1. #1

    Üyelik tarihi
    21.Nisan.2007
    Yaş
    32
    Mesajlar
    41


    'Türkler Anadolu'ya 1071'de Girmedi'

    Arkeolojik buluntular ve bilgi, belgeler Anadolu'ya 1071 Malazgirt Zaferi'yle girilmediğini ortaya çıkardı. Anadolu'ya Malazgirt Zaferi'yle girildiği yanlışını düzeltmeye çalışan Afyon Kocatepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ekrem Memiş, "Anadolu Türkler'in ikinci yurdu değildir. Anadolu Türkler'in anayurdudur. Anadolu'da bundan 8 bin yıl önce de Türk devletinin varlığı belgelerle kendini gösteriyor. Bu yanlış öğrencilere öğretiliyor" dedi.

    ÇİVİ YAZILI METİNDEKİ TÜRK KRALI

    Bugün Gazetesi'nin haberine göre; Memiş, tezini belgelere dayanarak şöyle anlattı: "Elimizdeki metinler M.Ö.2 bin 200'lere ait bir olayı anlatıyor. Akat Kralı Mezapotamya'dan gelmiş. Fırat nehrini geçmiş ve Anadolu'ya geçmiş. Anadolu'da o zaman küçük küçük şehir devletleri var. Bu küçük şehir devletlerinden 17'si Hatti Kralı Pampa'nın önderliğinde bir araya gelmişler ve Akat Kralı'na karşı vatanlarını korumak için mücadele etmişler.

    Bu 17 kraldan biri de çivi yazılı metnin 15. satırında geçen Türki Kralı İlşu-Nail'di. Burada geçen Türki kelimesinin Türk olduğuna şüphe yok. 2 bin yıl da buradan koyduğumuzda 4 bin 250 yıl önce Anadolu'da Türk kavmi olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor."

    8 BİN YILLIK GEÇMİŞİ VAR

    Memiş, bu Türk krallığının da Hurri isimli bir kavimden geldiğini belirterek, bu kavmin M.Ö. 3. binde yaşadığını ve dillerinin Türkçe ile aynı dil grubuna girdiğini söyledi. Türki krallığını oluşturan grubun bu kavimden geldiğini ileri süren Memiş, çok geriye gidildiğinde kavmin soyunun 6 binlere dayandığını anlattı. Memiş, “2 bin de milattan sonraki dönemi eklediğinde 8 bin yıllık geçmiş ortaya çıkıyor" dedi.

    KÜLTÜRLERDE KOPUKLUK YOK

    Yazılı metinlerden Hurriler’in geçmişlerinin 3. bine gittiğini kaydeden Ekrem Memiş, “Fakat işin bir de arkeolojik boyutu var. O günden bu güne gelen bir 3 kültür var. İlki neolitik köy kültürü. Onu takip eden 5 binlerde kalkolitik kültür var. Köylerin yerini şehirlere terk ettiği dönem. 3. dönem ise eski tunç çağı. Şehir kültürünün tamamen oluştuğu dönem. Bu üç kültür arasında hiçbir kopukluk yok. Bu kopukluğun oluşmaması kavmin değişmediğine işaret ediyor” dedi.

    TÜRK ADINI TAŞIYAN iLK DEVLET: TURKiLER

    Ekrem Memiş, Huriler'in Anadolu'nun doğu bölgelerinde yaşayan en eski sahiplerinden biri olduğunu ve Anadolu'nun Türkün ikinci vatanı olmadığı, hatta anayurdu olduğunu söyledi. Göktürk Devleti'nin de ilk Türk adını taşıyan devlet olduğu tezini de çürüten Memiş, Hureler'in devamı olan ve M.Ö. binlerde yaşayan Türki Krallığı'nın Türk adını taşıyan ilk devlet olduğunun altını çizdi.

    YETKİLİLER KULAK VERSİN

    "Türk tarihini Hunlar'la başlatıyoruz. Hunlar Orta Asya'da büyük bir devlet kurmuşlar ama ilk değiller. Yetkililerin bu serzenişe kulak vermesi gerek. Çocuklarımıza yanlış bilgiler veriyoruz. Biz buralara sonradan gelmedik. Hep vardık. Bu toprakların o tarihlerden bu yana bizim olduğu gerçeğini görmezlikten gelemeyiz. Ders müfredatlarına bunlar işlenmeli" diyen Memiş, yeni araştırmaları gözden geçirmek gerektiğini belirtti.

