1. #1
    raltar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Ağustos.2007
    Yaş
    53
    Mesajlar
    734


    RODOS VE ONİKİ ADA'NIN İTALYANLARCA İŞGALİ

    Ulusal birliğini sağlayıp yeni bir güç olarak ortaya çıkan İtalya,diğer Avrupa devletleri gibi sömürgecilik politikasını benimsemiştir.Sömürgecilik yarışında geç kaldıklarının farkında olan İtalyanlar,kolayca ulaşabilecekleri Kuzey Afrika'ya yöneldiler. İtalya, Trablusgarb ve Bingazi'yi işgal etmek için hemen harekete geçmedi; hazırlık devresi yaklaşık otuz yıl sürdü. Bu süre zarfında İtalyan emperyalizminin öncü kuvvetleri Trablusgarb ve Bingazi'ye yerleştiler; Banco Di Roma sürdürdüğü faaliyetlerle ülkenin iktisadî hayatına egemen olurken İtalyan okulları ve misyonerleri de işgale zemin hazırlamaya çalıştılar.

    Bu arada İtalyan diplomasisi de boş durmadı. Trablusgarb ve Bingazi'nin İtalyan nüfuz alanı olduğunu gizli antlaşmalarla büyük devletlerin hepsine kabul ettirdi.

    1911 yılına gelindiğinde İtalya'nın işgal hazırlıkları tamamlanmak üzereydi. İtalyan Hükümeti, 1911 Temmuz'unda Avrupa başkentlerindeki elçilerine bulundukları devletler nezdinde teşebbüse geçerek İtalya'nın işgal harekatını başlatmak niyetinde olduğunu bildirmeleri talimatını verdi.İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya ve Avusturya, İtalya'nın isteğine olumlu cevap verdiler. Yalnız savaşın Balkanlara sıçramasını istemiyorlardı.

    İtalya, askeri ve diplomatik hazırlıklarını tamamladıktan sonra 29 Eylül 1911'de Osmanlı Devletine savaş ilan etti. İtalyan askerî ve siyasî çevreleri Trablusgarb ve Bingazi'yi kolayca işgal edebileceklerini tahmin ediyorlardı. Böyle düşünürlerken pek de haksız sayılmazlardı;zira İtalyan işgal tehlikesine bir türlü ihtimal vermeyen Hakkı Paşa Kabinesi son ana kadar savunma tedbirleri almadığı gibi var olan tedbirleri de adeta İtalyanlara davetiye çıkarırcasına zayıflatmıştı.

    Savaş başladığı sırada Trablusgarb'ı savunacak ne askerî güç ne de vilayetin başında vali ve kumandan vardı. Kuzey Afrika'daki bu son Osmanlı toprağı kaderiyle başbaşa bırakılmışa benziyordu. Buna rağmen modern silahlarla donatılmış, sayıları yüz bini bulan İtalyan işgal kuvvetleri azmin ve inancın direnişi karşısında umduğu kolay galibiyeti bulamadı. Gönüllü Türk subaylarının direnişin başına geçmelerinden sonra İtalyan işgal kuvvetlerine karşı başlatılan düzenli saldırılarda direniş kuvvetleri büyük başarılar elde ettiler. İtalya, geriye dönüş köprülerini atmak için 5 Kasım 1911'de Trablusgarb ve Bingazi'yi topraklarına kattığını ilan etti.

    Savaşın fazla uzamasını istemeyen İtalya, ilhak kararının etkili olmadığını görünce Osmanlı Devleti'ni barışa zorlamak için savaşı başka alanlara kaydırmayı düşünmeye başladı. Böyle bir teşebbüs İtalya'ya bir çok yararlar sağlayabilirdi. Herşeyden önce Trablusgarb ve Bingazi'ye yardım gönderilmesinin önüne geçilecekti. Savaşın yayıldığını gören Osmanlı Devleti, ciddi şekilde barışı düşünecek; uğranılan başarısızlıklardan dolayı İtalyan kamuoyunda meydana gelen hoşnutsuzluk bir nebze de olsun hafifletilebilecek; Balkanlarda statükonun bozulmasını istemeyen büyük devletlerin barışı sağlamak için harekete geçmeleri sağlanabilecek ve Şark'da İtalyan ticaretine karşı Osmanlı Devletince başlatılması düşünülen boykotu önleyebilecek bir baskı oluşturabilecekti.
    Başlıgıg yükündürtümüz,tizligig sökürtümüz / Başlıya başeğdirdik,dizliye diz çöktürdük.

