1. #1

    Üyelik tarihi
    18.Nisan.2007
    Yaş
    32
    Mesajlar
    374


    Osmanlı Ordusunda Deliler

    Osmanlı kara ordusuda görevli bir askeri birliğin ismidir.

    Üzerlerine ayı veya sırtlan postundan kılları dışarıda şalvarlar giyerlerdi. Başlarında tüylü bir miğfer, ellerinde de yine tüylü bir kalkan bulunurdu. Ayaklarında mahmuzlu çizmeleri vardı. Deli adını almalarının sebebi gönüllü 20-25 yaş arası gençlerden oluşmalarıydı ve savaşlarda ordunun en ön saflarında çarpışmalarıydı. Bayraklarında "Kaderde ne varsa o gelir başa" yazılıydı.

    Türkler, Boşnaklar, Hırvatlar, ve diğer slav halklarından oluşturulan Osmanlı birlikleri. Rumeli beylerbeyi ve serhat beylerinin maiyet askerleri arasında yer alırlar. En tehlikeli görevlere korkusuzca atılmaları yüzünden bu ismi aldılar. Korkutucu bir görünümleri vardı. silah olarak eğri pala, kalkan, mızrak ve bozdoğan taşıyan deliler, başlarına pars ya da benekli sırtlan derisinden yapılmış bir başlık giyerlerdi. kalkanlarını da yine kuş tüyleriyle süsleyen delilerin giysileri aslan, kaplan ve tilki postundan, şalvarları da ayı ya da kurt derisindendi. Ayaklarına ise "serhatlik" denen sivri burunlu mahmuzlu bir çizme giyerlerdi. sonradan giysilerinde değişiklik yapıldı, 17.yy'dan itibaren başlarına bir arşın uzunluğunda siyah kuzu derisinden üstü sarıklı bir kalpak giymeye başladılar. gözünü budaktan sakınmayan yürekli ve korkusuz kişiler oldukları için efsanevi bir ünleri vardır.

    Bir rivayete göre de ıslatılmış mermer üzerine çıplak elle tokat atarak talim ederlerdi.iri yarı adamların ellerinde sadece bir kalkanla ve dahi kimi zaman o bile olmaksızın üzerlerine saldırdığını gören düşman askeri ne olduğunu anlayamadan, mermere meydan okuyan meşhur Osmanlı tokadıyla karşı karşıya gelir, ve bunun nasıl bişey olduğunu anladığında ya ölü ya da artık savaşamayacak denli sakat bir asker olurdu. Osmanlı tokadı deyimi buradan çıkmıştır.
    Batılılar geldiklerinde ellerinde incil,bizim elimizde ise topraklarımız vardı.Bizlere gözlerimizi kapatarak dua etmeyi öğrettiler.Gözlerimizi açtığımızda ise bizim elimizde incil onların ellerin topraklarmız vardı..

  2. #2
    raltar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Ağustos.2007
    Yaş
    53
    Mesajlar
    734

    YAKIN ÇAĞDA “ DELİ” VEYA “DELİL”LER

    Bilindiği üzere Osmanlı askeri teşkilrında 15.yüz yıl sonlarından itibaren “deli” veya “delil” denilen bir çeşit gözünü budaktan esirgemeyen süvari sınıfı meydana çıkmıştı.Halk bu sınıf askere yaptıkları işlere ve savaşlardaki davranış tarzlarına göre haklı olarak “deli”demelerine rağmen devletin resmi yazışmalarında bu süvarilere “delil” deniliyordu.
    1828-1829 Osmanlı,Rus savaşında deli birliklerinin hala mevcut olduğunu görüyoruz.Sözü edilen savaşta Osmanlı delilerinin hareketlerine ve yaptıkları işlere ilişkin olarak,İngiliz deniz yüzbaşısı Adolphus Slade’nin yazdığı hatıratında oldukça geniş bilgilere rastlıyoruz.Aşağıda okuyacağınız yazı bu hatırattan kısaltılarak alınmıştır.
    “…deli süvarilerin Şumnu’dan ovaya çıkışları,şövalye dönemlerindeki büyük kahramanlara benziyordu.Deliler,ellerindeki mızraklarını havaya atıp tutarak ve Yörük atları üzerinde uçan kuş sürüleri gibi ovaya birden yayılıyorlar,bu hücumları sırasında fazla hızlarından bazen başlarındaki yüksek ve tüylü kalpaklar havaya fırlıyor,güzel atların bol yeleleri ve uzun kuyrukları rüzgarla uçuşarak Rus hatlarına birden atılıyorlar,mızraklar karşılıklı birbirine çatışırken birkaç Rus öldürüyorlar veya kendilerinden bir kaçı ölüyor.Sonra kalanlar atlarını bir anda döndürüp yıldırım gibi çark yaparak aynı hızla geri çekiliyorlardı.Lakin geri çekilirken de öylesine bir dağılıyorlardı ki ikisini bir yere görmek mümükün olamıyordu.Bu aniden dağılma hareketinin sebebi de,daha önce onlar için Ruslar’ın hazırlamış oldukları topların salkım ve sakolta atışlarından kurtulmak içindi.Zaten bu delilerin saldırışlarıyla çekilişleri öylesine yıldırım gibi oluyordu ki çok zaman arkalarından top mermisi bile yetiştirilemiyordu.
    Bir seferinde Sadrazam Reşit Paşa da mevkisine uygun düşmeyecek bir şekilde ve yok yere bir deli gurubunun başına geçerek bir akına katılmış….Rus topçu ateşi başlayınca Türk delileri aynı süratle çekilirken,Reşit Paşa’nın geride tek başına kaldığını kimse fark edememiş.Ruslar ise,böyle ortada,parlak elbiseleriyle ve süslü silahlarıyla tek başına kalmış bir Türk olduğunu fark edince bir Kazak yüzbaşısı hemen atlanıp siperden fırlayarak üzerine gitmiş ve onu kolundan yakalamış. İşte,Osmanlı serdarının Ruslar’a tutsak düşmak üzere olduğunu fark eden bir deli,bir anda atını geri çevirip yıldırım gibi üzerine vararak,önce bie tabanca kurşunu ile hemen o anda Kazak yüzbaşısını alnından vurup düşürdükten sonra Sadrazamın atının dizginlerini yakalayarak yine aynı şimşek gibi hızla Şumnu Kalesi’ne çekilip gitmiş.”
    Başlıgıg yükündürtümüz,tizligig sökürtümüz / Başlıya başeğdirdik,dizliye diz çöktürdük.

Bu Konu için Etiketler

Giriş