"Mareşal Fevzi ÇAKMAK hakkında son yıllarda oldukça yanlış ve maksatlı bilgiler dile getirilmektedir.Bu bilgilerin bir kısmı eksik veya yanlış bilgiden kaynaklanırken bazıları maksatlı yıpratmaya, karalamaya yöneliktir.Bir defa Fevzi ÇAKMAK öz be öz bir Türk ailesinin subay olan bir ferdinin çocuğu olarak İstanbul Rumelikavağı'nda dünyaya geldi.Ömrü, hayatı Türk milletine hizmetle geçti.Bugün onu yanlış tanımamıza veya maksatlı olarak yanlış tanıtılmasına neden olan olay İzmir'e çıkarma yapan Yunan gemisine müdahale edilmesini istemesidir.Düşünebiliyor musunuz;Mondros Mütarekesi imzalanmış,Osmanlı teslim olmuş,Genelkurmay'da görevli bir Türk komutan buna rağmen İtilaf devletlerinin izni ve onayı ile işgale gelen bir gemiye ve işgal güçlerine karşı direnilmesini istiyor.Tabii ki İngilizler bu paşayı görevden aldırarak Trakya'daki Heyet-i Nasiha(Barıştırma Kurulu) heyetine sürmüşlerdir.Hayatı malum, Türk Milli Mücadelesi ve Türkiye için yapılabilecek her şeyi fazlasıyla yapmıştır.Ama İngilizlerin önüne engel olarak çıkması,hareketlerini kısıtlaması, böylece hem onlar için zaman kaybına daha fazla insan ve para kaybına yol açmış olması dolayısıyla İngilizler hep intikam anını kolladılar.Bunu da gerçekleştirdiler. Aslında yanlışlığın ve yanıltılmanın kaynağı başka bir Fevzi Paşa'dır.Bu da Osmanlı Harbiye Nezaretinde önemli bir görevde bulunmuştur.Harbiye Nezareti(Bakanlığı) Müsteşarıdır.Yani önemli ve etkili bir görevdedir.O zaman soyadı olmadığı için bu kişiye Ahmet Fevzi Paşa denilmektedir.Daha sonra BİK soyadını almıştır.İşte Anadolu’da yürütülen Kuvayı Milliye hareketine karşı ve Milli Mücadeleyi baltalamaya yönelik faaliyetleri yapan kişi aslında budur. Yanlışlıkla veya yanıltılarak bu işi Mustafa Fevzi(ÇAKMAK) Paşanın yaptığı söylenmektedir.Halbuki M.Fevzi Paşa bu sıralarda Milli Mücadele yanlılarına silah sevkiyat ve nakliyat işlerinde gizlice yardımcı olmakta,cephaneliklerin yerini şifre ile bildirmekteydi.Yine kendisini makamından İngilizlerin yaka paça çıkardıklarını da unutmayalım.Çünkü Fevzi Paşa bir Türk komutanının kendi rızasıyla makamını terk etmeyeceğini ve kendisinin de terk etmeyeceğini bildirmesi üzerine makamından tartaklanarak kaldırılır.İngilizler bu direnişi de akıllarının bir köşesine not ettiler.Ve ATATÜRK'ün ölümü Türk Milleti açısından bir dönüm noktasıdır.Atatürk zamanında Türk Milletine yaptırılamayan bir çok onur kırıcı uygulama ondan sonra uygulamaya konulacak bir ortam buldu.Yani Atatürk gibi Türk Milletinin haysiyet ve şerefini her şeyin üstünde tutan ve bunun için hiç bir uygulamadan çekinmeyen bir insanın ortadan kalkması Türk düşmanlarına onların yandaşlarına ve intikam peşinde koşanlara imkan sağladı.Mareşal Fevzi ÇAKMAK da bu oyunlardan nasibini aldı ve gözden düşürülmeye çalışıldı.O 10 Nisan 1950 tarihinde hayata gözlerini yumduğunda başta İngiltere(sonra onun misyonunu ABD almıştır) olmak üzere İsrail yanlısı propaganda grupları ve Mason çevreleri onu gözden düşürme faaliyetlerine devam ettiler.