    Alıntıdır. Tartışmaya sunuyorum.

    Saygılarımla...

  2. #2
    umuro - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.Mayıs.2008
    Yaş
    41
    Mesajlar
    1,451

    Prof.dr.Ekrem Memiş hoca bu konularda sayısız yazısı ve araştırması var.Elinde belgeler varsa mantıklı geliyor yaptığı çıkarımlar.
    Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür; ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.<br />OFLU/TARİHÇİ<br /><br />

  3. #3

    Üyelik tarihi
    26.Eylül.2007
    Yaş
    44
    Mesajlar
    8

    Dünyada ve Türkiyede sadece Türkler vardı.Sonradan diğer kavimler ortaya çıktı.Zaten bütün dünya işin aslına bakarsanız Türk.Neyse arkadaşlar şaka bi tarafa da bütün dünyanın Türk olması veya 3-5 bin yıl once buraya gelmemiz pek önemli değil, önemli olan bugün dünyaya ne kadar hükmedebildiğimizdir.Yok kızılderiler Türkmüş yok İtalyanlar Türkmüş,Sümerliler... Bunlara takılıp kalmadan biz yolumuza bakalım, bütün bu saydıklarım Türk olsa ne olacak ki?Geçmişimizle övüneceğimize onlardan ders alıp bugüne bakıp, geleceğimizi tayin edelim.Her neyse siz değerli hocalarım zaten bunlara benden daha iyi bilirsiniz.

  4. #4
    raltar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Ağustos.2007
    Yaş
    53
    Mesajlar
    734

    1938’den bu yana, sinsice başlayan ve giderek yükselen bir sesle “Anadolu Türk yurdu değildir !, siz buraya 1071 yılında geldiniz. İşgalcisiniz, yerli değilsiniz” deniliyor.

    Özellikle, 16 Mart 1923, 27 Haziran 1933 ve en son 19 Kasım 1937 tarihlerinde Atatürk, Adana’da yaptığı konuşmalarda; Önce, Anadolu’nun 4000 yıllık Türk yurdu olduğunu söylemiş, ikinci gidişinde 7000 yıldır Türklerin burada meskün olduğunu beyan ederek; Son Adana konuşmasında ise, Fransız işgali altındaki Hatay’ın durumuna atfen, “Kırk asırlık Türk Yurdu asla düşmana terk edilemez” demiştir.

    Atatürk tarafından yapılan bu konuşmalar çok derin çalışmalar ve araştırmaların ürünüdür. Asla tesadüfi değildir.

    Türk Tarih Kurumu’nun kuruluş nedeni de budur.

    Şöyle ki:

    Atatürk’ün tarih araştırmalarına büyük önem vermesi ve Türk Tarih Kurumu’nu kurdurması iki esas-ana gayeye yöneliktir:

    1-Türk milletinin başlangıçtan itibaren millî, medenî, bilimsel ve kültürel varlığı araştırılarak, insanlık tarihine katkıları ve evrensel değeri ortaya konacaktır.
    Böylece, Osmanlı’nın son 100-150 yıllık döneminde husule gelen milli, manevi ve kültürel kopukluk ve erozyon tamir ve telâfi edilecek; Hem de, Türklerin şerefli tarihi bütün dünya tarafından görülecek, bilinecek, yeni nesil olarak yetişen Türk çocukları atalarının büyüklüğünü öğrenecek, onlarla öğünecek ve sistematik bir biçimde içine sürüklendikleri aşağılık duygusundan kurtulacaklardır.

    Diğer taraftan milli tarih şuuru millî bilinci kuvvetlendirecek ve muasır medeniyet seviyesine ulaşmada büyük ilham kaynağı, kuvvet kaynağı olacak; Türk, Türklüğünden asla utanmayacak, aksine bilinçli bir şekilde ataları ve tarihi ile gurur duyacak. İftihar edecek.

    Tarih çalışmalarının asıl gayesi, beklenen ve hedeflenen sonucu budur

    2-Türklere daima, az gelişmiş barbarlar gözüyle bakan, her fırsatta karalayan ve yüzyıllar boyu mesnetsiz iddia, itham ve iftiralar atarak (şimdi Papanın yaptığı gibi) ısrarlı gayretlerle (Türkleri) Anadolu’dan atmaya çalışan Avrupalılara cevap vermek.

