1. #1
    raltar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Ağustos.2007
    Yaş
    53
    Mesajlar
    734


    Sunum : Tuğrul Yakarçelik / Tarih Öğretmeni
    Özel Alman Lisesi

    Başlık :
    Tarih Öğretiminde Alternatif Sınav ve Ders İçi Uygulama Örnekleri


    Bugün Türkiye'de liseyi bitirmiş ve meslek sahibi olmuş bir çok insan var. Bu insanlarla tanıştığınızda ve mesleğinizi söylediğinizde ilginçtir 'aaa ben tarihi çok severim' ya da 'bizde bir tarih öğretmeni vardı' şeklinde cümlelerle karşılaşıyorsunuz. Konuşma uzadıkça insanlar lisedeki tarih öğretmenlerinin komik davranışlarından ya da 'savaşları ne kadar ezbersiz' olarak anlattıklarından söz ediyorlar.
    'Tarih eğitiminden geriye kalanlar bunlar mı olmalı' diye sorarak başlamak lazım. Bir Lise öğrencisinin liseyi bitirdiğinde tarih eğitiminden ne kazanması gerektiğini tartışmak gerekiyor. Şu anki biçimiyle tarih öğretmenleri sürekli olarak ders anlatıyorlar ve öğrencilerden bu dersleri dinlemelerini ya da kitaplardaki belirli bölümleri 'çalışarak gelmelerini', ya da defterlerine ders kitaplarının ünite başlarında yer alan hazırlık sorularını yanıtlamalarını, sonra da bunları ezberleyip ezberlemediklerini kontrol amacıyla sözlü sınav uygulamasını devreye sokuyorlar. Yazılı sınavlar ise adeta kitaplardaki bilgilerin aynen tekrarlanması esasına dayalı, anımsamaya dönük sorular. Kim daha iyi ezberlerse o daha iyi not alıyor.Traji-komik bazı şablonlar oluşuyor sınavlarda : örneğin tarih öğretmeni 'Malazgirt Savaşının sonuçlarını anlatınız' diye soruyor ve öğrenci bu soruya 'Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı' diye yanıt veriyor ve not alıyor; kendini de başarılı hissediyor. Öğrenciler açısından bakıldığında, biraz empatiyle bu tür bir eğitim-öğretim yönteminin tam bir kabus olduğunu söylemek için kahin olmaya gerek yok.
    Ders kitaplarının vahim durumu ise Tarih Vakfının 90'ların başında gerçekleştirdiği Kapadokya toplantısı ve bir milat niteliği taşıyan Salih Özbaran'ın Tarih ve Öğretimi (1992, Cem Yayınları) kitabından bu yana tartışılıyor. Çeşitli Medya kuruluşlarında bu tartışmalara yer veriliyor Örneğin NTV ve CNN-Türk'de ders kitaplarının neden bu kadar kötü olduğu ve yerine ne konması gerektiği hakkında çeşitli programlar yayınlanıyor; yazılı basında yer alıyor vs. Ancak tüm bu tartışmalar yaklaşık 20 yıldır Türkiye'nin gündeminde olmasına rağmen değiştirmek için herhangi bir adım atılmıyor. Tabi bu sorun devlet kurumlarının çözmek zorunda olduğu bir sorun. Bu müfredat anlayışı ve bu yöntemlerle sağlıklı ve tarih bilinci almış kuşakların yetişmesini beklemek çok zor. Kişisel çabalar ise bütün samimiyetine rağmen sınırlı bir kitle içinde kalıyor ve genele yayılamıyor. Belki yayınevlerinin kar beklentileri ya da devletin siyasal yaklaşımından çekinceler yüzünden sadece belirli düzeydeki akademik çevreler içinde oldukça zayıf kalıyor bu tartışmalar. Bizler özel okullarda bir şeyler yapmaya çalışsak da okullaşma oranının hala % 1'ini temsil ediyoruz. Geriye kalan %99 devlet okuluna bu çalışmaları taşıyamıyoruz; aktaramıyoruz. Öğretmen sendikaları aslında önemli bir iletişim aracı olabilir ancak politik kaygılar ya da özlük haklarına ilişkin talepler daima akademik taleplerin gerisinde kalıyor. Oysa bütün bunlar bir gerçeği değiştirmiyor : 1992 yılından bu yana geçen yaklaşık 12 yıllık dönemde binlerce öğrenci liseyi bitirdi ve bitirmeye devam ediyor : üstelik bu tartışmalardan ya da üretilen materyallerden hiç haberi olmadan !
    Konunun vahim yanlarından biri de ÖSS. Tarih öğretimi dersanelerin elinde bir başka boyuta taşınıyor. Altın bir sözcük var dersane öğretmenleri ve öğrencilerin elinde : yorum sorusu ! İşin ilginç yanı ÖSS'ye hazırlık kitapları incelendiğinde kalın siyah puntolarla konu aktarımlarının arasına alınmış, şık bir biçimde çerçevelenmiş 'yorum' bölümlerinin yer aldığı dikkat çekiyor. Yani ezber süreci korkunç bir hal daha alıyor : bir soru bilgi sorusu değilse mutlaka yorum (!) sorusudur ! Ve öğrenciler bu yorum adı altında kendilerine sunulan bilgiyi de ezberliyorlar ve yorum yapıyorlar ! Örneğin geçmiş yıllarda sorulan bir tarih sorusu şöyleydi :
    1. Tapates adı verilen halı ve kilimler kullanırlardı
    2. Saban kırmak ve öküz öldürmenin cezası ölümdü
    Yukarıdaki bilgiler Frigler hakkında nasıl bir sonuca varılmasını sağlar ?
    Yanıt 'tarım ve hayvancılıkla geçindikleri' idi. Bu sorunun ÖSS'de sorulduğu yıllardan sonra yayınlanan tüm ÖSS hazırlık kitaplarını karıştırdığımızda öğrencilere Frigler konusu aktarılırken 'Tapates adı verilen halı ve kilimler kullanırlardı' biçiminde bir bilginin notlar arasına yazıldığını görebilirsiniz. Ve bu yaklaşıma yorum deniyor...
    ÖSS sınavlarının düzenlenmeye başladığı 70'li yıllardan bu yana tarih sorularında mekana ait hiçbir haritanın ya da görsel malzemenin yer almaması da bu ezber sürecini katlayan bir yaklaşım. Neden sormuyorlar acaba ?