  2. #2
    raltar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Ağustos.2007
    Yaş
    53
    Mesajlar
    734

    İtalya, Akdeniz'de harekete geçmeden önce büyük devletlerin onayını almak istiyordu. İlk başvuru Avusturya'ya yapıldı. Avusturya'nın İstanbul'daki elçisi Pallavichi Ekim 1911 ortalarında hükümetini İtalya'nın niyetinden haberdar etti. Avusturya Hariciye Nâzırı Aerental böyle bir teşebbüsün balkanlarda statükoyu bozacağını ve 1887 tarihli üçlü İttifak antlaşmasının 7. maddesiyle tesbit edilmiş Avusturya çıkarlarına zarar vereceğini ileri sürerek karşı çıktı.

    Taraflar arasındaki diplomatik temaslarda İtalyanlar, Osmanlı Hükümeti'ni barışa zorlamak için Ege Denizi'ndeki birkaç adanın işgal edilmesinin veya Anadolu sahil kentlerinden birine çıkartma yapmanın Üçlü Ittifak'a aykırı olamıyacağını ileri sürüyor, hattâ Rodos ve Oniki Ada'nın Avrupa'da değil, Asya'da bulunduklarını iddia ediyorlardı.

    İtalya'nın Ege denizi'nde yapmayı tasarladığı harekâttan haberdâr edilen Almanya, başlangıçta ilgisiz davranmış, yalnızca savaş alanının genişlemesinin barışı tehlikeye sokabileceğine dikkat çekmiş, daha sona da Alman İmparatoru II . Wilhelm, Osmanlı Devleti'nin Rodos ve Oniki Ada'da önemsenecek bir askeri kuvveti bulunmadığından Adaları işgal etmenin İtalya'ya hiçbir yarar sağlamayacağını iddia etmiştir.

    Türk-Italyan savaşının Osmanlı Devleti'nin üzerinde yaratacağı etkilerden yararlanıp Boğazlar üzerinde hakimiyet kurmaya çalışan Rusya, İtalya Akdeniz'de harekete geçmek istediğinde, Hariciye Nazırı Sazanof, İtalya'yı teşvik etmekle kalmamış, İtalya Türkiye'yi bir iki hayatî noktasından vurursa Rusya'nın memnun olacağını ve bunun Rus isteklerine sürekli muhalefet eden Türklerin burnunu sürteceğini söylemiştir.

    Fransa ve İngiltere'nin yaklaşımları da diğer devletlerinkinden farklı olmamıştır. Fransız Hükümeti, Osmanlı Devleti barışa yanaşmadığına göre İtalya'nın hareket serbestisine sahip çıkması gerektiğini düşünüyordu. İngiltere ise, İtalya'nın girişeceği harekât çıkarlarını zedelemediği sürece Adaların işgali ve Türk şehirlerinin taciz edilmesinde bir mahzur görmüyordu.

    İtalya, Üçlü İttifak anlaşmasını yenilememe tehdidiyle Avusturya'yı yumuşatmayı başardı. Üstelik Hariciye Nazırı Aerental'in 17 Şubat1912'de ölümü ve yerine geçen Berchtold'un Avusturya-İtalya ilişkilerini düzeltme eğiliminde olması işi daha da kolaylaştırdı ve Avusturya’da işgalin geçici olması kaydıyla Rodos ve Oniki Ada'nın işgaline razı oldu.

    Osmanlı Hükümeti'nde Avusturya-İtalya ilişkilerinin iyi olmamasının savaşın Akdeniz'e kaymasını önleyeceğine dair bir düşünce hakimdi. Londra elçisi Tevfik Paşa, İngiltere'nin tutumuyla ilgili Sadarete gönderdiği 1 Aralık 1911 tarihli telgrafında İngiliz Hükümeti'nin teşebbüsleri sonucu İtalya'nın Adalara ve limanlara saldırıda bulunmayacağına dair teminat verdiğini bildiriyordu. Sadrazam Said Paşa, bu bilgiler ışığında İngiltere'nin savaşın Akdeniz'e kaymasını istemediğine kanaat getirmişti. Said Paşa, Fransa'nın İstanbul büyükelçisiyle görüşerek İtalya'nın tasavvurları hakkında Fransa'nın nasıl bir tavır takınacağını öğrenmek istedi. Elçi, İtalya'nın yakın bir zamanda sonucu belirsiz böyle bir teşebbüste bulunamayacağını, bu hususta İtalyan Hükümeti'nin Fransa' ya teminat verdiğini ve telaşa gerek olmadığını söyledi.

