aşağıdakilerden hangisinin bir göstergesi değildir?

A)Ayanlığın resmiyet kazandığının
B)Ayanların halkı temsil ettiğinin
C)Ayanların, halkın üzerinde etkili olduğunun
D)Halkın yanların çalışmalarından memnun olduğunun
E)Bazı konularda denetim sağlamak için devletin ayanlarla işbirliği yaptığının


52. Sorunun öncülünde Osmanlı Devleti’ndeki ayanlıkla ilgili bazı uygulamalardan bahsedilmiştir. Ayan; bir bölgenin, bir ülkenin ileri gelenleri ve sözü geçen onurlu kişilerine denir. XVIII. yüzyılda devlet otorite 5mm zayıflaması üzerine güçlenen ayanlar, XIX. yüzyılın başlarında kontrolden çıkmıştır. Bundan dolayı II. Mahmut ayanların varlığına son vermiştir. Osmanlı Devleti’nin yanlara vergi toplama, fiyatları kontrol etme ve bulundukları bölgenin güvenliğini sağlama yetkisi vermesi A, C ve E seçeneklerinin, yanları halkın seçmesi B seçeneğinin göstergesidir. Verilenler içerisinde halkın ayanların çalışmalarından memnun olup olmadığı yer almamıştır.
Cevap C



53. XIX. ve XX. yüzyıllarda gerçekleşen aşağıdaki olaylardan hangisinin “milliyetçilik” i yansıtmadığı savunulabilir?

A) Birinci Dünya Savaşı’nda Arapların Osmanlı Devletine karşı İngilizlerle işbirliği yapması
B) Yunanistan’ın Osmanlı Devletinden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesi
C) Osmanlı Devleti’nin bir Avrupa devleti sayılması
D) Avusturya - Macaristan veliahdının bir Sırp öğrenci tarafından öldürülmesi
E) Bosna - Hersek ve Sırbistan’da bağımsızlık hareketlerinin başlaması


53. 1789’da ortaya çıkan Fransız İhtilali sonrasında yayılan milliyetçilik akımı, içerisinde birçok ulusu barındıran Osmanlı İmparatorluğu’nu etkilemiş ve parçalanmasına neden olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içerisinde yer alan Arapların İngiltere tarafına geçerek Osmanlı imparatorluğuna karşı mücadele etmesi, Yunanistan’ın ayrılarak bağımsız bir devlet kurması, Bosna - Hersek ve Sırbistan’da bağımsızlık hareketlerinin başlaması milliyetçilik il kesini yansıtmaktadır. Ayrıca başka bir imparatorluk olan Avusturya-Macaristan’da anlaşmazlıkların çıkması milliyetçilik akımıyla ilgilidir. Rusya’ya karşı Osmanlı toprak bütünlüğünü korumaya çalışan İngiltere ve Fransa gibi devletler 1856 Paris Antlaşması’nda Osmanlı Devletini Avrupa devleti saymışlardır. Bu durumun ulusçuluk akımıyla ilgisi yoktur.
Cevap C



54. Tanzimat döneminde, Osmanlı Devletinde Avrupa ile ilişkiler artmış, ülkede gazeteler çıkarılmış, bu gazetelerde siyasi ve kültürel konularda yazılar yazılmaya başlanmıştır.

Aşağıdakilerden hangisinin bu durumun sonuçlarından biri olduğu savunulamaz?

A)Halkın aydınlanması
B)Halkın yenilik hareketlerine öncülük etmesi
C)Halkın çevrede olup bitenlere ilgi duyması
D)Okuma ve yazmanın önem kazanması
E)Kültürel iletişimin artması


54. XIX. yüzyılda Osmanlı imparatorluğu’nun Avrupa uluslarıyla ilişkileri yoğunlaşmış ve Avrupa’daki gelişmelerin takip edilmesine önem verilmiştir. II. Mahmut tarafından Avrupa’ya gönderilen öğrenciler geri dönmüş ve Tanzimat döneminde (1839 - 1876), ülkede bazı değişikliklerin yapılması için çalışmışlardır. Bunlardan bazıları gazetelerin çıkarılması ve devle tin icraatlarının eleştirilmesi olmuştur. Osmanlı Devleti, gazetelerin çıkarılmasını maddi olarak desteklemiştir. Ancak Osmanlı halkı yenilik hareketlerine öncülük etmemiştir. Islahat hareketleri padişah ve devlet adamları tarafından organize edilmiştir.
Cevap B



