Hadise ben askerdeyken oldu.Bir deniz astsubayı ile birlikte jeep içerisinde Çanakkale�nin Kirtepe köyüne gidecektik. Bir akşam üstü karargahtan çıktık. Kirtepe köyü yakınlarında yolda giderken, jeepin farları karşıma acayip bir müfreze çıkardı. Nasıl heyecanlandım, nasıl frene bastım, bende bilmiyorum.
Araba zınk diye durunca, astsubayım neredeyse camdan fırlayacaktı, döndü bana biraz sertçe sordu:
-Ne var neden durdun?
Elim ayağım tir tir titriyordu, dedimki:
-Komutanım, siz görmüyormusunuz? Önümüzden tüfekli, teçhizatlı bir manga asker, yolu bölmüş gidiyor, Bakınız , hemen ileride�

Bu askerlerin kıyafetleri şimdiki gibi değildi. Ben kim olduğunu ne olduğunu anlamadığım için aptallaşmışken, astsubayım gözlerini ovuşturup yerinden kalktı, oturdu ve mırıldandı:
-Çanakkale harbideki askerlerin kıyafetleri bu�
Başlarında fes var; hepsi poturlu.
-Sizde gördünüzmü komutanım?
-Görmezmiyim? Nizami adımla karşıya geçiyorlar. Biz rüya görmüyoruz değilmi?
-Hayır komutanım. Görevdeyiz ve Kirtepe köyüne gidiyoruz.
-Ama ben hayal gördüğümü sanmıyorum. Sende görüyormusun?
-Görüyorum komutanım, görüyorum. Nedir bu böyle?

Hiçbir şey söylemeden müfreze geçene kadar bekledik. Yolun karşısına geçip ağaçlık arazide bir sis bulutu gibi kayboldular. ikimizde donduk kaldık. jeepi hareket ettirip ilerlemeye başladık. Ama ikimizinde benzi kül gibi. Kirtepe köyüne vvardığımızda bizim şoke olmuş halimizi gören kahveden yaşlı bir amca,yarı muzip gülerek halimizi hatrımızı sordu:
-Ne o komutanım,nöbet mangasınamı rastgeldiniz yoksa?
-Şey,evet�Nedir bu? anlatırmısınız?

-Sizde mi gördünüz yoksa?
İhtiyar adam:
-Ah komutanım,ah, diye başladı söze ve şöyle devam etti.
Bu manga Çanakkale savaşında nöbet tutan bir mangadır. Fransızlar bu bir manga askeri şehit etmişler o zaman, ama o şehit manganın askerleri, ne hikmettir bilinmez her akşam güneş battıktan sonra görevini yerine getirmek için gidiyormuş gibi uzaklardan gelirler, yolu karşıdan karşıya geçerler ormanın içine yürüyüp kaybolurlar� nöbet mangası onlar