    İngiltere ve Fransa, Osmanlı Hükümeti'ne güven vermeye çalışırken gerçekte İtalya ile yaptıkları gizli antlaşmalara göre hareket ediyorlardı. Bir taraftan İtalya'ya Akdeniz'de harekete geçebileceğini söylerken, diğer taraftan Babıâli'ye İtalya'nın Akdeniz sahillerine ve Çanakkale Boğazı'na saldırmak niyetinde olmadığını ve bu konuda kendilerine
    Başlıgıg yükündürtümüz,tizligig sökürtümüz / Başlıya başeğdirdik,dizliye diz çöktürdük.

  3. #3
    raltar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22.Ağustos.2007
    Yaş
    53
    Mesajlar
    734

    teminat verdiğini söylemekle Osmanlı Devleti'ne karşı Avrupa emperyalizminin izlediği iki yüzlü politikanın bir örneğini sergilemekteydiler.

    Osmanlı elçilerine verilen cevaplar, büyük devletlerin hasta adamı iğfal politikasının birer örneği idi. Babıâli'nin söz konusu teşebbüsü yapılmadan önce Avusturya dışında diğer devletler, İtalya'nın Ege Denizi'nde harekata geçme kararını onaylamışlardı. Osmanlı siyasî çevreleri,büyük devletlerin oynadığı oyundan haberdar olmak bir yana, şüphe bile etmiyorlardı.

    Akdeniz'de harekete geçmeye karar veren İtalya'nın ilk hedefi Beyrut oldu. İtalya'nın Beyrut'a saldırısı, sadece Osmanlı Devleti'ni değil diğer Avrupa devletlerini de rahatsız edecek; bunun sonucunda büyük devletler barışa zorlamak için Babıâli'ye baskı yapacaklardı. 24 Şubat 1912'de bir İtalyan filosu Beyrut'a saldırdı; limanda bulunan iki Türk gemisi batırıldı ve şehir topa tutuldu.

    İtalya'nın Beyrut'u bombardımanı, büyük devletleri harekete geçirdi. İtalya'nın barış şartlarını öğrenen büyük devletler 16 Nisan 1912'de Babıâli'ye başvurarak arzu ettiği barış şartlarının bildirilmesini istediler. Büyük Devletlerin Osmanlı Hükümeti'ne başvurusundan iki gün sonra İtalyan donanması Boğazlara saldırdı. Bu saldırı, Babıâli'yi barışa zorlamak amacıyla yapılmıştı. O tarihe kadar savaşın sıcaklığını yakınında hissetmeyen Osmanlı kamuoyu, İtalyan saldırısına büyük tepki gösterdi; bu da Bâbıâlî'nin büyük devletlere vereceği cevabı etkiledi. 23 Nisan 1912'de Hariciye Müsteşarı Ohennes Bey tarafından açıklanan Osmanlı Barış şartları son derece sert bir lisan ile kaleme alınmıştı.Osmanlı Hükümeti'nin ileri sürdüğü şartlar, İtalya'nın Trablusgarb ve Bingazi'den kayıtsız şartsız çekilmesi demekti.

    Babıâli'nin ileri sürdüğü barış şartları, İtalya'yı savaşı sona erdirmek için yeni çareler aramaya sevk etti. İtalyan hükümeti, Rodos ve Oniki Ada'nm işgaline karar verdi. Buraların İtalya'nın eline geçmesi,İstanbul ve Anadolu sahillerini işgal tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak ve bu durumda da Osmanlı Hükümeti, Adalara karşılık Trablusgarp ve Bingazi'yi İtalya'ya terk edecekti. Avusturya, İngiltere, Fransa ve Rusya'nın Boğazlara ve Anadolu sahillerine karşı girişilen saldırılara gösterdikleri tepkiler de İtalya'nın Adalara yönelmesinde etkili olmuştur.

