Eman, pek çok manalar ifade etmekde olup, başlıca; himaye etmek,emniyet vermek, yardım etmek, teslim almak manalarını karşılar. Devletler hukukunda' ise, düşmana emniyet altında olduğuna dair verilen söz veya yapılan işaret yerinde kullanılan bir tabirdir. Harb sırasında verilen"eman" de, harb hali uzadığında,eman verilen şahıs zimmi ise "cizye"
öder. Eman verilmesine ya "imam" müsaade veya onun temsilcileri olan"müminler müsade eder". Halk dilinde' daha ziyade "aman" şeklinde kullanılır. .

Eman'ın istimal tarzı, şu nevilerdedir:

Eman bi'l-kinaye: Emanı bir karine ile anlatan bir tabir veya işaret ile verilen eman demektir. Bu tabir veya işaretin eman olduğuna görüp itaat gösterenler emana kavuşmuş olurlar. İslam erkekleri, ses işitilmeyecek
kadar uzak bir mesafede ve kendi kuvvetleri arasında bulunan birdüşman eri, müslümanların bulunduklan tarafa silahsız olarak gelip, sesini işittirecek bir mesafede eman dilediği takdirde emana nailolur.

Eman bi'l-kitabe: Harb edenlere yazılı eman gönderilmek suretiyle verilen emandır.

Eman-ı amm: Harbeden düşmanın hepsine birden verilen emandır ki,bir Müsalaha demektir.

Eman-ı hass: Salahiyetli birinin düşmandan bir veya müteaddid şahsa vermiş olduğu emandır.

Eman-ı muvakkat: Muayyen bir zamana kadar verilen emandır. O müddetin bitmesiyle sona erer. Mütareke demektir.

Eman-ı müebbed: Zaman kaydı olmaksızın verilen emandır. Sulh yapmak demektir.

Eman-ı sarih: "Sana emin verdim" ve "siz eminsiniz" ve "size bir
zarar yoktur" gibi bir tabirle verilen emandır.Kendisine eman verilmiş olan şahsa müste'men, istiman eden yani aman dileyen şahsa da müste'min denilir.

Prof. Dr. Aydın TANERi