    Tüm bu olumsuzlukları bir kez daha başlıklandırmak gerekirse :
    1. Ezberi sürekli kılan bir öğretim yöntemi
    2. Çok kötü düzenlenmiş tamamen ideolojik kılıflarla üretilmiş bir müfredat
    3. Sınav uygulamalarının tamamen anımsamaya dönük sorulardan oluşması
    4. ÖSS hazırlık aşamasında ezberin bu kez test tekniği ile geri dönülmez bir biçime sokulması
    5. Öğretmenlerin şikayetçi olması ancak ne yapacaklarını bilmemesi ve üstüne üstlük denetime tabi oldukları için yapılan çalışmalar konusunda isteksiz davranmaları; bir başka deyişle müfettiş korkusu !
    6. Mesleki eğitimin tamamen öğretmenlik üzerine kurulu 'pedagojik' ağırlıkta seçilmesi ve akademik alana taşınmaması
    7. Ders kitaplarının yazarından, seçenine ve pazarlamasına kadar çok büyük bir rant oluşturması
    8. Tarih müfredatının Atatürk'ün ölümüyle bitmesi, oysa İkinci Dünya Savaşından sonra kurulan düzenin yıkıldığı bir dünyada yaşadığımızın unutulması ya da unutturulması
    9. Görsel malzeme yetersizliği, ya da görsel malzemenin kullanılmaması inadı
    10. Öğrencilerin tamamen pasif durumda yer almaları

    Daha pek çok sorun dile getirilebilir. Ancak bu sorunları tümüyle aşmak şu an için mümkün görünmediğinden bizim ürettiğimiz çalışmaların neler olduğu ve hangi ihtiyaçlara cevap verdiğini vurgulamak gerekiyor.

    Şöyle bir sorudan yola çıkılabilir .
    1. Tarih dersleri de fen ya da matematik dersleri gibi 'çalışılan, problem çözülen, alıştırmalar yapılan' bir derse dönüştürülebilir mi ?
    2. Tarih derslerinde öğretmen anlatımlı bir modelin yerine öğrencilerin aktif olarak sınıfta katıldıkları bir yöntem bulunabilir mi ?
    3. Bu modele uygun olarak yazılı-basılı malzemeler üretilebilir mi ?

    Bu üç soruya yanıt ararken, müfredatta ve bu müfredata uygun olarak yazılmış ders kitaplarında yer alan konuların daha açıklayıcı ve öğrenme sürecini pekiştirici hale getirmesi için yalnızca sınavlar ve testlerin yeterli olamayacağı tespitinden yola çıkarak, öğrenciler için sınıfta uygulama için çeşitli malzemeler üretmeye çalışıldı. Bu malzemelerin tanıtımını bir örnek üzerinde gerçekleştirmenin konuyu çok daha anlaşılır hale getireceğini düşünerek bir sınıf içi uygulamasını amaçlarıyla birlikte yazdım. Okuyacağınız metin yaklaşık olarak iki yıldır okulumuzda 10.sınıf öğrencilerine uygulanıyor.


    Çalışmanın Amacı :

    ' Coğrafi Keşifler gibi dünya tarihine yön veren bir konuyu öğrencilerin sınıf içinde harita üzerinde uygulama yaparak öğrenmesini sağlamak; mekanları tanımalarını sağlamak
    ' Coğrafi Keşifler döneminde Osmanlı İmparatorluğu Tarihi ile bir karşılaştırma yapmalarını sağlamak
    ' Teknolojik gelişmeleri kavramalarını sağlamak ve Osmanlıların son üç yüzyılda neden bu gelişmelere uyum sağlamakta güçlük çektikleri sorusunu farklı perspektiflerden düşünmelerini sağlamak
    ' Tarihin nasıl yazıldığına ilişkin somut örnekler görmelerini sağlamak; metin karşılaştırmaları yaparak Coğrafi Keşifler dönemine ilişkin farklı anlatım modellerini bir arada görmelerini sağlamak biçiminde özetlenebilir.


