Hariciliğin Siyasi Görüşlerinin İtikadileşmesi

AKBULUT, Ahmet


Hz. Osman 'ın devlet başkanı olması, Siyasi İslam Tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı da sayılabilir. Halife Osman, iktidara gelir gelmez, babasının intikamını almak amacıyla üç kişiyi öldüren Ubeydullah b. Ömer meselesi ile karşllaştı. Sahabe arasında bu zata verilmesi gereken ceza konusunda tartışmalar oldu. Çoğunluk kısas uygulanmasını istiyordu. Hz. Osman, siyasi ve psikolojik sebeplerle Hz. Ömer'in oğlu Ubeydullah'a kısas uygulamayıp, Onu bağışladı. Böylece hakkın ve
adaletin sağlanmasından sorumlu olan Halife, Hz. Ömer'in oğlunu koruyarak, suça göre ceza verecek yerde, suçluya göre ceza takdir etmişti. Kaldı ki, devlet başkanının katili bağışlama yetkisi yoktu. Halife Osman'ın bu hukuki tasarrufu, daha baştan bazı müslümanları, dinin ahkamının uygulanması hususunda şüpheye düşürdü. Kısaca, Islamın insanlığa getirdiği temel esaslardan biri olan "suçun şahsiliği" ilkesi Ubeydulah b. Ömer tarafından çiğnenmiş, bu durum müslümanların
halifesince de hoş görülmüştü.

Hz. Osman, "muntazam teşkilatla idare edilen, her tarafta intizam ve asayiş hükümran olan bir devletin başına geçmişti". Bu devlette, Hz. Osman zamanında anarşinin başlamış olması bir raslantı olmasa gerektir. Müslümanlar arasında fırkalaşmanın tohumlarının ekilmesinin ve siyasi kutuplaşmaların belirgenleşmesinin bu yönetim zamanın da olması, acı da olsa bir gerçektir.

Makalenin tamamını okumak için tıklayınız.