Nazi Almanya’sının Rusya’yı işgal planıdır. Wehrmacht’ın Sovyet topraklarına saldırdığı 22 Haziran 1941 tarihinde başlayan harekat, Kızıl Ordu’nun Berlin’i işgal ettiği 2 Mayıs 1945 tarihine kadarki Doğu Cephesi savaşlarının açılış hamleleridir bir bakıma.

Almanyanın plan ve hazırlıkları

Kuzey Ordular Grubu

Kuzeyde Von Leeb’in Kuzey Ordular Grubu, Hoepper’in 4. Zırhlı Grubuna eşlik eden iki ordu, Fin ordusunun da katkısıyla Doğu Prusya’dan saldırarak Leningrad’ı ele geçirecektir.

Ortada Von Bock’un Merkez Ordular Grubu, Guderian’ın 2. Zırhlı Grubu, Hoth’un 3. Zırhlı Grubu ve iki ordu ile Polonya-Beyaz Rusya sınırından, Minsk ve Smolensk üzerinden Moskova üzerine yürüyecek.
Guderian’ın 2. Zırhlı Grubunda üç zırhlı kolordu bulunmaktadır. Toplamda beş zırhlı tümen ve üçü motorize olmak üzere dört piyade tümeni ile bir süvari tümeninden oluşan bir kuvvettir bu.
General Hoth’un 3. Zırhlı Grubu ise toplam üç zırhlı tümen ve iki motorize piyade tümeninden oluşan iki zırhlı kolordu ile üç piyade tümeninden oluşan bir piyade kolordusu bulunmaktadır.
Güney Ordular Grubu

Güneyde Von Rundstedt’in Güney Ordular Grubu yer alıyor. Üç ordu ve Von Kleist’in 1. Panzer Grubu ile Romanya, Macar ve Slovak birlikleri, bir koldan Polonya-Ukrayna, diğer koldan da Romanya-Beserabya sınırından hareketle Ukrayna'yı işgal ederek Kiev’e ulaşacak, Dinyeper ırmağını geçince de Merkez Ordular Grubuyla koordineli bir harekata girişecekler.

Asıl sıklet merkezi, merkez bölüm olacaktı. Her üç grup da yaklaşık eşit güçte olmakla birlikte Merkez Ordular Grubunun emrinde, diğerlerinden bir fazla, yani iki zırhlı grup bulunmaktadır.
Bu hareket tarzıyla Almanlar, Rus topraklarına dört koldan birer kama gibi girecekler –Güney Ordular Grubu iki koldan taarruz ediyor- Rusya’nın batıdaki birliklerini kuşatarak imha edeceklerdir. Bu birliklerin Rusya’nın içlerine doğru çekilmesi kesinlikle engellenecektir. Zırhlı birlikler ise Rusya’nın derinliğine dalacak ve yeni savunma mevzileri oluşturulmasını önlerken, diğer yandan da kuşatılmakta olan Rus birliklerinin geri bağlantısını kesecekti. Hitler'in bu stratejisinin Clausewitz’in temel prensiplerinden birine ne denli uyduğu ortadadır. “... düşmanın esas kuvvetlerini muharebe alanında yok etmek.”

Sovyetler Birliği'nin yıldırım hızıyla işgalini hedefleyen Barbarossa Planının başaralı olması için Sovyet kıyılarının da ablukada tutulması gerekiyordu. Bu etkinliği Atlas Okyanusu kıyılarında sağlamak kolay görünse de Sovyetlerin Karadeniz kıyılarının da ablukada tutulması önemli bir sorundu.
O tarihte Türkiye savaşta tarafsızdı. Montrö Antlaşması gereğince boğazların kontrolü Türklerin elindeydi. Bu da Alman donanmasının boğazlardan geçemeyeceği anlamına geliyordu. Hitler'in bu konudaki kararını bilmeden önce Amiral Reader, o sırada Kuzey Denizi'nde konuşlanan Tip II sınıfı denizaltıları Karadeniz'e geçirmenin yollarını arıyordu. Hitlerin Türk hükümütinden Atılay, Yıldıray, Saldıray denizaltılarını satın alma taleperli de kesin bir biçimde reddedilince, Almanlar açısından yeni bir yola başvurmak zorunluluğu doğdu.
Bu yol son derece zor ve zahmetli olmasına rağmen imkansız değildi.Alman donanmasının Karadeniz'de operasyonlara başlayabilmesi için Amiral Raeder'in denizlatıları Kuzey Denizi'nden Karadeniz'e nakletmesi gerekiyordu. Bu amaçla altı denizaltı seçildi. Bunlar U9, U18, U19, U20, U23 ve U24 adlı botlardır. Tip II - B sınıfı bu denizaltıların boyu 42.7, genişliği 4.1 metre olup her biri 270 ton ağırlığındaydı.
Raeder bu nakliye işleminin dört aylık bir süre içinde gerçekleşeceğini öngörmekteydi.Nakliye işlemleri üç aşamada gerçekleştirilecekti. Denizaltılar ilk olarak Hamburg'dan Dresden'e KaiserWilhelm Kanalı ve Elbe Nehri üzerinden getirilecek, Dresden'den Ingostadt'a otoyoldan karayolu ile taşınacak ve Ingolstadt'tan Glatz ve Köstence'ye (Tuna Nehri'nden) geçilerek Karadeniz'e indirilecekti.
1942 Sonu ve 1943 başında tüm denizaltılar nakledildi ve 30. Denizaltı Filotillası adı altında Karadeniz'de operasyonlara başladı. 27 Ekim 1942'den 25 Ağustos 1944'e kadar Sovyet gemilerine karşı 56 operasyon geçekleştirdiler ve toplam brüt 45 bin 426 grostonluk gemi batırdılar.
Ancak 25 Ağustos 1944 tarihinde Romanya'nın Almanya'ya savaş ilan etmesiyle filonun kaderi değişti. Altı denizaltıdan üçü Sovyet donanması tarafından batırıldı. Geriye kalan üç denizaltıyı Alman hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti'ne satmayı teklif etti. Ancak Türkiye bu teklifi de reddetti. 1944 Yazı sonunda Amiral Karl Dönitz denizalıtların Sovyetler'in eline geçmeden Karadeniz'den çıkışlarının mümkün olmadığını gördü. U19, U20 ve U23'ün komutanlarına denizlatıları Türkiye kıyılarına yakın yerlerde batırmaları ve mürettebatlarını fark edilmeden -o tarihte Alman işgalinde bulunan Yunanistan üzerinden- Almanya'ya geçirmeye çalışmaları emrini verdi. Verilen emre uygun olarak denizaltılar komutanları tarafından batırıldıysa da mürettabatları Türkler tarafından yakalanarak 1945 yılı sonuna kadar Beyşehir'de özel bir kampta tutuldular.
U20'ye ait batık, 1994 yılında Türk Deniz Kuvvetleri'nce, Karasu civarında yapılan bir tatbikat sırasında (Sakarya nehrinin Karadeniz'e döküldüğü noktanın yaklaşık 40 mil açığında tespit edildi.

kaynak:tr.wikipedia.org