    İtalyan donanmasının ilk hedefi Stampalia adasıydı. Adada karşı koyabilecek savunma kuvveti mevcut değildi.Karaya çıkan İtalyan askerleri, yerli Rumlar tarafından büyük bir törenle karşılandılar.

    Stampalia'nın işgalinden sonra, 3 Mayıs akşamı Amiral Viale komutasındaki İtalyan filosu Rodos'a doğru yola çıktı. O'nu Amiral Presbitero komutasındaki ikinci filo izledi. İtalyanlar, adada bulunan Türk kuvvetlerinin mevcudunu 2000 ile 5000 kişi arasında tahmin etmekteydiler. Bu yüzden hemen Türk Kuvvetlerinin üzerine yürümeye cesaret edemediler. Ancak adaya çıkardıkları asker sayısı 10.400 kişiyi bulduğunda general Ameglio, Psithos'a yürüme emrini verdi. Hiçbir yerden yardım alamayan Türk askerlerinin en büyük düşmanı yerli Rumlardı, Türklere yiyecek vermedikleri gibi adanın bütün halkı İtalyanlara yardımcı olmak için adeta seferber olmuşlardı.

    15 Mayıs'ta İtalyan saldırısı başladı. Denizden ve karadan başlayan bombardıman karşısında iki gün dayanan Türk birlikleri, kendilerinin on misli kuvvetindeki düşman çemberini yaramayınca teslim, olmaya karar verdiler. 17 Mayıs'ta, 920 Türk askeri başlarında komutanları Abdullah Bey olduğu halde teslim oldular. Böylece Rodos'ta Türk hakimiyeti fiilen sona erdi.

    İtalyanlar, Rodos'tan sonra Leros adasına yöneldiler. Adanın limanına gelen italyan gemileri, karşılarında hiçbir müdafaa kuvveti göremediler. 12 Mayıs'ta karaya 500 asker çıkaran İtalyanlar, Türk karakolunda bulunan 14 Jandarma ile bütün Osmanlı memurlarını esir aldılar. İtalyan donanması, diğer küçük adaları da hiçbir mukavemetle karşılaşmadan işgal etmiştir.

    Adaları işgal harekâtının başlamasıyla birlikte Sakız adası İtalyan donanmasınca ablukaya alındı. İtalyan Hükümeti, Avusturya'dan gelen baskı üzerine bu adanın işgalinden vazgeçmiştir.

    Osmanlı Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Dairesi 28 Mayıs'ta bir bildiriyle Rodos'un işgalini kamuoyuna duyurdu:
    "Rodos'taki askerimiz müteaddit çarpışmalardan sonra son çekildiği mevziinde 48 saat muharebe ederek mevcudiyetinin % 25'ini feda birkaç misli telefat verdikten sonra Rum casuslarının cephane mahalini düşmana ihbarlarından mütevellid cephanesizlik sâikasıyla onmisli bir kuvvete teslime mecbur olmuştur.’’

    Dr. İsrafil KURTCEPHE

    Not: Makale kısaltılmıştır.
    Başlıgıg yükündürtümüz,tizligig sökürtümüz / Başlıya başeğdirdik,dizliye diz çöktürdük.

Benzer Konular

  1. SSCB İşgali
    Konu Sahibi akalin Forum Küreselleşen Dünya Ders Notları
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 15.Eylül.2009, 11:19
  2. Şehzade Cem Neden Rodos Şövalyelerine Sığınmıştır
    Konu Sahibi raltar Forum Çözülenler
    Cevap: 3
    Son Mesaj : 17.Aralık.2008, 20:24
  3. Tunus'un İşgali
    Konu Sahibi raltar Forum En Uzun Yüzyıl Araştırmalar
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 19.Haziran.2008, 14:27
  4. Osmanlı Amiralinin Rodos'taki Türbesini Türk Aile Koruyor
    Konu Sahibi *SüRgÜn* Forum Tarih Haberleri
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 16.Kasım.2007, 16:57
  5. Rodos
    Konu Sahibi erkut Forum Ülkeler Tarihi
    Cevap: 0
    Son Mesaj : 18.Ekim.2007, 12:24

Giriş