    Zira o sıralarda Haçlı ruhunun bir işareti olan “Türkler Anadolu’ya sonradan gelen bir millettir, geldikleri yere dönmelidirler” fikri (bu gün olduğu gibi) oldukça yaygındı.

    Bu nedenle, Türk milletinin eski, büyük, medenî ve güçlü, kuvvetli ve kudretli bir millet (ve devletçilikte en büyük geleneğin sahibi) olduğuna âdeta iman etmiş olan Atatürk, bu inancının sağlam belgelerle ortaya konulmasını istiyordu.

    Ancak bu yapılabildiği takdirde ki, “Türklüğün unutulmuş medenî vasfı” ortaya çıkacak, ve Avrupalıların iddiaları kökünden çürütülecekti. Böylece Türklük dünya milletleri arasındaki şerefli (mutlak surette lâyık olduğu) yerini alacak, Türk gençleri, Avrupa’nın üstünlüğü karşısında aşağılık duygusuna kapılmaktan kurtulacaklardı.

    Ancak, Atatürk, bu ikinci derecedeki gaye için bir tarih tezi geliştirmeyi düşündü. Düşündüğü bu teze göre: “Türk ırkı Anadolu’da ilk devlet kuran bir millettir. Bu ırkın kültür yurdu, ilk zamanlarda iklimi müsait Orta Asya idi. İklimi daha sonra değişti. Yüksek bir ziraat hayatına geçen, madenlerin kullanılmasını bulan bir topluluk göç etmek zorunda kaldı; Orta Asya’dan doğuya, güneye, batıda Hazar Denizinin kuzey ve güneyinde olmak üzere yayıldı; gittikleri yerlere yerleşerek bildiklerini oralara yaydılar ve geliştirdiler; bazı yerlerde yerli halk ile karıştılar. Irak, Anadolu, Mısır ve Ege medeniyetlerinin ilk kurucuları Orta Asyalı brakisefal ırkın temsilcileridir. Biz bugünkü Türkler de onların çocuklarıyız.”


    Bazılarının zannettiği ve art niyetle-kasıtla iddia ettiği gibi Atatürk, Orta Asya Türk tarihine (BÜYÜK ATA YURDUNA) göz yumarak, Türklüğün tarihini Anadolu’nun eski kavimlerine (Sümerler, Hititler, Etiler vs. gibi) bilinçsiz ve dayanaksız teorilerle bağlamaya çalışmamıştır. Aksine, objektif ve gerçekçi bir yaklaşımla Anadolu’nun eski medeniyetleri ile Türk tarihini birleştirme esasına dayanan yeni, doğru ve gerçekçi ‘orijinal tarih tezini’ de; Bütün Türk bilim adamları ve kanaat önderlerinin üzerinde mutabık kaldığı “orijinal bir sentez” olarak Orta Asya Türklüğüne, Ata Yurda bağlamıştır.

    Büyük Ata, Türk İnkılâbının önderi ve Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılarak ebedi istirahatgâhına çekildiği günün hemen ertesinde “karşıdevrim” başlatarak, ezeli Türk düşmanları Lord Kingros ve Lloyd George’un yoluna giren kadrocular, aydınlıkçılar, dahili-harici bedhahlar, sabetay, dönme, devşirme, ateist ve paganlar (batı uşakları, Türk ve İslâm düşmanları tarafından; 11.Kasım.1938’den itibaren, Türk Milletine şânlı geçmişini unutturmak, milli şuur ve köklü medeniyetinden koparmak; Özellikle ve bilhassa ATATÜRK’ ü ebediyen hafızalardan silmek için uygulanan menfur, sinsi emperyalist psiko-harp planına göre: TÜRK ün Anadolu’ ya gelişi inatla-ısrarla; 26.Ağustos 1071 Malazgirt Zaferine dayandırılmaya çalışılmıştır.

    Bu bir Grek (Yunan-Rum), Sanskrit ve Lâtin tezidir. Maksatlı ve yalandır.

    Başta Milli Eğitim Bakanlığı müfredatında yer alan bütün (resmi) ders kitapları olmak üzere, piyasada satılan ve özellikle 1938-1950, 1960-2005 arasında basılan kitapların tamamında bu bilgi böyle verilmekte, yalan söylenmekte, tarih tahrif edilmekte ve körpe beyinler “bilinçle” yıkanmaktadır.