55. Atatürk, Birinci Dünya Savaşı’nda Suriye ve Hicaz’da bulunan Türk ordusunun sevk ve idaresinde Almanların söz sahibi olmalarından rahatsızlık duymuş ve bunu Savaş Bakanı Enver Paşa’ya gönderdiği bir raporda dile getirmiştir.

Bu durum Atatürk’ün aşağıdakilerden hangisini önemsediğinin bir göstergesidir?
A) Bağımsız devlet anlayışını
B) Ordudaki disiplini
C) Türk - Alman dostluğunu
D) Arap topraklarında başlayan ulusçuluk hareketlerini
E) Türk ordusunun birden fazla cephede savaşmakta olduğunu


55. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordularını Alman komutanların sevk ve idare etmesi, Osmanlı Devleti’ni bağımlı bir duruma düşürmüştür. Atatürk, bu duruma itiraz ederek bağımsız devlet anlayışını önemsediğini ortaya koymuştur.
Cevap A


56. TBMM’nin 23 Nisan 1920 tarihinde açılması üzeri ne kurulan Vekiller Heyeti’nin programında, halk dilinden toplanacak kelimelerle bir sözlük oluşturulacağı belirtilmiştir.

Bu durumun aşağıdakilerden hangisi için bir hazırlık olduğu savunulamaz?

A) Türkçe’nin zengin bir dil olduğunun kanıtlanması
B) Kültür alanında inkılaplar yapılması
C) Konuşma ve yazı dili arasındaki farkın ortadan kaldırılması
D) Türkçe’nin ulusal dil haline getirilmesi
E) Türkçe’nin dünyada yaygın bir dil olduğunun Gösterilmesi


56. TBMM içinde oluşturulan Vekiller Heyeti’nin aldığı karar Türk diline önem verildiğini ve zengin bir dil olduğunun ortaya konulmaya çalışıldığını, konuşma ve yazma dilleri arasındaki farkların kaldırılmasına yönelik olduğunu göstermektedir. Dil ile ilgili yapılacak bir çalışma kültürel inkılapları da beraberinde getirmiştir. Örneğin; Türk Dil Kurumu gibi. Ancak halk dilinden toplanacak kelimelerle bir sözlük oluşturulması Türk dilinin dünyada yaygın olduğunu göstermez.
Cevap E



57. Anlaşma Devletleri’nin 22 Mart 1922 tarihinde Türkiye ile Yunanistan’a verdikleri ateşkes önerisinde şu hükümler yer almıştır:

I. Tarafların ordularını araç ve gereç bakımından güçlendirmesinin engellenmesi
II. iki taraf birlikleri arasında 10 km’lik, askerden arındırılmış bir alan bırakılması
III. Müttefikler arası bir komisyonun Türk ordusunu ve askeri durumunu denetlemesi

Bu hükümlerden hangileri, öneride Yunanistan’ın gözetilmiş olduğunu gösterir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III


57. Sakarya Savaşı’nda Türk ordusunun Yunan birliklerini mağlup etmesi üzerine Anlaşma Devletleri 22 Mart 1922’de Türkiye ile Yunanistan’a ateşkes önerisinde bulundular. Ancak Anlaşma Devletleri bu önerilerinde Yunanistan’ı gözetmişlerdir. ili. öncül de yer alan “Müttefikler arası bir komisyonun Türk ordusunu ve askeri durumunu denetlemesi” hükmü bu durumun bir göstergesidir. Anlaşma Devletleri söz konusu hükümle yalnız Türk ordusunu denetim altına almak isteyerek yanlı hareket etmiş, Yunanistan’ın tarafını tutmuşlardır.
Cevap C




58. İsmet İnönü, Lozan Konferansı’nın iç tüzük çalışmalarında,
I. Türkçe’nin Fransızca, İngilizce gibi konferans dili olmasını
II. “Karadeniz’de kıyısı olan devletler” ifadesi yeri ne bu devletlerin adlarının yazılmasını
III. Komisyon başkanlıklarından birinin de İngiltere, Fransa ve İtalya’nın yanında Türkiye’ye verilmesini önermiştir.