    Uygulama :

    Bir önceki derste öğrencilerden
    ' kırmızı, yeşil, mavi, siyah renklerde kalemler
    ' Bir tarih atlası
    ' Bir coğrafya atlası
    ' Ders kitabı getirmeleri isteniyor

    Aşağıda yer alan metin fotokopi olarak tüm sınıfa dağıtılıyor. Öğrencilere istek tek başlarına isterlerse de grup halinde çalışabilecekleri hatırlatılıyor. Metnin uzunluğu dikkate alındığında bu çalışmanın 40 dakikalık bir ders sürecinde bitmeyeceği anlaşılabilir. Bu durum göz önüne alınarak, çalışma üç ders saatine yayılabiliyor veya sınıfın konuları işleme sırasına göre bitirilemeyen bölümler ev ödevi olarak verilebiliyor.

    Sonuçlar :

    Öğrencilerle çalışmadan sonra yapılan görüşmelerden aşağıdaki sonuçlara varılmıştır :

    1. 40 dakika boyunca öğretmeni dinlemekten çok daha fazla keyif aldıklarını belirtmişlerdir.
    2. Bu çalışma sırasında Dünya Coğrafyasına ilişkin bilmedikleri pek çok mekan olduğunu fark ettiklerini ifade etmişlerdir
    3. Farklı farklı tarihsel anlatımların hangi nedenlerden kaynaklanıyor olabileceğine ilişkin sorular yöneltmişlerdir
    4. Ders kitaplarında yer alan 'yeteneksiz padişahların tahta çıkması' gibi nedenlerin çok dışında dünya ölçeğinde meydana gelen bazı değişimlerin Osmanlıları etkilediği sonucuna ulaştıklarını belirtmişlerdir
    5. Gemi ve silah teknolojilerindeki gelişmeleri bu çalışmayı yapana kadar hiç duymadıklarını vurgulamışlardır.


    Çalışmanın ardından öğretmen konuyu ana hatlarıyla anlatmış, öğrenciler kendi buldukları sonuçlarla öğretmenin anlattıklarını karşılaştırma olanağı bulmuşlardır.

    Makalenin devamı için http://www.4shared.com/file/74246509...d27/Sunum.html
    Başlıgıg yükündürtümüz,tizligig sökürtümüz / Başlıya başeğdirdik,dizliye diz çöktürdük.

  2. #2
    ilteriş - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.Nisan.2007
    Yaş
    47
    Mesajlar
    6,777

    Okurken büyük keyif aldım. Hazırlayan ve bizimle paylaşanın eline sağlık. Lakin yazı da "Coğrafi Keşifler" için ayrılan ders saati 3. Yani uygulanabilirliği çok düşük.
    YAZILI KAĞIDI HAZIRLAMAK NE KADAR ZAMANINIZI ALIYOR? Soru Bankamızı ziyaret etmek için tıklayınız.
    DOSYA İNDİRMEKTE SIKINTI MI YAŞIYORSUNUZ?
    FORUMA DESTEK OLMAK MI İSTİYORSUNUZ?
    ALTIN ÜYE OLUN.
    AYRINTILI BİLGİ İÇİN TIKLAYINIZ.


    Ölmek yenilmek değil yüceltmektir şanını

  3. #3

    Üyelik tarihi
    03.Şubat.2009
    Mesajlar
    107

    Ders kitabı yazımına örnek olabilir.

    Uygulamada bazı zorluklar olduğu konusuna katılıyorum.
    Ders saati sıkıntısı.
    Derse hazırlıklı gelme.
    Hazırbulunuşluk bunlardan bir kaç tanesi.

  4. #4

    Üyelik tarihi
    25.Mayıs.2009
    Yaş
    42
    Mesajlar
    5

    çok güzel.ama bu yanlız alman lisesinde uygulanabilir

Benzer Konular

  1. Tarih Öğretiminde yazma becerisi
    Konu Sahibi evlad-_Fatihan Forum Tarih Dersi Yöntem ve Stratejileri
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 24.Eylül.2010, 22:26
  2. Tarih öğretiminde birinci elden kaynakların kullanımı
    Konu Sahibi evlad-_Fatihan Forum Tarih Dersi Yöntem ve Stratejileri
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 24.Eylül.2010, 22:23
  3. Tarih Öğretiminde yeni yaklaşımlar
    Konu Sahibi evlad-_Fatihan Forum Tarih Dersi Yöntem ve Stratejileri
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 24.Eylül.2010, 22:19
  4. Tarih Öğretiminde yeni yöntem ve teknikler
    Konu Sahibi whiteflag977 Forum Tarih Öğretmenliği Sorunları
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 12.Ekim.2009, 00:40
  5. Tarih Öğretiminde Beyin Temelli Öğretim Stratejileri
    Konu Sahibi adana Forum Konuya Göre Örnek Anlatım Çeşitleri
    Cevap: 1
    Son Mesaj : 03.Şubat.2009, 21:03

Giriş