OSMANLI TOPLUMUNDA MEYDANA GELEN DEĞİŞMELER

Osmanlı toplum düzeni ve barışı Kanuni’nin son yıllarından itibaren bozulmaya başlamıştır. 1554’lerden itibaren taşra yönetimiyle ilgili olan dirliklerin büyük bir bölümünü ele geçiren kapıkullarının, merkezden bağımsız olarak çiftlik ve malikâneler kurmaları, resmi hüviyet sahibi yeni tip köy zenginini ortaya çıkarmıştır. Bu gelişmelerden sonra tımarlı sipahilerin büyük bölümü dirliklerini kaybetmiş ve işsiz kalmıştır.

Bu gelişmeler sonucunda köylü, geçim sıkıntısı içine düşmüş, elindeki toprağı azalmıştır. Borcunu ödeyemediğinden kendi topraklarında ücretle çalışır duruma gelen köylü, toprağını terk edip göç etmek zorunda kalmıştır.

Dirlik sisteminin bozulmasından sonra Osmanlı toplumunu derinden etkileyen önemli bir faktörde Coğrafi keşiflerdir. Coğrafi Keşifler sonucunda Avrupa’ya getirilen gümüşün kaçak yollardan Osmanlı topraklarına girmesiyle, paranın değeri düşmüş ve fiyatlar %200’lere varan artışlar göstermiştir. Bunun sonucu olarak halk geçim sıkıntısı içerisine düşmüştür.

İşsiz kalan halk eşkıyalık yaparak Anadolu’daki isyanlara katılmıştır. !7. yüzyılın ikinci yarısına kadar devam eden Celali İsyanları halkı önemli ölçüde etkilemiştir.

Bu olumsuzluklara karşı devlet, köylünün mülkünü gasledenlere karşı mücadele ettiyse de tam başarılı olamamıştır.

1- Osmanlı Toplumunda 18. Yüzyılda Meydana Gelen Değişmeler:

Avrupa ile diplomatik ilişkilerin yoğunlaşmasına paralel olarak “Kalemiye” sınıfının önemi artmıştır. Artık sadrazamlar seyfiyeden değil kalemiyeden seçilmişlerdir.

Avrupa’nın etkisi ile çeşitli reformlar yapılmış. Bu reformlar içinde yabancı uzmanlar getirilmiştir.

Devşirme sistemi önemini kaybetmiştir. Bunun sonucunda reayaya mensup kimseler yoğun olarak yönetici kadroya girmiş ve yöneticilerin etnik yapısı Türkler lehine değişmiştir.

18. yüzyılda devlet savaştan çekinmiş, deneyimli, yenilik taraftarı ve İstanbul’daki Avrupalı devletlerin elçileriyle boy ölçüşebilecek tecrübeli kişiler yönetime getirilmiştir.

18. yüzyılda güçlenen gruplardan biride “Ayan ve Eşraf”tır.. 19. yüzyılın başlarında iyice güçlenen ayanlar, merkez üzerinde etkili olmuşlardır. Başlangıçta, ayanlarla bir sözleşme imzalamak (Sened-i ittifak–1808) kalan II. Mahmut daha sonra merkezi idareyi güçlendirerek ayanların gücünü kırmıştır.

Osmanlı Devleti önceleri fethettiği bölgelere Türkleri taşıyıp yerleştirirken, 17. yüzyılın sonlarında ve 18. yüzyılda savaşların kaybedilmesi nedeniyle elden çıkan topraklardan Anadolu’ya gelen insanlar uygun yerlere yerleştirilmeye çalışılmıştır.

Elden çıkan topraklardan gelen ürünlerin telafisi için konar-göçerler yerleşik hayata geçirilmeye çalışılmıştır.

2- Osmanlı Toplumunda Tanzimat ve Sonrasında Meydana Gelen Değişmeler:

Farklı bir anlayışa sahip, batı tarzı okulları bitiren ve yabancı dil bilen yeni bir bürokrat türü ortaya çıkmıştır. Bu yeni bürokratlar Bu yeni bürokratlar, İstanbul’daki yabancı elçilerle ilişki içindeydiler, buda yabancıların Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışmasını kolaylaştırmıştır.

Tanzimat Fermanı ile devlet ile toplum ilişkilerinde yeni düzenlemeler yapılmış, halka yeni hak ve güvenceler verilmiş ve padişahın yetkileri sınırlandırılmıştır.

Islahat Fermanıyla Müslim-Gayrimüslim halk, din ve ırk ayrımı gözetilmeksizin kaynaştırılmaya çalışılmıştır.

19. yüzyılda toprak kayıpları nedeniyle Osmanlı genel nüfusu azalırken, daralan Osmanlı sınırları içindeki nüfus ise kaybedilen yerlerden gelen göçlerle artmaktaydı.

19. yüzyılda ulaşımın buharlı gemiler ve demiryolları ile yapılmaya başlanması, istasyon, rıhtım, depo ve yeni postahane binalarının yapımına yol açmış ve bu binaların kervansaray ve hanların yerini almasını sağlamıştır.

Şehirlerdeki yönetim işleri, askeri sınıfın konaklarından, yeni oluşan bürokrasi için yapılmış devlet dairelerine kaymıştır.

Ayrı mahallelerde oturan milletler bir birine karışarak şehir dışında yeni mahalleler kurmuşlar, yeni zengin ve kozmopolit tabakaların oluşması sağlamışlardır.