Bu önerilerden hangileri, İsmet İnönü’nün konferansta uluslararası eşitlik kurallarına uyulmasını sağlamaya çalıştığını gösterir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) I ve III


[hide]58. Lozan Konferansı’nın çalışma kuralları belirlenirken Anlaşma Devletleri kendileri için avantaj oluşturacak koşullar sağlamak istemişlerdir. Buna karşılık Türk heyetinin başkanı İsmet İnönü” Fransızca ve İngilizce gibi Türkçe’nin de konferans dili kabul edilmesi” ve “komisyon başkanlıklarından birinin de İngiltere, Fransa ve İtalya’nın yanında Türkiye’ye verilmesi” önerileri ile Anlaşma Devletleri’nin bu çalışmalarına karşı çıkmış ve uluslararası eşitlik kurallarına uyulmasını istemiştir.
Cevap E
[/hide]


59. “Ulusal egemenliğin dayanağı ‘halkçılıktır.” yargısı,
I. Cumhuriyetçilik
II. Devletçilik
III. İnkılapçılık

ilkelerinden hangilerini doğrudan destekler?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III


[hide]59. Atatürk ilkelerinden halkçılık, toplumsal alanda eşitliği ve fertlerin yönetime diğer fertlerle eşit olarak katılımını öngörür. Cumhuriyetçilik, yönetimde hal kın eşit olarak seçimlere katılarak pay sahibi olmasını öngörür. Halkçılık, ulusal egemenliği temel alan Cumhuriyetçilik ilkesinin bütünleyicisidir.[/hide]


60. Atatürk, 1 Kasım 1934’te TBMM’nin toplantı yılını açarken, “Ulusal, ince duyguları, düşünceleri anlatan yüksek deyişleri toplamak; onları biran önce, genel son musiki kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu düzeyde Türk ulusal musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir.” demiştir.

Atatürk bu sözüyle aşağıdakilerden hangisini vurgulamıştır?

A) Türk musiki tarihinin çok eskiye dayandığını
B) Türk müziğinde çağdaşlaşmanın gereğini
C) Türk müziğinde batı tarzındaki müziğe de yer verilmesi gerektiği
D) Türk müziğinin evrensel müziğe olan katkısını
E) Müziğin evrensel boyutta algılanmasının önemini


[hide]60 Atatürk’ün 1 Kasım 1934’te TBMM’de yaptığı bir konuşmada ulusal, ince duyguları, düşünceleri anla tan yüksek deyişleri söyleyişleri genel son musiki kurallarına göre işlemek gerektiğini belirterek bu deyiş ve söyleyişlerin çağdaşlaştırılmasının önemini vurgulamıştır.
Cevap B
[/hide]


61. Türkiye’de,
I. Ayrıcalık işareti olan unvanların kullanılmasının yasaklanması
II. Eğitim ve öğretimin birleştirilmesi
III. Miladi Takvimin kabul edilmesi

gelişmelerinden hangilerinin “imtiyazsız, sınıfsız ve kaynaşmış bir ülke” oluşturmayı amaçladığı savunulabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III


[hide]61. 1934 yılında çıkarılan bir kanun ile imtiyaz ve sınıf belirten paşa, ağa, hacı, hoca, hafız, bey, beyefendi, hanım, hanımefendi gibi unvanlar kaldırılmıştır.
1924 yılında Tevhidi-i Tedrisat Kanunu çıkarılarak eğitim - öğretim faaliyetleri birleştirilmiş ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. Böylece;
- Yabancı okulların ayrıcalıkları kaldırılmıştır.
- Medreseler kapanmış, mektepli-medreseli çekişmesi ortadan kaldırılarak kültür çatışması önlenmiştir. I. ve II. öncüller sınıfsız, imtiyazsız ve kaynaşmış bir toplumun oluşturulmasının amaçlandığını göstermektedir.
Cevap D
[/hide]



62. Atatürk, Türk milletine gideceği yolu gösterirken, “Dünyanın her türlü ilminden, buluşlarından, ilerlemelerinden yararlanılacaktır; ancak temel, kendi içimizden çıkarılmalıdır.” demiştir.

