Abdülhamid Efendi büyük hedefleri için büyük hayaller kuruyordu. Gelecekte Osmanlı devletini tekrar eski ihtişamına kavuşturmayı düşünüyor ve bu alanda kendisini yetiştirmeye çalışıyordu. Zamanın süper güçlerini yakından izliyor, politikalarını, Osmanlı devleti üzerindeki sinsi emellerini ve ülke içindeki uzantıları hakkında bilgiler ediniyordu.

Çevresi hayallerini anlamaktan uzaktı. Küçük düşünenler büyük düşünenleri anlayamadığı gibi yaşça büyükleri ve hatta hocaları dahi kendisini anlamaktan acizlerdi.

"Çocukluğumdan beri ciddi bir tabiatım vardı. Oyun oynamayı sevmezdim. Daha pek küçük yaşımda beşeriyetin mevcudiyetine dair ciddi mevzular üzerinde düşünmeye başladım. Hayal peresttim. Bu halimden dolayı, hocalarım beni azarlar, babama şikayet ederlerdi." (4)

Abdülhamid Efendi, daha şehzadeliğinde bile ilim ehli insanlarla, devletin önemli mevkilerindeki yöneticilerle sık sık görüşüyor, fikir alışverişinde bulunuyordu. Sadece yerli şahsiyetlerle değil, yabancı devlet adamlarıyla görüşerek onlardan Avrupa hakkında bilgiler ediniyordu.

Zamanın mekteplerinde okutulan derslerin yeterli olmadığını, bunlara yeni derslerin eklenmesi gerektiğini söylüyordu. Bilhassa bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeleri yakından takip ediyor ve bu gelişmelerin okullarda ders olarak okutulmasını istiyordu.

İlme olan merakı, oyun ve eğlenceden uzak hayatı gözden kaçmıyordu. Fırsat buldukça kitap okuyor, yerli ve yabancı basını yakından takip ediyordu. Ceride-i Havadis,Tasvir-i Efkar, Basiret gibi gazeteleri muntazaman alıyor, Çaylak, Çıngırak, Tatar gibi mizah dergilerinin etkilerini de takip ederek halk üzerindeki tesirlerini müşahede ediyordu. Avrupa gazetelerini ise ünlü kıraathane sahibi Sarafim Efendi ve kitapçı Elnino vasıtasıyla getirtiyor, okuyor ya da tercümesini yaptırmak suretiyle takip ediyordu. Bazı fikir ehli yazarlarla sohbeti ihmal etmiyordu.

Spor ve at biniciliği Lala Mehmet Sadık ağa ve Mabeynci Os-man Efendi'den, silah talimlerini ve diğer askerlik bilgilerini hünkar yaveri çeşitli subaylardan, Mehmed Zafir Efendi'den Şaziliye tarikatını, Rumeli kazaskeri Halebli Ebü'1-Hüda efendi'den Kadıriyye tarikatını öğrenerek zamanın ilimlerini tahsil etti.

Sadece mektepteki eğitimle iktifa etmedi. Kendisini yetiştirmek için durmadan çalıştı. Okudu ve nihayetinde çok kültürlü, dünya siyasetini, memleketin içinde bulunduğu şartları, zamanın süper güçleri ve içteki uzantılarının maksatlarını iyi kavrayarak gelecekte takip edeceği ince siyasetinin temelini attı.

Abdülhamid Efendi, bilginin gücünü, kamuoyu oluşturan sebepleri çok iyi tetkik etmekteydi. Dikkat ve disiplin yeteneği, elde edilen sonuçları, bilgileri zamanı ve yerinde kullanma yeteneği de mükemmeldi. (5) Herşeye rağmen Abdülhamid han iyi bir eğitim gördü. Ferid ve Şerif efendiden Arabiyi, Kazasker Ali Mahvi Efendi ve sadrazam Safvet Paşa'dan Farisi'yi, Gümüşhanevi Ömer Hulusi Efendi'den tefsir, hadis, fıkıh ilimlerini, Gardet, Edhem ve Kemal Paşalardan Fransızca'yı; vak'anüvis (tarihçi) Lütfi Efendi'den ise Osmanlı tarihi derslerini gördü.

Alıntıdır.