HİNDİSTAN
Siyasi ,Sosyal ve Ekonomik Durum :
Hindistan, Asya'nın güneyinde yer alan büyük bir yarımadadır. Sürekli çeşitli kavimlerin istilasına uğraması ve Kast sisteminin varolmasından dolayı Hindistan'da siyasî bir birlik kurulamamıştır.
M.Ö. 1200’lerde Hindistan’a gelen Ariler sosyal yapıda büyük değişikliğe sebep oldular. Kast sitemini ortaya çıkardılar. Bu sistemde halk:
Brahmanlar ; Din adamları
Kshatriyalar (Kşatriyalar) : Hükümdarlar, komutanlar ve askerler
Vaisyalar (Vaizyalar) : Sanatkarlar, tüccarlar ve çiftçiler
Sudralar : İşçiler
Paryalar : Ayrıca bu dört sınıfın dışında olan ve hiçbir hakka sahip olmayan sınıftır.
Kast sistemi Hindistan’ı perişan hale getirmiştir. Dört bölüme ayrılan halk birbirinden ayrı yaşamıştır. Kast sistemi Budizm’in doğmasına sebep olmuştu
Hindistan'da ilk kez Guptalar (320-550) siyasî birliği sağlamıştır. Gupta Devleti'nin varlığı Hunlar tarafından sona erdirilmiştir. Bunun sonucunda Kuzey Hindistan, Ak Hunların egemenliğine geçmiştir,
Hindistan'da ekonominin temeli, tarım ve ticarete dayanırdı. Tarihî Baharat Yolu ' nun Hindistan'dan başlayarak Akdeniz limanlarına ve oradan da Avrupa pazarlarıa ulaşması bu ülkeyi ekonomik yönden zenginleştirdi.
Hindistan'ın, Arabistan ve Çin ile canlı bir ticarî bağlantısı vardı.
Kast sistemi ve Hindistan’ın istilalara açık olması burada güçlü bir devletin kurulmasına engel olmuştur.

DİN:
Hindistan’da: 1-Hinduizm 2-Budizm dinleri yaygındır.
İslamiyetin doğduğu yıllarda Hindistan'da Hinduizm egemendi. Hinduizmde en temel ve kutsal metinler Veda'lardır. Kast sistemini benimseyen Hinduizmde en üst mevkide Brahman denilen din adamları bulunurdu. Brahmanizm'e göre bir insanın, yaşamındaki iyi ve kötü hareketlerine göre ruhu rahat eder ya da sıkıntı çekerdi. Ruhun rahat etmesi için insanın aşırı isteklerinden vazgeçmesi ve yalnızlığa çekilmesi gerekir.
Hinduizmin katı kast sistemine ve Brahman sınıfının otoritesine bir tepki olarak Budizm doğmuştur. Felsefi bir düşünce olan Budizm;Kast sisteminden dolayı Hindistan’dan çok Çin, Tibet ve Japonya'da yayılmıştır. Budizmin kurucusu Budha (Buda)'dır. Buda'ya göre; iyilik yapılmalı, kötülükten kaçınılmalı dünya nimetlerine istek duyulmamalıdır. Bunları yapan insan sonsun huzura kavuşur ve "Nirvana" ya ulaşır. Nirvana'ya ulaşmak; dünyevî isteklerden kin, nefret ve tutkulardan uzaklaşmaktır. Budizm de tanrı kavramı yoktur. Bu inanışın din ile ilgili törenleri kaldırarak yerine ahlakî görevler koyması Brahmanların etkisini azaltmıştır. Sınıf farklılıklarını ortadan kaldırarak herkesi Nirvana'ya çağırması da kast örgütünü temelden sarsmıştır. Budizm’in temelinde, iyilik duygusunun yanı sıra yardım, sevgi, doğruluk, dürüstlük gibi ilkeler vardır.