Radyo:

Radyonun ilk olarak Macaristan�da 19. yüzyıl sonlarında Budapest Registar adıyla telefonlu (kablolu) radyo olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Kişisel iletişim aracı olarak tasarlanan telefon o zamanlar müzik ve haber yayını için kitle iletişim aracı gibi kullanılmıştı ve bir santrala bağlanan telefon sahipleri ortak yayını dinliyorlardı. Ama gerçek anlamda ilk radyo yayını 1920 yılında ABD�de Pittsburg�da yapıldı. Ancak telsiz iletişimi olarak daha öncelri radyo teknolojisi kullanılmaya başlanmıştı. Örneğin meşhur Titanic gemisi 1912 yılında batarken elektromanyetik dalgalar kullanan bir telsiz ile yardım istemişti. ABD donanmasının telsiz telgraf ve telsiz telefonla (dolayısıyla da radyo ile) ilgisi başlangıçtan itibaren oldukça sıkıdır. RCA ve Marconi şirketleri Amerikan donanmasının talepleriyle güçlendiler. Marconi radyoyu icadına giden yolda Maxwell, Hertz Tesla gibi bilim adamlarının birikimlerinden yararlanmıştır. Radyonun gelişiminde galenli basit detektörlü alıcılar dahil amatör radyocuların da katkıları büyüktür. Ancak radyo gerçek gücüne De Forest tarafından geliştirilen lamba (vakum tübü) ile kavuştu. Seri üretim ile radyo alıcıları giderek ucuzladı ve kitleselleşti. Vericiler de daha güçlü imal edilerek daha geniş kapsama alanlarına kavuştular. 1930�lara gelindiğinde radyo önemli bir toplumsal etki gücü olarak siyasal alanda dikkati çekti ve Nazi deneyimi II. Dünya savaşının radyolar savaşı olarak anılması sonucunu doğurdu.