Kıbrıs'ta İngiliz Dönemi

Kıbrıs Adası'nda İngiliz yönetimi, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1878'de adayı İngiltere'ye kiralaması ile başladı. Bu kiralama süreci de Osmanlı İmparatorluğu'nun özellikle Balkanlar, Karadeniz, Doğu Anadolu toprakları Rus tehdidi altına girmesi ve Kırım Savaşı ile başladı. 1856'da yapılan Paris Antlaşması ile Avrupa Devletler Hukuku kapsamına alınan Osmanlı İmparatorluğu'nun bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü de garanti altına alındı ve Rus baskısından kısa bir süre kurtulmuş oldu. Ancak Rus tehdidi, kendini Balkanlar ve Osmanlının doğu topraklarında tekrar gösterip bir savaşa 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'na yol açınca bu durum Avrupalı devletlerin ilgisini Osmanlının zayıf durumuna yöneltti.[1] Avrupalı güçler, Rus tehdidi 1870'lerde kaygılandıracak boyuta ulaşınca tedirgin oldular. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından imzalanan Ayastefanos Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkan ve Doğu Anadolu topraklarının bir bölümünü Rus Çarlığı'na kaybetmesiyle sonuçlanınca, başta İngiltere olmak üzere diğer Avrupalı güçler harekete geçti ve Berlin'de bir kongre toplandı. İngilizler, 1869'da Süveyş Kanalı'nın açılmasından sonra buranın güvenliğini sağlayacak tedbirler arayışına girmiş ve hatta Kıbrıs ile birlikte onun güvenliği için İskenderun'u bile almayı düşünmüştü. Bu yüzden Akdeniz'deki çıkarlarını düşünerek İngiltere Osmanlı devlet adamlarına Berlin Kongresi'nde Osmanlının çıkarlarını savunacağına ve Rus Çarlığına karşı onu koruyacağına dair söz verdi ve bunun için Akdeniz'de bir üs yani Kıbrıs Adası'nı istedi. 4 Haziran 1878'de imzalanan Kıbrıs Konvansiyonu ile Kıbrıs Adası, İngiltere'ye kiralandı. Bu konvansiyonda Kıbrıs idaresi İngiltere'ye bırakılmakla birlikte ada Osmanlı mülkiyeti olmaya devam ediyordu. Bu antlaşmaya göre, hükümet için yapılan harcamalar dışındaki adadan elde edilen gelir, İngiltere tarafından 'yıllık sabit ödeme' olarak Osmanlı İmparatorluğu'na ödenecekti. Antlaşmada yer alan bu madde, Osmanlıların adayı İngiltere'ye bırakmadığını sadece kiralayarak, geçici olarak yönetimini bıraktığını gösteriyordu. Ayrıca 1 Temmuz 1878'de yapılan 8 maddelik ek bir antlaşma ile Rusya'nın Kars ve Doğu Anadolu'yu terk etmesi durumunda İngiltere'nin de Kıbrıs'ı tahliye etmesi kabul edilmişti, ancak bu hiç olmadı.[2] Yapılan görüşmeler sonunda yıllık sabit ödeme, 92.799 Sterlin, 11 Shilling ve 3 Penny olarak belirlendi. Ancak, 'Kıbrıs Vergisi' Kıbrıs'taki huzursuzluğun da başlıca kaynağı oldu.[3] Öte yandan Osmanlı İmparatorluğu ve İngiltere arasında yapılan bu konvansiyon, diğer devletlerin de tepkisini çekmişti ama İngiltere hiç gecikmeden adada yönetimini kurunca bir şey yapamadılar.

Yazının devamını okumak için tıklayınız.