Çünkü dünya konjöktürüne bakıldığında İsrail'in bir devlet olması için yaptıkları mücadele zamanı ile Fevzi ÇAKMAK'ın devlette-orduda etki dışına itilmesi aynı zamana denk gelir.Ayrıca ve yine çok önemli olarak dikkat çeken bir husus vardır.Türkçüler-Türk Milliyetçileri üzerindeki baskı hepimizin malumu 3 Mayıs 1944 tarihinde en aşırı boyuta ulaşarak neredeyse Türk Milliyetçiliği mahkeme kararıyla mahkum edilmekle karşı karşıya kalmıştı.Bu tarih çok önemlidir ve tüm Türk Milliyetçileri bu söyleyeceklerime dikkat kesilmelidirler:Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi ÇAKMAK'ın emeklilik tarihi 12 Ocak 1944'tür.Yani ordudan ayrılmış etkinliği de kısıtlanmıştı.Artık Türk Milliyetçiliği sindirilebilir,ezilebilir,yok edilebilirdi.Yani ATATÜRK dönemi tamamen kapatılabilirdi.Fevzi Paşa bunu hissetti.Bir takım girişimlerde bulundu,1948'de Millet Partisi’ne üye oldu.-Bu parti MHP'nin de temeli kabul edilir- ama hep önü kesildi.Çünkü o da bir Türk Milliyetçisi idi ve o da ATATÜRK'le birlikte Masonluğu yasaklayanlardandı.Şimdi neden bu büyük insan hakkında bu kadar yalan yanlış bilgi kirliliği var daha iyi anlaşılmaktadır. Bugün bir çok internet sitesinde veya bazı gazetelerde ortaya atılan iddiaların kaynağı şu olaya dayanmaktadır:Mareşal ÇAKMAK ömrünün sonuna kadar hep yanında bir valizle dolaştı.Bu valiz ÇAKMAK'ın bütün özel bilgilerini ve görevi esnasında eline geçen belgeleri içeriyordu.Bu valize ÇAKMAK sık sık bakar ve bazı yeni belgeler eklerdi.İşte öldüğü zaman aile bir sarsıntı yaşıyor ve aile arasında bir çekişme oluyor.Bu karışık durumdan yararlanan yeğen Adnan ÇAKMAK bu valizi çalarak ABD'ne yasak kelimeürüyor.Hep orada kalıyor.İşte en önemli en kritik belgeler böylece ABD kontrolüne geçiyor.Bu belgelerde Türk Devleti ve Türklük aleyhinde hiç bir şey yok ama bu belgelerin düşman elinde olması bir takım spekülasyonlar yaratacak oluşumların temeli oluyor.
Bugün İnternette,gazetelerde veya bazı kitaplarda yer alan bir şeyhin müridi olduğu,bir tarikata girdiği,masonlara yakın olduğu ve benzer iddiaların tamamı yalan ve mesnetsizdir.Bu bilgiler bizzat kendileri tarafından ortalığa yayılmaktadır.Çünkü Türk Milleti için böyle sembol olmuş ve tarihe damgasını vurmuş bir insanın tarihteki yerinin Türk düşmanları tarafından sarsılması gerekmektedir.ATATÜRK'e de böyle yapılmadı mı.Hasan MEZARCI'nın yine İngiliz istihbaratıyla birlikte ATATÜRK hakkında yalan belgeler düzdüğü bilinmiyor mu.İşte tezgah aynı.Türk'ün değerlerini veya geçmişte kendilerine engel olanları tarih önünde küçük düşürmek, mahkum etmek.Böylece bundan sonra bunlar gibi yapabileceklere göz dağı vermek.SONUÇ:Mareşal Çakmak'ın bir tarikatla bağlantısı bulunduğu,bir şeyhin müridi olduğu,Masonlara yakın olduğu,Atatürk’le arasının açık olduğu gibi bilgiler tamamen yalan ve maksatlıdır.Bu bilgiler ve propagandanın kaynağı şu anda ABD ve orada yaşayan kendisine orayı vatan kabul etmiş bazı kişilerdir.Böylece Türkler için sembol bir şahıs daha enterne edilecek,Türklerle ilgili ne kadar olumlu değer varsa yerle bir edilecektir.Türk insanı bu propagandaya karşı uyanık olmalıdır.Mareşal Fevzi ÇAKMAK Türk Milletinin yetiştirdiği en büyük şahsiyetlerden birisidir.Türklerin övünç kaynağıdır.Bağımsızlık mücadelesinde bir ışıktır.Yok olmakla karşı karşıya bırakılan Türklüğün yolunu aydınlatabilecek umutlardan birisidir.Bu vesileyle 10 Nisan 1950 tarihinde aramızdan ayrılan büyük Türk Milliyetçisi Mareşal Fevzi ÇAKMAK'ı rahmetle ve minnetle anıyoruz.