Atatürk bu sözüyle, milli eğitimde çağdaşlığın, aşağıdakilerden hangisi üzerine temellendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır?

A) Birlik ve bütünlük B) Ulusallık C) Eşitlik

D) Laiklik E) Sevgi ve sorumluluk


[hide]62. Atatürk, inkılap hareketlerini gerçekleştirerek Türk ulusuna ilerlemenin yollarını göstermiştir. Bu sırada dünya uluslarının gelişmelerinden yararlanarak (Örneğin, Medeni Kanun, Mil Takvim vs.) Türk toplumunun çağdaşlaşmasını sağlamıştır. Ancak çağdaşlaşmanın temelini ulusal değerlerimize dayandırmıştır.
Cevap B
[/hide]


63. I. Kütahya - Eskişehir savaşları - Kurtuluş Savaşı
II. Deme ve Tobruk savaşları - Trablusgarp Savaşı
III.. Çanakkale savaşları - 1. Dünya Savaşı
Yukarıdakilerden hangileri “Kesin sonuç alınmadığı sürece, bir savaşın kaybedilmesi savaşın tüm den kaybedilmesine neden olmaz.” yargısını doğrulamaktadır?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III


[hide]63. Verilen seçenekler içerisinde bu sorunun doğru cevabı yoktur. Çünkü, Türk ulusu Kurtuluş Savaşı’nın bir parçası olan Kütahya - Eskişehir Savaşlarını kaybetmesine rağmen Kurtuluş Savaşı’nı kazanmıştır. İtalya, Deme - Tobruk Savaşlarını kaybetmesine rağmen Trablusgarp Savaşı’nı kazanmıştır. İngiltere ve Fransa Çanakkale Savaşlarını kaybet melerine rağmen 1. Dünya Savaşı’nı kazanmışlar dır. Dolayısıyla öncüllerde verilen bilgilerin hepsi sorudaki kurala kanıt olarak gösterilebilir (I, II ve III). ÖSYM bu soruya doğru cevap olarak A seçeneğini vermiştir.
Cevap A
[/hide]

64. I. Genel savaş, bütün güç ve kaynakların sınırsız olarak kullanıldığı topyekün bir mücadeledir.
II. Gayri nizami savaş, düşmanın işgal etmiş olduğu bölgelerde kalan yerli halkın, düşman kuvvetlerine karşı girişmiş olduğu direnme harekatıdır.
III. Soğuk savaş, düşmanın direnme azmini ve iradesini kırmak amacıyla uygulanan siyasi, ekonomik ve psikolojik baskılara, kuvvet gösterileri ne dayanan uluslararası bir gerilimdir.

Türk Kurtuluş Savaşı’nın, yukarıda tanımlanan savaş türlerinden hangilerine açık bir örnek oluşturduğu savunulabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III


64. Osmanlı imparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’nda mağlup olduktan sonra ağır koşullar içeren Mondros Ateşkesi’ni imzalamış, ordularını terhis etmiş. toprakları işgale uğramış ve halkın güvenliğini sağlayamamıştır. Bu gelişmelerden sonra Türk halkı maddi-manevi bütün güç kaynaklarını kullanarak işgal güçlerine karşı direnişe geçmiştir (I. Öncül). Türk halkı kendi yaşadığı bölgeleri işgalden kurtarmak için bölgesel nitelikli Kuvay-ı Milliye birlikler’ kurarak savaşmıştır (II. Öncül). Tekalif-i Milliye Kanunu, halkın kadınıyla erkeğiyle savaşa katılması vs. I. ve II. öncüllere örnek olarak gösterilebilir. Ancak Türk Kurtuluş Savaşı’nın “Soğuk Savaş” yönü yoktur.
Cevap D