    Yukarda açıklanan menfur süreçte:
    “Anadolu’da kurulmuş bütün eski medeniyetlerde Türklüğün hakkı vardır. Çünkü bütün yüksek kültürler, medeniyetler Orta Asya’dan çıkmıştır. Orta Asya’nın yerli kavmi de Türklerdir” anlayışı, fikir-tez ve gerçeği tersine çevrilerek çok garip, fanatik batıcı ve Türk düşmanlığı ile malul bir mantıkla âdeta:

    “Türklerin ataları eski Anadolu kavimleridir; Orta Asya ile bir ilgileri yoktur. Varsa bile Anadolu’ya geldikten sonra, melez (karma-karışık), orijini kaybolmuş bir millet ortaya çıkmıştır. Biz onların devamıyız” gibi, hiçbir bilimsel yanı ve dayanağı olmayan ve sadece Türk düşmanlarının ekmeğine yağ süren ‘bilim ve gerçek dışı bir iddia” şekline getirilmiştir.
    Maalesef itibar edilen de budur.

    Tekrar Mustafa Kemal’e kulak verelim. Bakınız ne diyor büyük önder: “Bu memleket, (ANADOLU) dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin ‘Yüksek tecellisine’ sahne oldu. Bu sahne en aşağı yedi bin senelik öz Türk yurdu ve Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı; Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; Sonra onlara alıştı; Onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğun tabiatı oldu; Şimşek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, Türk; Dünyayı aydınlatan güneştir.” Devamla:

    “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına ‘Türk Milleti’ denir. Dünya yüzünde ondan daha büyük, ondan daha eski, ondan daha namuslu, dürüst, temiz ve onurlu bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.” (Mustafa Kemâl ATATÜRK) İşte Anadolu ve Anadolu Türk’ü budur !

    M.Nevruz Sınacı’nın “Kırk Asırlık Türk yurdu” makalesinden alıntı.
    Başlıgıg yükündürtümüz,tizligig sökürtümüz / Başlıya başeğdirdik,dizliye diz çöktürdük.

  5. #5

    Üyelik tarihi
    10.Ocak.2008
    Yaş
    47
    Mesajlar
    67



    Sayın Servet Somuncuoğlu’nun ödüllü belgeseli “Karlı Dağlardaki Sır” yoğun istek üzerine yeniden yayınlanacak!
    2007 Aralık ayında yayınlanan belgesel bizi “Sibirya’dan Anadolu’ya” kadar taşa vurulmuş Türk izleri konusunda bilgilendirmişti. Belgesel, Türk Tarihinin yeniden gözden geçirilmesi konusunda fikirlerin doğmasına sebep oldu. Şimdilik bir suskunluk var ilim âleminde. Ya tam anlayamadılar ya da hala şoktalar. Yayının tekrarı, hem şokta olanlar için hem de izleme fırsatı bulamayanlar için güzel bir fırsat.
    Mutlaka izleyiniz.

    Yayın Saatleri
    20.06.2008 02:05 / TRT2
    20.06.2008 08:25 / TRT2

  6. #6

    Üyelik tarihi
    28.Nisan.2009
    Mesajlar
    26

    Arkadaşın dediği gibi yıllar önce girse ne olacak?

  7. #7

    Üyelik tarihi
    29.Ekim.2009
    Yaş
    29
    Mesajlar
    32

    Pekala bu böyle ise, neden her kaynakta 1071 de diye geçiyor?Şahsen inanmıyorum.Eğer bu böyle olsaydı tarihçiler neden şimdiye kadar birşey söylemediler!

    Çelişkili!
    ŋe kadarıŋız gerςek, kaςıŋız doğru ??

Benzer Konular

  1. Türklerin Anadolu'yu Vatan Olarak Seçmesinin Başlıca Nedenleri
    Konu Sahibi ilteriş Forum Türkiye Tarihi Ders Notları
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 10.Mayıs.2009, 12:36
  2. Cevap: 0
    Son Mesaj : 18.Ocak.2009, 01:36
  3. Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Planları (acil lütfen)
    Konu Sahibi parsifal Forum Döküman Hususunda Soru(nu)m Var
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 13.Ekim.2008, 00:42
  4. Bu sınıf ve öğretmeni henüz tatile girmedi
    Konu Sahibi umuro Forum Eğitim Haberleri
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 01.Temmuz.2008, 15:39
  5. Türkler Anadolu'ya 1071'de girmedi mi?
    Konu Sahibi umuro Forum Tarih Haberleri
    Cevap: 4
    Son Mesaj : 10.Mayıs.2008, 13:15

Bu Konu için Etiketler

Giriş